HATIRLIYORUM da, benzer bir yazıyı 2003 yılında da yazmıştım...
Çünkü AKP Hükümeti, iktidara geldikten sonra diğer aflar gibi sicil affı da yapmıştı ve şimdi yeniden gündemine aldı; işletmelere sicil affı çıkarmaya hazırlanıyor.
İşin başını bu kez Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan çekiyor. Çağlayan da zaten bu düzenlemeyi neden çıkarmak istediğiyle ilgili "Sicil affı na ilişkin düzenlemenin 2003 yılında yapıldığını ancak bankaların düzenlemeyi uygulamaktan çeşitli nedenlerle kaçındığını" belirtmiş. Herhangi bir sebeple çek veya senedini ödeyemeyen, bankaya kredi kartı dahil her türlü nakdi ve gayri nakdi kredi borcunu ödeyemeyen; ancak daha sonra borcunu tamamen ödeyen sanayici, tüccar, esnaf-sanatkar ve vatandaşların kayıtlarının kara listeden silinmediğini anlatan Çağlayan, bu konudan musdarip olanların talep ve beklentisinin yoğunlaştığını söylemiş. Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla bakanlık olarak yeni bir sicil affı düzenlemesi yapılmasına ilişkin çalışma başlattıklarını belirten Çağlayan, "Yeni düzenlemeyle, sicil kayıtları nedeniyle finans kaynaklarına ulaşımı kısıtlanan, sanayici, tüccar, KOBİ’ler, esnaf-sanatkar ve vatandaşların önündeki engeller kaldırılmış olacak. Sicil affına ilişkin düzenlemeyi tamamladık ve Bakanlar Kurulu’na getiriyoruz" demiş.
O zaman da yazmıştık şimdi de tekrarlayalım; sicil affı çıkarın ya da çıkarmayın, bankalar kendi uygun buldukları işletmelere kredi verirler, bu da en doğal haklarıdır. Yani yasal olarak kara listeden çıktı diye, kimse zor durumda olduğunu bildiği bir işletmeye kredi vermez.
Hele ki şu anda herkes kredi için sıradayken, nice çok iyi durumdaki işletme bile kredi bulamazken, bankanın riskli şirkete kredi vermesi imkansızdır. Zorla mı verdireceksiniz?
Kredi kartı konusunda vatandaşın durumu da aynı. Bankalar yasa çıktı, kara listeden silindi diye daha önce kredi kartında sıkıntı çektiği kişiye yeni kredi kartı vermez. O vermediği gibi, benzer bir durumda kalacağını düşündüğü için diğer bankalar da vermez.
Bankaları "şu kişiye kredi kartı" ver diye zorlayabilir misiniz?
Ne olacağını söyleyeyim; geçen seferki gibi sadece kamu bankaları, siyasilerin istediği kişi ve şirketlere kredi vermek için, kara listeye bakmaz, normal bankalar silinse bile kara listeye göre davranır. Yani pratikte, sadece kamu bankaları ve yandaşlara kredi vermek için bir yasa.
KONSOLİDASYON VESİCİLAFFI
Şimdi bir düşünün; bu listeden silinecek olanların büyük bölümü, ister istemez daha önce 2003 yılında listeden silinip de geçen 5 yıl içinde yeniden kara listeye alınan kişi ve şirketler olacak. Yani 2003’de kara listede olup affedilen, yeniden af kapsamına alınacak. Yani her zaman batak olanlar, yine halkın parası harcanıp zorla yüzdürülmeye çalışılacak...
Bakan Çağlayan herhalde yasa çıkardı diye, 2003’de bankaların sicil affına rağmen kredi vermedikleri işletmelere, şimdi kredi vereceklerini düşünmüyordur.
Diyelim ki; 2003’te zor durumda olmayan bazı işletmeler şimdi zor durumda kaldı da sicil affına ihtiyaçları var. O zaman şu soru yanıtlanmalı: "2003’den bu yana geçen en güzel yıllarda batık durumuna düşenler, bu dünyanın en zor döneminde nasıl ayakta duracaklar?"
Sicil affından kasıt çok açık; seçim öncesi yandaşlar için yapılan bir popülizm örneği....
Halbuki ne konuşuyorduk? "2001’de bankacılık sektörü konsolide oldu, sağlam yapıya kavuştu, şimdi bu krizi fırsata çevirmenin tek yolu IMF’den gelecek kaynağı da kullanıp reel sektörde bir konsolidasyon yapmak olmalı" diyorduk. Teşvik sistemini de bu fırsatla değiştirip, cari açığı uzun süreli düşürecek, geleceğin rekabet edilebilecek sektörlerine, dünya şirketi olabilecek, teknolojisi yüksek alanlara üretimi kaydırmalıyız diyorduk.
Ülkenin böyle bir vizyon ihtiyacı olduğu açık ama buna karşılık hükümet ne yapıyor?
Yine batıklar, batacağı belli olanlara kıyak çekiliyor. Böylece düzgün ve namuslu çalışan işletmeler cezalandırılacak, yani kamu kaynakları, yine birkaç yandaş işletme için çar-çur edilecek, yine kamu bankaları batıklara sürüklenecek. Sonunda faturayı da halk ödeyecek.