Paylaş
Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın politika faizinden piyasaya likidite vereceğini açıklaması duyulan korkunun göstergesi olarak algılandı.
PİYASADAKİ dalgalanma sürerken ekonomi yönetimini önümüzdeki hafta başında yapılacak Hazine ihalelerinin telaşı sardı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın, hiç adeti olmadığı halde, dün kısa bir yazılı açıklama yaparak, önümüzdeki hafta politika faizinden piyasaya likidite vereceğini açıklaması da, Hazine ihalelerinden duyulan korkunun göstergesi olarak algılandı.
Bankacılar Merkez Bankası’nın yüzde 4.5 olan politika faizinden piyasaya para vererek, bu paranın Hazine ihalelerine gitmesini sağlamaya çalışacağını söylediler. Hazine kâğıtlarında faizin yüzde 8’in üzerine çıktığı, Pazartesi ve Salı günü yapılacak toplam 5 ihalede Hazine’nin yüklü miktarda borçlanma gereği bulunduğunu hatırlatan bankacılar, “Özetle; bankalara çok ciddi bir kâr imkanı veriyorum deniliyor” şeklinde konuştular.
HAZİNE İHALELERİNE DÖNÜK
Bunun faizdeki artışı engelleyebileceğini, belki küçük bir miktarda aşağı gelmesini sağlayabileceğini kaydeden bankacılar, ancak bunun kısa süreli olacağını, daha sonra faizlerin yeniden yükselmesinin kaçınılmaz hale gelebileceğini söylediler. Faizlerdeki artışın durduğu algısı oluşmadan, normal bir talebin gelmeyeceği de hatırlatılıyor. Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın küresel piyasaların sakinleşme beklentisini gerekçe göstererek, yüzde 4.5’den likidite vereceğini söylediğini hatırlatan bankacılar, küresel piyasaların durulacağı beklentisine katılmıyorlar. Bankacıların çoğu Fed’in tavrı nedeniyle bir-iki aylık dönemde dalgalanmanın durulmasının beklemiyorlar. Bu nedenle de Merkez Bankası Başçı’nın bu açıklamasını sadece Hazine ihalelerine dönük bir açıklama olarak görüyorlar.
KAMU BANKALARI DEVREYE GİREBİLİR
Ekonomi yönetiminin Hazine ihalelerini rahatlatmaya dönük yolları denemeye başladığını, Başçı’nın açıklamasının bu çabanın ilk ürünü olduğunu kaydeden bankacılar, “başka hangi yollar denenebilir?” diye sorduğumuzda ise ticari bankalara bu ortamda fazla kağıt aldırılamayacağını ancak kamu bankalarına “Yüklü miktarda düşük faizli talepte bulunun” ya da “Ortalamadan alım taleplerinizi yüksek tutun” denenebileceğini, belki her iki yolun birden deneneceğiyanıtını aldık. Bu arada bankacılar Merkez Bankası’nın faiz ve dövizi aynı anda tutumayacağının bir kez daha görüldüğünü de söylediler. Dün Erdem Başçı’nın yaptığı yazı açıklamanın sadece Hazine ihalelerindeki faize dönük olduğunun görüldüğünü hatırlatan bankacılar, bunun üzerine birara sakinleşen kurların yeniden harekete geçtiğini ve yukarı çıktığını söylediler. Dolayasıyla faiz ve kurların birarada yükseldiğini ve bunun ikisinin birden tutulmasının zor olduğunu söylediler.
İki öncü olmasa daha keskin olurdu
FED’in tavrıyla birlikte tüm dünyada çok büyük bir dalganın yaşandığını hatırlatan bankacılar, geçen aydan başlayan Fed açıklamaları ile zaten bir düşüş yaşandığını, Gezi olayları nedeniyle ikinci düşüşün olduğunu hatırlatarak, “Eğer bu iki öncü dalga olmasa bu hafta düşüşler çok daha keskin olurdu” tahmininde bulundular. Bu dalganın büyük kısmının küresel etki olduğunu tekrarlayan bankacılar, buna karşılık Türkiye’nin en fazla olumsuz etkilenen gelişmekte olan ülkeler arasında olduğunu, bunda da Gezi olaylarının katkısının bulunduğunu tekrarladılar.
Kötü haber alınır iyisi alınmaz
BANKACILAR, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın küresel ekonomideki sakinleşme beklentisine pek katılmıyorlar. Birkaç ay daha dalgalı seyrin devam edeceğini, varlıkların yeniden değerlendirildiğini kaydeden bankacılar, “Bundan sonra gelecek kötü haberler satın alınır ama iyi haberler pek satın alınmaz. Şimdi böyle bir döneme girdik” diyorlar. Dolayısıyla önümüzdeki hafta başında yapılacak hazine ihaleleri rahatlatılsa, faiz oranları biraz yumuşatılsa bile, zaten çok inmiş olan faiz oranlarının yönünün yukarı doğru olması kaçınılmaz görülüyor.
ROK’ta indirim yapılır mı ?
Bu arada bazı bankacılar özellikle kurlardaki baskıyı azaltmak için yakında Merkez Bankası’nın rezerv opsiyon katsıyısı (ROK) olarak belirtilen, mevduat munzam karşılıklarının döviz olarak tutulan kısmında indirime gitmesini bekliyorlar. Bu yolla döviz çözülmesi olacağını, bunun da kurlar üzerindeki baskıyı azaltacağını tahmin ediyorlar. Buna karşılık bazı analistler ise ROK oranının indirilmesinin dövize bir katkısı olmayacağı görüşünde. Zaten şu anda limit oranlarda döviz tutulmadığını, faizler yükselince bir kısım döviz karşılığının bankalar tarafından düşürüldüğünü, bankaların açık pozisyonu olmadığı için kendileri için zaten dövize ihtiyaç duymadığını söylüyor. Dolayısıyla ROK oranlarının indirilmesinin ne faiz ne de kurlardaki soruna çare olmayacağı görüşünde olanlar var.
Paylaş