Veriler iyi geliyor ama beklentiler kötümser

DÜN açıklanan mart ayı işsizlik verileri ve mayıs ayına ilişkin bütçe rakamları, ekonomideki gidişat adına olumlu haberlerdi.

Haberin Devamı

Yanı sıra dün akşam saatlerinde açıklanan FED kararının yine faiz artırımı içermeyeceği beklentisi hakim olduğu için dolar kurunda dün gerileme yaşandı.

Tüm bunlara bakarak ekonomideki işlerin iyi olduğunu söylemek ise mümkün olamıyor. Her şeyden önce bu olumlu verilerin ilk çeyrekteki büyüme rakamlarının yüksekliğinden kaynaklandığı, ikinci çeyrekten itibaren girilen duraklamanın etkisinin ise daha çok üçüncü çeyrekte açıklanacak verilerle ortaya çıkacağı söyleniyor. Dolayısıyla nisanda işsizlik oranları gerileme gösterecek olsa bile, daha sonrasında yeniden artışa geçme ihtimalinin yüksekliğinden söz ediliyor.

Yine ilk 6 ay itibariyle bütçe rakamlarında görülen olumlu seyrin üçüncü çeyrekten itibaren bu seyri göstermeyeceğini belirten uzmanlar çoğunlukta.


BREXIT OYLAMASI
Bugünden itibaren küresel piyasalarda FED’in kararından çok Başkan Yellen’in yapacağı açıklamanın detaylarının yorumlanacağını, buna göre piyasaların yön kazanacağını söylemek mümkün. Örneğin yıl içinde 2 faiz artırımı beklentisi açıklamadan sonra da devam ederse, FED’in artırıma gitmemesinin olumlu etkisi pek görülemeyecek. 

FED’in toplantısının İngiltere 23 Haziran’da yapılacak Brexit oylaması öncesine denk gelmesinin faiz artırımını engellediği yorumları da yoğun olarak yapılıyor. Brexit öncesi anketler ne kadar başabaş bir durum gösterse de, piyasalar hayır ihtimalini fiyatlandırmaya başlasa bile, oylamadan AB’ye hayır çıkmasına fazla ihtimal verilmiyor. 

İngiltere’de AB’ye hayır kararı çıkması halinde, tüm küresel piyasaların aşırı bozulacağı kesin. Brexit’ten evet çıkması halinde ise FED’in faiz artırımı için artık önemli bir engel kalmayacağı, artırımın kolaylaşacağını söyleyebileceğiz.

Dolayısıyla küresel anlamda bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için beklenen sermaye çekilişini beraberinde getirecek hareketlerin kaçınılmaz olduğu, bu ay olmasa da yakında bunun başlayacağını söylemek mümkün.

Tüm bu gelişmeler piyasa oyuncularının önlerini görebilmelerini, daha doğrusu ileriye iyimser bakabilmelerini engelleyen kuvvetli bir beklenti oluşturuyor.


EKONOMİ YÖNETİMİNE GÜVEN AZALIYOR
Yerli piyasa oyuncularında, son gelen iyi verilere rağmen beklentilerin iyi olmadığı, önümüzdeki dönemin sıkıntılı geçeceğine ilişkin yaygın bir kanı olduğunu söyleyebiliriz. Bu karamsarlıkta küresel gelişmelerin kaçınılmaz rolü açıkken, Türkiye’ye özgü sıkıntılar da önemli yer tutuyor.

Gözlemimiz o ki; ekonomiye yönetimine olan güven giderek azalıyor. Konuştuğumuz bankacılar Ankara’da, ekonomi bürokrasisinde kalitenin giderek düştüğü gözlemlerini aktarırlarken, ekonomi yönetiminde söz sahibi olan bakan isimlerinin de değiştiğini, bunun da moral bozucu olduğunu ifade ediyorlar.

Daha açık bir deyişle; Mehmet Şimşek’in yeni Bakanlar Kurulu’nda da Başbakan Yardımcılığını korumasına rağmen etkinliğinin giderek azaldığının piyasalar tarafından yakından gözlendiğini, dolayısıyla etkin olan yeni kişilerin geçmişlerine bakarak, ekonomi sıkıntıya girdiğinde iyi yönetileceği konusundaki güvenlerinin azaldığını açıkça söylüyorlar.

AKP’nin başarılı ekonomi yönetimi dönemindeki bakanların devre dışı kalmasının yanında, o dönemin bürokratlarından hemen hiç birisinin artık kalmadığını kaydeden bir bankacı, “Aynı dili konuşacağımız bürokrat, bir-iki istisna dışında, hiç kalmadı” yorumunu yaptı. 

Tablo böyle olunca; küresel gelişmeler sonucu kaçınılmaz zor günler gelip çattığında, ekonomi iyi idare edilemeyince, tehlikenin büyüyeceği söyleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları