Erdal Sağlam: Programda sapma endişeleri...

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Baştan beri vardı ama, son günlerde ‘‘sapma’’ endişelerim artmaya başladı.

Bu endişeler sadece bana ait değil. Ekonomiyi iyi izleyen piyasa çevreleri ve Ankara'daki bürokrasi çevrelerinde de aynı endişeler belirmeye başladı.

Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp bu konudaki endişelerini, ‘‘Okyanusu geçtik, derede boğulmayalım, bu üç ay son derece kritik’’ diye dile getirdi.

Bir başka üst düzey yetkili ise korkusunu şöyle özetliyor:

‘‘Programın ilk aylarında herkes olayın şokunu yaşıyordu. Şimdi şoku atlattılar, her kesimden üzerimize gelenler çoğalmaya başladı.’’

Aslında bürokratlar, baştan beri böyle bir şeyi bekliyorlardı. Yani, program ilerledikçe, canı yanmaya başlayanın hükümetin kapısına gideceği biliniyordu.

Burada görev tümüyle hükümete düşüyor. Hükümetin, programda herhangi bir sapmaya kesinlikle izin vermemesi, sözlerin zamanında yerine getirilmesini ve gerekli yasaların belirtilen zamanda çıkmasını sağlaması gerekiyor.

Peki, bir aksama var mı? Evet, ufak tefek de olsa aksamalar başladı. Bazı yasaların çıkması gecikiyor. Hadi, cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle biraz aksama görüldü diyelim. Bizce hükümetin, daha bir aylık süreyi gerektiren cumhurbaşkanlığı seçim sürecini sadece bu konuyla geçirme lüksü kalmadı. Geciken yasaları bir an önce çıkarmaya da mesai vermesi gerekecek.

NÜKLEERCİLER İÇİN

Örneğin tarım satış kooperatifleri birliklerinin özerkleştirilmesi, SSK'nın yeniden yapılandırılması, özel emeklilik yasası, fonların tasfiyesine ilişkin yasa söz verilip de gecikme görülen yasalar. Yanı sıra hükümetin mali sektör reformu için özellikle Vakıfbank'taki Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait hisselerin de özelleştirilmesi konusunda, mutlaka kesin kararını vermesi gerekiyor.

Bu arada program için hayati önem taşıyan bu yılki destekleme alımları için de bir an önce çalışmaların başlaması ve çok az da olsa, mutlaka programda yazılı ilkeler çerçevesinde fiyat belirleyip, TMO'nun alım miktarını belirlenen ölçüde tutması gerekiyor.

Bu konularda hükümetin aksi bir tavrı, şimdilik görülmüyor ama ilgili bakanların tavırları pek iç açıcı değil. Tarım birlikleri ve Vakıfbank konusunda ilgili bakanların dirençleri biliniyor. Destekleme fiyatı ve miktarı konusunda da ilgili bakan programa uyma konusunda pek güven vermiyor.

Başbakan'ın ellerindeki yetkiyi bırakmak istemeyen bakanları uyarması şart.

Artı olarak nükleer santral sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Hazine, ‘‘Program uygulandığı sürece bu proje için gereken dış krediye garanti veremeyeceğini’’ söylüyor. Şirketler ‘‘8 yılda bitecek proje’’ diyorlar, ama laf...

4 milyar dolarlık bir proje için kredi alınıyor ve bu miktara garanti veriliyor. ‘‘Ben bu yıl 100 milyon dolarını harcayacağım’’ diyemezsiniz çünkü 4 milyar dolar için alınan borç esas. Bu miktar da hedefleri bozacak...

Hükümetin, bazı bakan ve nükleerciler için programı bozma şansı yok.

Program bozulursa felaket olacağını, herhalde görecektir...

Yazarın Tüm Yazıları