Paylaş
‘‘ÇEK antenini çatımdan’’ kampanyaları kavga, isyan ve mahkemelerle sürerken, telefonun kendisi mi yoksa yansıtıcı antenlerinin yaydığı elektromanyetik dalgalar mı daha zararlı tartışması büyüyor.
GÖZLERİMİZİ binaların çatısından yayılan dalgalara diktik, kulağımıza her geçen gün biraz daha yapışan cep telefonunu düşünmüyoruz bile. Bu küçük aletler ne de olsa yaşamımızı kolaylaştırıyor. Geçtiğimiz günlerde TBMM Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Grubu toplantısına katılan bilim adamları da, ‘‘cep telefonlarının ve baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerini’’ tartıştı. Çıkan sonuçlar hayli ilginç.
STANDARTLARA uyulması koşuluyla elektromanyetik dalgaların insan sağlığına olumsuz etkisinin çok büyük olmadığını savunan bilim adamları, bu açıdan bakıldığında, cep telefonlarının ‘‘insan vücuduna yakınlığı açısından baz istasyonlarından daha tehlikeli olabileceği’’ uyarısında bulunuyor.
BİR baz istasyonu anteninden yayılan radyo dalgalarının, antenin en çok yayın yaptığı yönde bile 9 metre uzaklaşıldığı zaman sınır değerlerin altında kaldığı, yaklaşık 10-12 metrelik bir mesafenin, ‘‘güvenlik mesafesi’’ olarak düşünülebileceği belirtiliyor. Tabii bu bilim adamlarının bir bölümünün görüşü. Tamamen aksi düşüncede olanların sayısı hiç de az değil.
YA cep telefonları? Bilim adamlarına göre cep telefonu vücuda yakın olması nedeniyle beyinde baz istasyonundan çok daha şiddetli elektromanyetik alana sebep oluyor. Özellikle ‘‘Çocuklar cep telefonundan uzak tutulmalı’’ diye uyarıyorlar.
MECLİSİ bırakıp, Elektrik Mühendisleri Odası'nın verilerine dönelim. Dünyadan örnekleri kapsayan bir çalışma. Ve çatılara takılan antenler kadar, küçük mucize aletin bizzat yol açtığı sakıncaları kapsıyor. 1998'de İsveçli bilim adamı Dr. Kjell Hansso Mild, yaptığı araştırma sonucunu ‘‘ceple uzun süre konuşulması halinde yorgunluk, baş ağrısı, deride yanma hissi’’ şeklinde açıklıyor. Aynı yıl Almanya Freinburg Üniversitesi Nöroloji Kliniği'nde yapılan araştırma cep telefonunun yüksek tansiyonla ilişkisini ortaya koyuyor. ABD'de telefon şirketlerinin de desteklediği araştırma kurumu WTR'ye göre cep telefonunun yaydığı frekanslara 18 ay boyunca maruz bırakılan farelerde kanser oluşum oranı, normal farelere göre iki kat artmış. ABD Washington Üniversitesi'nden Dr. H. Lai ve Dr. N.P. Singh, deney hayvanlarını iki saat cep telefonuna tutmakla DNA zincirlerinin kırıldığını gösteriyor.
DOKUZ Eylül Üniversitesi Radyasyon Onkoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münir Kınay'ın da bir uyarısı var. ‘‘Cep telefonlarını 20 yaşın altındakiler kullanmamalı’’ diyor. Gerekçesi ‘‘Telefon ve baz istasyonlarından yayılan radyoaktif dalga hücrelerdeki protein yapısını bozuyor. Vücudumuzda kanserin oluşmasını engelleyen P3 genine zarar verip, azalmasına yol açıyor.’’
BU arada bir haber de Yargıtay'dan. Yargıtay, halk sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle GSM antenleri konusunda emsal oluşturacak bir karar verdi. Tüm yerel mahkemeleri bağlayan karara göre, apartman kat maliklerinden herhangi birisinin karşı çıkması durumunda GSM şirketleri baz istasyonu kuramayacaklar. Apartman yöneticilerine duyurulur.
Paylaş