Paylaş
Korona sürecinin en fazla etkilediği sektörlerin başında turizm geliyor. Önde gelen uluslararası bağımsız denetim ve danışmanlık firmalarından Ernst & Young tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bu sene oteller ve restoranlar için Avrupa düzeyinde gelir kayıpları %50’ye ulaşırken, tur operatörleri ve seyahat acenteleri için bu oran %85’e çıkmış durumda. Paylaşım ekonomisi denilince ilk akla gelen firmalarından, Dünya’nın en çok kullanılan online ev paylaşım ve konaklama uygulaması Airbnb'nin tahminlerine göre ise, şirketin 2020 gelirinin, 2019’un yarısından az olacağı yönünde. Sermayesindeki artışa ve maliyetlerindeki önemli ölçüde düşüşe rağmen, Airbnb'nin kurucu ortağı ve CEO'su, şirketin işgücünde %25 azalmaya gideceklerini açıkladı. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (The World Travel and Tourism Council - WTTC) tarafından yayınlanan bir raporda, mevcut salgın nedeniyle dünya çapında 50 milyona yakın seyahat ve turizm odaklı iş yapan kişinin işlerinin risk altında olduğunu belirtiliyor.
Turizmi temel olarak üç ana bölümde inceleyebiliriz: Farklı bir yere seyahat etmek; oraya vardığımızda konaklayacak bir otel veya dairede konaklamak ve tatildeki boş vakti kültürel etkinliklere ve eğlence aktivitelerine zaman ayırmak. Kovid-19 bu alanların tümünü etkiledi. İnsanlardaki tedirginliğin ve endişenin sürmesi, otel rezervasyonlarının ya da tatil planlarının iptal edilmesine, bu iptaller de hem uçuşların hem de otellerin, restoran ya da eğlence mekanlarının boş olmasına neden oluyor. Kısacası, sektörün tüm tedarik zincirinde "zincirleme" negatif bir gidişat söz konusu.
Turizmin yeni normalinde sağlık, temizlik, güvenlik ve dijital odaklı uygulamalar öne çıkıyor…
Turizm sektörünün yeni normalinde de odak, tesislerin temizlik, sağlık, ve güvenlik standartlarına uyacak şekilde iyileştirilmesi ve mümkün olduğunca sosyal mesafeyi sağlayacak şekilde, konukları endişelendirmeden faaliyetlerin devamının sağlanması doğrultusunda. Bazı büyük otel zincirleri misafirlerine 7 gün 24 saat tıbbi destek sunup, müşterilerine konaklama sürecinde sağlık sigortası sağlayarak, güven inşa etmeye çalışmaktalar. Hijyen ve sağlık odaklı iyileştirmeler, doğru dijital teknolojiler ile desteklendiği takdirde, sektörde rekabet avantajı adına da önemli kazanımlar söz konusu.
İnsanlar kendi araçları ile evlerine yakın yerlere seyahat etmek istiyor…
Tüm ülkelerde, insanların başkalarıyla fiziksel teması giderek daha fazla azaltmak istedikleri dönemde yurtiçi seyahat ve konaklama popülerlik kazandı. Kovid-19 ile birlikte tatil amaçlı yapılan seyahatler, araçlarla ya da kısa mesafeli uçuşlarla daha kolay erişilebilir yerlere kaymakta. Turistler ziyaret ettikleri yerlerin popüler alanlarını daha yüksek riskle ilişkilendirdikleri için, kalabalık olabilecek merkezi lokasyonlara seyahat, toplu taşıma ile ulaşım gibi yerel deneyimlerden uzak kalmaktalar. Bunun yerine, kırsal ve açık alanlar daha fazla tercih edilmekte. Bu dönemde, çok büyük oteller ve tatil köylerinden ziyade, butik otellere daha fazla talep olmakta.
Açık büfelere belli bir süre ara vereceğiz…
Global Turizm Forumu’na göre, salgının getireceği radikal değişikliklerden biri turistlerin yeme içme alışkanlıklarında gözleniyor. Türkiye'de de son derece popüler olan “açık büfe” konseptinin, insanların artık yiyeceklerini herkesin kullandığı ekipman ve gereçlerle almak istemeyeceği için çekiciliğini kaybedebileceğinin altı çizilmekte.
Turizmde de dijital dönüşümün önemi artıyor
Kovid-19’un etkisi ile birlikte pek çok sektörde olduğu gibi, turizm açısından da dijital teknolojiler artık bir seçenek veya lüks değil, bir hayatta kalma zorunluluğu halini almış durumda… Temassız servislerin, sosyal mesafe takip uygulamalarının tasarlanması, menülere QR kod ya da mobil uygulamalar/siteler üzerinden erişim sağlanması, mobil check-in uygulamalarının hayata geçirilmesi, ödemelerin, odalara girişlerin temassız gerçekleştirilmesi, self-servis kiosklarının artışı, odalarda alışveriş ve eğlenceyi destekleyen uygulamaların devreye alınması ve seyahat edilen yerlerin yakınındaki müzelere, galerilere ya da tarihi/kültürel yerlere sanal ziyaretler gerçekleştirilmesi turizm sektörünün üzerinde durması gereken çözümlerden birkaçı…
Plajların yeni normali
Böylesine global bir salgında, her ülke, hatta turizm bölgesi anlık olarak farklı aksiyonlar almak durumunda. Örneğin, Portekiz'de, hangi plajları ziyaret etmenin güvenli olduğunu gösteren uygulamalar varken, Los Angeles'ta güneşlenirken bile yüz maskesi takmanız gereken plajlar söz konusu. Florida’da ise sosyal mesafeye uyulup uyulmadığı, polisler tarafından dronelar ile takip ediliyor.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Kovid-19 etkisinde plajlarda öne çıkan uygulamalar şu şekilde:
Güneşlenmenin Yeni normali
Yunanistan’ın meşhur tatil rotalarından olan Santorini adasında, plajlardaki şezlonglar pleksiglas malzemeler ile birbirlerinden ayrıştırılmış durumda.
Santorini plajlarında pleksiglas seperatörler kuruldu:
Öte yandan, İtalya'nın Rimini tatil beldesinde güneşlenenleri izole etmek için şeffaf plastik “kutular” inşa etme önerisi cankurtaranlar ve plaj yöneticileri tarafından reddedildi. Kavurucu güneşin altında, bu şekilde pleksiglas bir alanda insanların kapalı kalmalarının gerçekçi olmadığı; ayrıca denize gelenlerin daha çok açık havada kalmak istediğinin altı çizilerek, bu öneri mantıklı bulunmadı.
İspanya ve Güney Fransa'daki pek çok plaj, güneşlenenlerin birbirinden iki metre uzakta kalmasına yardımcı olmak için güneşlenme alanlarını ipli bölümlere ayırıyorlar. İtalya’nın güneydoğusunda “İtalya’nın Karayipleri" lakaplı küçük bir sahil kasabası olan Porto Cesareo’da da özel bir plaj, şemsiye ve şezlongları 1,5 metre güvenlik mesafesi ile kuruyor ve tatilciler arasındaki boşluğu işaretlemek için şezlonglar arasına halatlar ekliyor. Plaj işletmecisine göre sosyal mesafe kuralları sadece bir alan meselesi değil; bunlar müşteri hizmetlerini de içermeli. Örneğin, insanları aynı yerde yemek yemeye davet etmektense, istedikleri yiyecek ve içecekleri şezlonglarına götürmek gerekiyor.
Gideceğiniz plajın dolu olup olmadığını uygulama üzerinden takip edebilirsiniz
Pek çok kişi gidip de içeriye girmeden plajların doluluk durumunu bilemediklerini belirtiyor. Buna yönelik olarak Portekiz’de geliştirilen bir uygulama oldukça öne çıktı: Sahilde kaç kişinin olduğunu belirlemek için cep telefonu verileri ve sahil işletmelerinden gelen bilgileri analiz eden bir uygulama, potansiyel ziyaretçileri yola çıkmadan önce plajın dolu olup olmadığı konusunda uyarmakta.
Yüz maskesi ile güneşlenirken aman dikkat
Los Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti, LA County'deki plajları ziyaret eden herkesin suda olmadıkları her an yüz maskesi takmalarını gerektiren bir genelge yayınladı. Genellikle güneşlenirken yüzlerimizi sadece şapka ya da güneş gözlüğü ile koruduğumuz düşünüldüğünde, güneş altında kalan kişilerin dikkatli olmasında yarar var.
Maske yoksa ceza var:
Plaja giderken önden rezervasyon gerekebilir
Belirli restoranlara gitmeden önce rezervasyon yapmaya alışık olabilirsiniz, ancak bu durum Korona nedeni ile sahillere de inmeye başladı. İspanya’nın doğusunda popüler bir sahil bölgesi olan Canet d'en Berenguer’in plajlarına gitmeden önce de, ziyaretçilerin ücretsiz indirilebilir bir uygulamayı kullanarak yer ayırtması gerekiyor. Bu yeni düzenleme doğrultusunda herhangi bir zamanda plajı kullanan insan sayısını azaltmaya yardımcı olmak ve toplam kapasiteyi düşürmek amaçlanmakta. Her ziyaretçiye kumda işaretlenmiş belirli bir alan da tahsis edilmekte.
Sosyal mesafe kontrolu için Drone lar
Florida'nın Daytona Plajı'nda mesafenizi korumazsanız yukarıdan gelen bir sesin size diğer insanlardan uzaklaşmanızı söylemesi riskini alıyorsunuz demektir. Şehir yetkilileri, sahilde ve yerel parklarda sosyal mesafeyi sağlamak için dronelar kullanıyor. Bu dronelar normal bir kamera ve hoparlörün yanı sıra, Kovid-19 bulaşmış olabilecek kişileri tespit etmek için bir ısı sensörü ile de destekleniyor.
Sosyal mesafe kontrolünde drone’lar:
İçinde bulunduğumuz durumun belirsizliği söz konusu olduğunda, kısa vadede turizm sektörü bu tarz aksiyonlar almak zorunda, ancak Korona sonrası uzun vadeyi dikkate alarak planlama yapmalarında yarar var. Yeni trendlerin sektörü ve işletmenizi nasıl etkileyebileceğini anlamak, esnek ve çevik olmak, bu süreçte çok daha fazla önem kazanmakta.
Paylaş