Teknolojide sıçrama için daha yapılacaklar çok

UZUN yıllardır Türkiye’de dışa bağımlı katma değeri düşük üretim yapısının değiştirilip, teknoloji ağırlıklı yeni ve sürdürülebilir yüksek büyüme modeli oluşturmak gerektiğini söyleyip duruyoruz.

Haberin Devamı

Bu kapsamda Hükümetin hazırladığı, patent düzenlemesini de kapsayan yeni sınai mülkiyet yasa taslağının önemli bir adım olduğunu yazmıştım. Bu yasanın bizi uluslararası çağdaş mevzuata uyumlu hale getireceğini ama bunun ötesine geçmek için ek tedbirler gerektiğinden de söz etmiştim. Teknolojik sıçrama adına, yasa taslağını fırsat bilip, daha yapılması gerekenler üzerinde durmak gerektiğini düşünüyorum.

 

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) yasa taslağı için bir değerlendirme notu yayımladı. Notta dünyanın ve bölgemizin hızla değiştiği,  Türkiye’nin uyumun ötesinde teknolojik sıçramaya ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Teknoloji yüksek ürün üretimi ve ihracatına geçerken, mutlaka yabancı sermaye çekmek gerektiği de açık. Yeni teknolojilerin transferini içeren yatırımlar için Türkiye’yi cazip ve tercih edilir kılmak, benzer ülkeler arasında yatırım ortamı açısından daha avantajlı hale getirmek şart. Yatırım ortamının beşeri sermaye, araştırma ve üretim altyapısı gibi farklı bileşenleri olduğundan söz edilen Not’ta, bunlardan birinin fikri mülkiyet haklarına ilişkin düzenlemeler olduğunun altı çiziliyor.


Notu kaleme alan TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan Memiş ile daha somut tedbir ihtiyaçlarını konuştum. Memiş bu yasanın önemli bir adım olduğunu ama diğer gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye’yi cazip kılacak ek hızlandırıcı önlemlere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Geçen yazıda sözettiğimiz  “biyoteknolojik buluş” tanımının mutlaka sınai mülkiyet yasa tasarısına eklenmesi gerektiği görüşünde.
Yine tasarıya AB mevzuatında da bulunan ek koruma belgeleri (SPC) ile ilgili düzenleme eklemek gerektiğini, bunun bizi tercih edilir ülke yapacak unsurlardan biri olduğunu söylüyor. Böylece uzun süren pahalı ar-ge faaliyetleri sonucu elde edilen ürünlerin pazara verilmesi için zorunlu ruhsatın verilmesi işlemleri sırasında harcanan sürenin telafisi için patent süresi bitiminde devreye giren ek koruma belgeleri ile 20 yıllık koruma süresinin en fazla 5 yıl uzayabileceğini söylüyor. Veri münhasiriyeti uygulamasının uzatılması ve AB ile uyumlu hale getirilmesinin 6 yıl olarak uygulanan süreyi 11 yıla çıkarabileceğini belirtiyor.

 

Haberin Devamı


PATENT BOX TEŞVİKİ

 

Haberin Devamı


Memiş’le yaptığım sohbetten daha yapılması gereken çok şey olduğu izlenimini alırken, bazı yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir. Uygulama sürecinde şeffaflık ve alanında uzman kişilerin yetiştirilmesi ve özellikle mahkeme süreçlerine bu kişilerin katılımının sağlanması büyük önem taşıyor. Yabancı yatırımcılar işin en çok uygulama kısmı üzerinde duruyor ve mevcut mahkeme sisteminin yatırım ortamını geriye götürdüğünü açıkça söylüyorlar. O nedenle yeni tasarıya bu konuda da güvence veren maddeler eklenmeli.
Bu tasarı dışında gereken tedbirler de olduğu kesin. Örneğin fikri mülkiyet ortamı kapsamında “patent box” sisteminin geçirilmesi gerektiği, bunun da Maliye Bakanlığı’nın vereceği bir vergi teşviği olduğu belirtiliyor. Danimarka gibi ülkelerde bu uygulamanın önemli etki yarattığı, bizde de düzenleme olduğu ama uygulanmadığı kaydediliyor. Aldığım bilgiye göre uygulanmamasının en önemli nedeni ise teknik kapasite eksikliği. Fikri mülkiyet ortamı canlandırılarak ve patent box düzenlemesine işlerlik kazandırarak yabancı
sermayenin dikkatini çekmek mümkün olabilir görüşü var.

Yazarın Tüm Yazıları