İSTATİSKLER, ülkemizde en fazla taraftara sahip takımın G.Saray olduğunu söylüyor. G.Saray’ın taraftar sayısı birçok "Dünya Kulübü"nden bile fazla... Örneğin Barcelona’nın taraftar sayısı, G.Saray’ınkinden az...
Sayın Başkan Özhan Canaydın, sen oturduğun koltuğun gücünün farkında değilsin. Hep başkalarının "yandaşı" oluyorsun. Bir kez de sen fikir babası ol, lider ol!... Üzüldüğüm, katara hep "son vagon" olarak katılman... Oysa biz senden Galatasaray Başkanı olarak "lokomotif" olmanı bekliyoruz. Hiçbir olayında kararlılık ve öngörü yok. Arkadaşımsın yazmayacağım diyorum; ama dayanamıyorum... 5 yıldır bu takımın başındasın, bir işe de sen öncülük et de biz de, sana helal olsun, diyelim...
Federasyon ile ilgili kararsızlığını sonuna kadar sürdürdün, hep havayı koklamakla yetindin. Ne zaman ki genel kurulun toplantıya çağrılması için yeterli sayıya ulaşıldığını gördün, hemen sen de 7 G.Saraylı üye ile kuyruğun sonuna eklendin. Amacın devlete şirin görünmek... Bunu önceki seçimde yapabilirdin beceremedin. O seçimde oylarınızı söz verdiğinizin tamamen aksine kullanıp, hesapları alt-üst ettiniz. Ucuz kahramanlık peşindesin ve ne yazık, güven vermiyorsun.
Havanda su dövülüyor
NİHAYET gerekli imza sayısına ulaşılarak, T.F.F. Genel Kurulu’nun olağanüstü toplanmasının yolu açıldı. Eğer güçleri yeterse, sonrasında Haluk Ulusoy ve ekibini alaşağı edecekler. Herkesin yeni bir başkan ve yönetim istemesinin nedeni farklı. Bakıyorum da hiçbirinin haklı gerekçesi yok.
Haydi, "Haluk Ulusoy gitsin, ben başkan olayım" hesabında olanların, maçına istediği hakem verilmediğinden kızanların, sudan bahanelerini bir yana bırakalım. Ama "yürüyüşünü beğenmediği" ya da "bıyığı olduğu" için "Federasyon Başkanı gitsin" diyenlerin traji-komik nedenlerine ne demeli?
Bırakın başkan sevilmesin... Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Görevde kalmak için sevilmek de gerekmez.
Önce içimizi temizleyelim
Herkes, çıkarlarına uygun, işini gördürecek, kendine göre başkan arayışı içerisinde. Kimse kılıcı keskin, ekonomik ve siyasi bağımlılığı olmayan, tarafsız, korkusuz başkan istemiyor. İstediğiniz nitelikte başkan bulunup seçilse dahi, ne kimseye, ne Süper Lig’deki kulüplere yaranır, ne de federasyonun yüzünü ak eder... Spor Bakanlığı’na da futbola da kambur olur. Şampiyonluğu kaybeden, ligden düşen takımların yöneticileri, yine en kolay becerdikleri işi yapacak, suçu federasyona atacaklar... Boşuna debelenmeyin, sonuç değişmeyecek. Önce kendi içimizi temizleyelim, sonra seçimi düşünelim.
Diyelim ki gündeme seçim maddesi de koydurmayı başardınız. Pekiyi, seçeceğiniz federasyon başkanını özgür bırakıp bu federasyonu onore edecek üyelerden oluşturmasına destek verecek misiniz? Ben şahsen inanmıyorum. Kulüplerde, siyasette yer bulamayan, "onore eden" değil, "onore olmaya ihtiyacı olan" kişileri tavsiye edeceksiniz.
Haklı olsanız, başarılı olacaksınız. Şu anda havanda su dövüyorsunuz. Ümitlendirdiğiniz devletin bakanını da hüsrana uğratacaksınız. Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. Bu güne kadar sergilediğiniz olumsuz yaklaşımlarınız, beni böyle konuşturmaya zorluyor.