Paylaş
Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanlar faizler için yeniden demeçler vermeye başlarken, öte yandan yeni Başkan Murat Çetinkaya’nın faiz konusundaki olası tavrı tartışılmaya başladı.
Piyasalar Çetinkaya’nın atanmasına “içeriden yapılan atama” diyerek olumlu tepki verdi. Aslında piyasalar öyle anlaşılıyor ki; kim atanırsa atansın işin iyi bir yönünü bulma eğilimindeydi, biraz da o nedenle olumlu karşıladılar. Çünkü konjonktür olarak bu dönemi “ileride kötü olacak şimdi kar zamanı” diye görüyorlar ve ona göre davranmaya devam ediyorlar.
Piyasaların ilk tepkisi olumlu oldu ama öte yandan temkinli davranma ihtiyacı duyup, Çetinkaya’nın ne yapacağını kestirmeye çalışıyorlar. Takınılacak tavrı kestirmeye çalışırken de, biraz da kişiyi tanımadıkları için, Cumhurbaşkanı’nın istekleri doğrultusunda davranıp davranmayacağının ipuçlarını arıyorlar. Buradan yola çıkarak ileriye dönük tahminler yapmaya çalışıyorlar.Bazı bakanlar Merkez Bankası’nın daha radikal faiz indirimlerine gitmesi gerektiğini açık açık söylemeye başladılar. Bunun yanında yeni Başkan’ın bu yönde davranacağı yönündeki tahminlerini de iletiyorlar. Bu demeçler doğal olarak piyasaların gözünü biraz korkutuyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise daha önceki “Merkez Bankası faiz indirsin” tavrını değiştirip, son dönemde “bankalar kredi faizlerini indirsin” demeye başladığı görülüyor. Bunun tabi ki Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle mümkün olabileceği biliniyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na dokunmadan direk bankalardan talepte bulunması da dikkat çekici bir ayrıntı. Erdoğan’ın talebinin yerine getirilmesi ise bankalar açısından çok zor görünüyor. BDDK Başkanı da belli ki Cumhurbaşkanı’nın desteklemek için “kredi faizlerinde düşüş bekliyoruz” demeci vermiş ama ekonomik konjonktür kredi faizlerinde indirim değil aksine artırım gerektiren bir iklimi gösteriyor.
GÖZLER 20 NİSAN’DA
İflas ertelemelerinin hızlanması, sorunlu kredilerin gözle görülür biçimde artması, tüketici kredilerinde ilk kez bu kadar yüksek geri dönmeme oranı, turizm, tarım, demir-çelik sektörlerinde yaşanan sıkıntı, bankaları kredi verirken çok daha hassas davranmaya itiyor. Maliyetlere göre kredi kullanımında zaten sağlam gördükleri firmalara yeterli esnekliği sağladıklarını biliyoruz. Riskli şirketlerin işi ise giderek zorlaşıyor. Cumhurbaşkanı’nın istediği de, daha çok konut olmak üzere tüketici kredilerinde faiz indirimi ki, inşaat sektörüyle ilgili bankalara gelen veriler, bu sektörde de ciddi sıkıntı beklentilerini yansıtmaya başladı. Bu nedenle bankaların faiz düşürerek konut kredilerinde ve son verilere rağmen tüketici kredilerinde yeniden gaza basmaları bir hayli zor görünüyor.Tabi ki kredi faizlerinin düşüşü konusunda ilk bakılacak olan Merkez Bankası’nın faiz ve likiditede takınacağı tutum. İkinci olarak da Maliye’nin maliyetleri artıran vergilerde ne yapılacağına bakılacak ama bütçe nedeniyle burada hareket alanı bir hayli sınırlı gözüküyor.Kısacası; iş yine gelip Merkez Bankası’nın faiz kararına dayanıyor, Piyasalar gözünü dikti, yeni Başkanın ilk sınavı olacak, 20 Nisan’daki toplantıyı izleyecek. Piyasalar 0.50 puan ve üzerinde bir tavan faiz indiriminde yeni Başkan konusunda tedirgin olmaya başlayacaklardır. Burada küçük indirimle yetinmesi piyasaları umutlandırır ama tümüyle de rahatlatmaz. Çok kritik bir süreçteyiz ve yeni gelen Başkan’ın işi bir hayli zor.
Paylaş