HERKES birbirine "bu kurlar nereye kadar gider" diye soruyor. Televizyonlarda, gazetelerde bir çok uzman da bu sorunun yanıtını bulmaya çalışıyor. Herkesin kendine göre bir tahmini olabiliyor ama tahmin yapanlar da bu işin tam olarak kestirilemeyeceğini iyi biliyorlar.
Dün bu soruyu yönelttiğim bankacılardan biri, bence en iyi yanıtlardan birini verdi. Bankacı, "Halkımız 1.80’den dolar satmıyor, gerisini sen düşün" dedi.
Dün dolar kuru 1.80 civarında dolaşırken, halkın döviz bozdurma konusunda çok çekimser davrandığı yani çok az sayıda vatandaşın dolar bozdurduğu belirtiliyor. Halbuki bundan önce yapılan yorumlarda dolar kuru 1.75’lere geldiğinde halkın döviz bozduracağı, dolayısıyla yukarı çıkışın bu yolla dengelenebileceği söyleniyordu.
Ama beklenti o kadar yüksek ki, 1.80’e çıkmış fiyatlara rağmen insanlar ellerindeki doları bozdurmuyorlar. Niye diye sorduğumda aynı bankacı "Sen, ben kurların çıkmaya devam edeceğini biliyoruz da halk bilmiyor mu" diye başka bir soruyla yanıt verdi.
Özetle; kurlardaki artış beklentisi bu seviyelere gelmiş olmasına rağmen devam ediyor, halk daha da yükseleceğini tahmin ettiği için elindeki dövizi bozdurmuyor.
Bu yazı yazılırken, ABD’de beklenen işsizlik rakamları geldi ve ilk haberler beklentiler doğrultusunda rakamlar geldiği için piyasaların sakinleşmeye başladığı yönünde idi.
Bence piyasalar ne kadar sakinleşse de, genel trend aşağı yönlü. ABD piyasalarından kaynaklanan bir sıkıntı yeniden tüm dünyayı sararken, bence doların güçlenmeye devam etmesi ilginç. Avrupa’daki gelişmeler, şu anda ABD piyasası ne kadar belirleyici olsa da, bir sonraki aşamada yine piyasaları kötüleştirici bir rol oynayacaktır.
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki durum hiç iyi değil, buradaki sıkıntıların merkezi Avrupa ülkelerine sıçraması kaçınılmaz. ABD’de iflas ve kamulaştırma tartışmaları bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. ABD piyasalarında güven yeniden oluşsa da, bu kez Avrupa piyasalarından kaynaklanan hareketleri görebiliriz. Özetle; krizin yeni dip hareketi devam ediyor. Bu son dip hareketi mi, yoksa yıl içinde yenileri gelecek mi, bilinmiyor.
Bilinen; küresel krize bağlı iç piyasada da sıkıntıların bir süre daha devam edeceği...
BAKAN ŞİMŞEK’İN KUR YANITI
Hazine’den, dolayısıyla IMF’le ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, epeydir ortalıkta görünmüyordu. Bir haftalık Avustralya ziyaretinin ardından Türkiye’ye döndüğünü biliyorduk ama bir süredir gözükmüyordu.
Kimbilir, belki de, Başbakan’ın IMF’yle görüşmek için, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’i Washington’a göndermiş olması moralini bozmuştur...
Bakan Şimşek dün Gaziantep’te seçim temaslarıyla yeniden kamuoyunun önüne çıktı. Gaziantep’de bir toplantı sırasında gazeteciler Bakan Şimşek’i görünce, ister istemez, son günlerde rekorlar kıran kurlar hakkındaki görüşünü sormuşlar. Bakan bu sorulara kızmış ve gazetecilere "Ben her gün size ekonomik değerlendirme yapmak zorunda değilim" diyerek tepki göstermiş.
Ben anlamadım, bu işlerden sorumlu bakana gazeteciler ne sorabilirdi, acaba...
Bakan Şimşek bununla da yetinmemiş, bakanın korumaları tarafından fotoğraf ve görüntü almalarına izin verilmeyen ulusal medya mensupları salondan çıkarılmış, toplantıya sadece yerel medya mensuplarının katılımı uygun görülmüş.
Şimşek, toplantı sonrası yine aynı sorularla karşılaşınca bu kez, "Türkiye’de tabii ki dalgalı bir kur sistemi var ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler Türkiye’ye de yansıyor. Dolayısıyla, bu gelişmeleri de o çerçevede yorumlamakta fayda var" demiş.
Piyasadaki oyuncuların bu yanıt üzerine, ne kadar güvenli ellerde olduğunu düşünerek, yönetime olan güvenleri artmıştır diye düşünüyorum. Sizce de öyle değil mi?