Paylaş
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde kurulu Türkiye Enerji Meclisi, Mayıs ayında yaptığı toplantının ardından hazırladığı raporu ilgili kurumlara gönderdi. Mevcut sorunların ve çözüm önerilerinin genel hatlarıyla yer aldığı raporda, “Serbest Piyasa ve İşleyişinde Yaşanan Sorunlar” başlığı altında piyasanın sağlıklı işleyişini engelleyen problemler sıralanmış. “Kamu ağırlığı sürmektedir” diye başlayan problemler arasında; kamu maliyetlerinin “korumalı” olması, ikili anlaşma piyasası yerine dengeleme güç piyasasının ağırlıkta bulunması ve çapraz sübvansiyonun sürmesi gibi unsurlar yeralıyor.
Sektörde üretim, arz/talep projeksiyonu ve sektör raporlarının zamanında yayımlanmadığına dikkat çekilen raporun bu bölümünün sonunda “Piyasada oluşan fiyatın sinyal özelliği yoktur” saptamasında bulunuluyor.
Dolayısıyla piyasada oluşan fiyatların yatırımcıya doğru sinyali veremediği belirtilirken, gereken yatırımların neden yapılamadığı noktasına geliniyor. Fiyatın yatırımcıya doğru sinyal verememesin altında yatan nedenler ise kamu-özel sektör rekabetinin bulunmaması, kamunun piyasadaki mevcut hakim gücü, EPDK’nın piyasayı rekabet açısından da izlemesi gerektiği sıralanırken, piyasada rekabetin istenilen düzeyde gerçekleşemediğinin altı çiziliyor.
Rekabetin istenilen düzeyde gerçekleşmediği bir piyasada fiyat oluşumlarının da gerçekçi olamadığı vurgulanırken, bunu sağlamak için ikili anlaşmalar piyasasının geliştirilmesi gerektiği, fiyat oluşumunda kamunun şeffaf hale gelmesi, yeni yatırımlar için piyasa mekanizmasının üretimi destekler hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Tarife dışı unsurların kaldırılması gerektiği kaydedilen raporun bu bölümünün sonunda “gaz ve elektrikteki çapraz sübvansiyonların kaldırılması gerektiği” vurgulanıyor.
Mevzuat sorunlarının ele alındığı, üretimdeki özelleştirmelere biran önce başlanması gerektiği kaydedilirken, doğalgaza aşırı bağımlılığın sürdüğü, iletim yapısının güçsüzlüğü, yönetmeliğin biran önce çıkarılması gerektiği sıralanarak, “arz güvenliği riskinin sürdüğü”nün da altı çiziliyor. Raporda doğalgaz santralleri, yerli kömür kullanımı ve kömür santralleri, rüzgar santralleri, hidroelektrik santralleri ve güneş enerjisi ile dağıtım ve dağıtım özelleştirmeleri ayrı başlıklar halinde sıralanarak, yaşanan sorunlar kaydediliyor.
ÖZEL SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİ
Türkiye Enerji Meclisi Mayıs raporunun sonunda “Beklentiler” sıralanmış. EPDK bünyesinde bir istişare komisyonu kurulması talep edilerek, şeffaf bir piyasa oluşumu, tam rekabetin sağlanması, sinyal özelliğinde fiyat oluşumu, reel fiyatlama istenmiş. Yine aynı kapsamda kamuyla iş yaparken basit ve kısa işlemlerin sağlanması, kamu kesimin de denetlenmesi, bağımsız EPDK’nın oluşturulması, arz güvenliğinin sağlanması ile yerli teknolojiye destek ve yerli kaynakların kullanılması da “beklentiler” olarak sıralananlar arasında...
Bu taleplerin, “talep” değil, “beklentiler” olarak belirtilmesi, ciddi bir sıkışıklık yaşandığı çok açıkken kamuoyu önünde bu taleplerin yüksek sesle söylenmemesi, belli ki “Hükümeti eleştirir gibi görünürsek zılgıt yeme tehlikemiz var” kaygısının, burada da varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.
Şunu biliyorum; Hükümetle arası iyi birkaç şirket ve kişi dışında, enerji sektöründe faaliyet gösteren yerli ve yabancı şirketlerin büyük çoğunluğu sektörün geleceğini olumlu görüyor, sektörde iş yapmak istiyorlar ama mevcut anlayışla ve kuralsızlığın hakim olduğu uygulamalarla önlerini göremiyorlar, dolayısıyla yatırımdan çekiniyorlar.
Enerjide ya da ekonominin tümünde; şeffaf, rekabete açık bir piyasa, siyasetten bağımsız bir düzenleme mekanizması oluşturulamazsa, kamuoyuna bu sorunların yansıyıp yansımadığı önemli olmaz, sistem durur.. Hani “Su yolunu bulur” ilkesi var ya; burada da geçerli...
Paylaş