DÜN ekonomik kararlar açısından çok yoğun bir gündü. Bu yoğunluk bütün bir hafta boyunca devam edeceğe benziyor. Çünkü bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplanıp yeni faiz kararını verecek.
Piyasa çeyrek puanlık bir indirim kararı bekliyor ve büyük ihtimalle artık bu indirimin son olacağını tahmin etmeye başladı.
Hafta içinde IMF 1. Başkan Yardımcısı Lipsky’nin önce İstanbul, ardından Ankara’ya gelip resmi temaslarda bulunması bekleniyor. Lipsky’nin Babacan’la yapacağı görüşme, TÜSİAD Yüksek İstişare toplantısında vereceği mesajlar önemli olacak.
Dün sabah Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılması ve döviz kredilerine ilişkin karar sürpriz bir karardı. Babacan, daha önceki ekonomi yönetimi dönemindeki gibi, bu kez de mümkün olduğunca düzenlemeleri gizli tutup, "sürpriz etkisi" ile beklenti yönetimi yapmaya büyük önem veriyor. Ancak dün yapılan açıklamaların piyasalara önemli bir etkisi olmadı. Çünkü IMF ile anlaşmanın kesinleşmesi gibi büyük gelişmeler olmadığı sürece, piyasalar neredeyse tümüyle dışarıya endeksli ve Babacan’ın eski dönemine kıyasla beklenti yönetimi yapması şimdi çok daha zor.
Yapılan düzenlemeyi bankacılara sorduğumda "Zaten beklenen, daha doğrusu uygulamada bizim zaten yaptığımız kolaylıkların düzenleme haline gelmesi" biçiminde yorumladılar. Bankacılar, son dönemde zaten kredi kartını ödemeyenlere büyük kolaylıklar tanındığını, kendileri için bu düzenlemenin önemli bir etkisi olmayacağını söylediler. Bankacılar bu düzenlemeyi, "Başbakanı ve AKP tabanını memnun etmek için yapılan siyasi bir düzenleme" olarak görüyorlar. Yani milletvekilleri tatilde yörelerine gittiklerinde, "kredi kartı borcunuzu da taksitlendirdik, faizini indirdik" diyebilecekler...
Bankacılar Babacan’ın özellikle Sanayi ve Ticaret bakanlarının gereksiz düzenlemelerle kredi kartıyla oynamalarının önüne geçtiğini, işte bunun olumlu bir adım olduğunu söylüyorlar.
Yerli bankaların 5 milyon doların üzerinde döviz kredisi açma imkanının ise sınırlı bir sonuç vermesi bekleniyor ama "yıllardır süren haksızlığını sona ermesi açısından" olumlu değerlendiriliyor. Hala yabancı banka kredi kullandırdığında KKDF alınmıyor ama yerli banka açınca KKDF alındığı için yabancı bankalar lehine uygulama ise devam ediyor.
OYAK’IN İKİ ANAHTARI
Hafta sonunda Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un davetlisi olarak Mardin’deydik ve grubun şimdiye kadar yaptıklarını, ileriye dönük planlarını öğrenme imkanımız oldu. Oyak modelinin yurtiçinde ve yurtdışında tasarruf birikimi açısından bir model olabileceğini belirten Ulusoy, Oyak kurulurken ortaya çıkan "üyelere bir ev bir araba" hayalinin de artık gerçek olduğunu söyledi. Ulusoy, üyelerinin birikimlerine verdikleri nemaları yıllar itibariyle tabloyla sunarak, emekli olduklarında üyelerinin bir araba ve ev satın alacak birikimi elde ettiklerini söyledi. Ulusoy, bundan sonra üyelerin meslek hayatlarının başlarında, yani örneğin teğmen olduklarında bu imkana kavuşmaları için çaba sarfedeceklerini söyledi.
Ulusoy, Oyak’ın "Ordunun emrinde bir kurum" olmadığını, bir emeklilik yatırım fonu, birikim fonu olduğunu, birikimlerin yönetildiğini ve bu yolla ekonomiye katkı yapıldığını söylüyor.
Bence artık özellikle kendine liberal ya da muhafazakar diyen kişilerin ideolojik bir tavırla Oyak’a yüklenmekten vazgeçmeleri gerek. Çünkü gerçekten piyasa ekonomisi içerisinde çalışan, kurulan iyi sistem ve iyi yönetim nedeniyle örnek olacak biçimde tasarruf sahiplerine önemli getiriler sağlayan bir fon yönetiminden söz ediyoruz.
Bu arada tüm yatırım yapacaklarda olduğu gibi Oyak’ın da önünü göremediği için, elindeki imkanlara rağmen yeni yatırımlar hakkında bir belirsizlik içinde olduğunu gördük. Hep söylediğimiz gibi; yatırım için teşvikten önce bu makro belirsizliğin giderilmesi gerekiyor.