ENGELLİLERİ unutan bir toplum olduğumuz için Ankara Valisi Alaattin Yüksel’in “Başkent’te 2012’yi Engelliler Yılı ilan ettik” sözünü önemsedim.
Tam bunu okurken, aklıma Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Engelliler için özel proje geliştiriyoruz” açıklaması geldi. Yerel yöneticilerin bu açıklamaları hiç kuşkuşuz engelliler için heyecan verici. Ancak engelliler için bugüne kadar yapılmayanların fazlalığını göz önüne alınca konunu üzerinde özellikle durulması gerektiğini düşünüyorum.
Engelliler için milat yıl
Ankara’da yaşayan engelli yurttaşlar için bu sözler bir milat niteliği taşıyor. Ancak, engellerin aşılması için neler yapılacağını ileride hep birlikte göreceğiz. Dileğim engelsiz bir Ankara için atılım yılı olmasıdır. Ama engellileri zorlayan bu kadar şeyin kısa sürede nasıl kaldırılacağını da merak ediyorum. Vali Yüksel’in konuşmasını takip ettiğim gün yolda yürümeye çalışan bir engelli yurttaşımızı gördüm. Koltuk değnekleriyle buzlu kaldırımda ağır aksak ilerlemeye çalışıyordu.
Büyük adımlar atılmalı
Birçoğumuzun düşme tehlikesiyle yolda yürümeye korktuğumuz bozuk kaldırımda buza adeta meydan okuyarak ilerleyen o engelli, bana şehirdeki engellerin azaltılması bakımından çok geri olduğumuzu düşündürdü. Biliyorum ki engelliler artık verilen sözlerin tutulmasını ve engelsiz bir Ankara için büyük adımlar atılmasını her şeyden çok istiyor.
70 günle övünelim
ÇİN’de 15 güne yapılan 30 kat bina Ankara’da da tartışma konusu oldu. Bunu “Çin işi” diye eleştirenlerin yanı sıra takdir edenler de çıkmadı değil. Mesela inşaat işine yıllarını veren İNTES Başkanı Şükrü Koçoğlu “Yaptılarsa gerçekten zoru başarmışlar. Ama Çinli yaptıysa biz de yaparız” dedi. Koçoğlu’nun bu sözüyle kendi kendime “bizim böyle bir projemiz var mıydı?” diye düşündüm. Sonra Ankara’daki 70 gün alt geçidini hatırladım. Yıllardan beri belediyenin övündüğü projelerden birisi de bu alt geçit olmuştur. İnşaat sektöründe kafa kafaya yarıştığımız Çinliler gibi 15 günde 30 katlı bina yapamasak da Ankaralılar olarak 70 günde yapılan ve zaman zaman yağmur sularıyla dolan alt geçidimizle övünebiliriz aslında. Ne dersiniz?