Yararlandığımız küresel sisteme karşı yükümlülüklerimiz

DÜN TBMM’ye gelen ‘terörizmin finansmanının’ önlenmesi hakkındaki yasa, Hükümet dahil kimsenin içine sinmedi. Ancak buna rağmen bu yasa çıkacak çünkü üyesi olduğumuz uluslar arası örgütlerin bu konuda koyduğu kurallar kesin. Eğer bu kurallara uymazsak, yani bu örgütün içinde olmanın gereklerini yerine getirmezsek, dışlanmamız söz konusu.

Haberin Devamı

Dışlanmamız ne anlama geliyor derseniz, kabaca; uluslar arası finans sisteminin dışında kalmak olarak özetleyebiliriz. Hani şu büyümemiz için gereken dış kaynağı bulduğumuz küresel finans sistemi var ya, ondan söz ediyoruz. Yani bu sayede üretimi artırıp, işsizlik oranımızı düşürmeye çalıştığımız, böylece halkın refahını artırmaya çalıştığımız sistem...

Bizim bu sistemde kalmak için gereken kurallara uymamız gerektiği için, Hükümet istemeye istemeye bu yasayı çıkaracak. Bilindiği gibi Türkiye’nin puanını “yatırım yapılabilir ülke” puanına getirip, Hazine’nin iş listesine giren Fitch bile, rating artırımı yaparken, “Eğer 23 Şubat’a kadar bu yasa çıkmazsa Türkiye’nin dışlanması söz konusu olacağı için verilen puanı geri indiririz” demek zorunda kalmıştı...

Şimdi hemen herkes bu yasaya karşı çıkıyor ama kimse işin bu yönünü görmek istemiyor. Hükümetin herkes gibi düşündüğü de, son tarihe kadar yasayı getirmeyerek, zaten belli oldu.

TEPAV Direktörü Güven Sak daha önce yazmıştı; keşke kuralları bizim belirleyebileceğimiz noktaya gelsek  de, kendi çıkarımıza uygun kuralların çıkmasını sağlasak. Şu anda bu konumda başka ülke ve grupları var ve onlar uluslar arası sistemin kurallarını belirliyorlar.

Bizim gibi ülkelerin de uluslar arası finans sisteminde kalabilmek için, istemeseler de konulan bu kurallara uymaları gerekiyor. Çünkü uymamanın bedeli çok ağır...

Yasanın TBMM gündemine gelmesiyle birlikte değişik kesimlerin yasaya karşı çıkışlarını izliyoruz. Tasarının anayasal mülkiyet hakkının özüne aykırı olduğunu hem muhalefet parti milletvekilleri, hem iş dünyasının temsilcileri, hem de bazı hukukçular sürekli söylüyor.

Ulusal hukuk kuralları yerine uluslar arası hukuk kurallarına uyum sağlamayı, AB hedefi ile birlikte çok tartışmıştık. Burada de benzer bir tartışma olması, bence doğal...

Haberin Devamı

BU YASA BİLE YETMEYEBİLİR

Geçen yıldan beri TBMM’de komisyonlarda bekleyen tasarıya eklemeler yapıldı ve nihayet dün Genel Kurula geldi. 23 Şubat’a kadar da yasalaşması gerekiyor.

Yapılan değişikliklerin ne sonuç getireceğini, daha doğrusu OECD’nin kara paranın aklanmasını önlemekle görevli Mali Eylem Görev Gücü (FATF) kurallarına tam anlamıyla uyup uymayacağını ise daha sonra göreceğiz. FATF, gri listede yeralan Türkiye’yi bu yasayla birlikte kara listeye almaktan vazgeçecektir ama bir yandan da detayları ve uygulamaları takip edecektir. Dolayısıyla konulan kuralların uygulaması da, uyum için yakından izlenecektir.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone önceki gün gazetelerin Ankara Temsilcilerine konuşurken, Türkiye’nin mevzuatındaki terörizmin tanımlamasının uluslararası tanıma uygun olmadığını, FAFT uzmanlarının geçen yıl Mayıs ayında sunulan taslağı incelediğini ve yetersiz bulduğunu hatırlatmış. Şimdiki yasa taslağının geçen Mayıs’takinden pek de farklı olmadığını kaydeden Büyükelçi, “Umarım ki bu grubun uzmanlarıyla temasa geçilir, onların önerdiği şekilde taslak geliştirilir. Türkiye bu grubun üyesi ve sonuçta finans merkezi haline gelmek istiyor. ABD olarak birinci sınıf, şeffaf bir mali sisteme sahip olmanızı biz de destekliyoruz. Bunun olabilmesi için FATF’ın onayı son derece önemli” demiş.

Kısacası; şikayet edilen bu yasa bile FATF’ın kurallarına uymak için yetmeyebilir.

Bundan sonra İran ile ticaretin ABD ‘nin kurallarına uygun yürümesi gerekecek. Bazı mevcut ticari ilişkiler sekteye uğrayacak çünkü biz öyle adlandırmasak da, Batı’nın “terörist” ilan ettiği kişi, grup ve ülkelerle eski ilişkiler korunamayacak.

Belki “zarar” olarak görülecek bazı kayıplar olacak ama karşılığında büyümemiz için bağımlı olduğumuz uluslar arası sermayeden yararlanmaya devam edeceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları