Piyasaların temkinli olma zamanı geldi

MERKEZ Bankası uzun süredir temkinli iyimser olduğunu söylüyor yani gidişatın iyi olduğunu, ileriye dönük bazı tedirginlikleri bulunduğunu söylüyordu. Dünkü kararla birlikte bir anlamda temkinli yönünün ağır bastığını göstermiş oldu.

Merkez Bankası bu yıl ilk kez faiz indirmeme kararı aldı. Bu kararında büyüyen iç ve dış risklerin, özellikle de IMF’yle 1. gözden geçirmenin ertelenmesinin oldukça büyük payı bulunduğunu biliyoruz. Merkez Bankası açıkca söylemedi ama sosyal güvenlik yasası gibi çok önemli bir yapısal tedbirin aksamış olması, IMF’nin ilk kez Hükümetin isteğini kabul etmemesi, üstüne üstlük 1. gözden geçirmenin her ne kadar ‘Meclis açılınca görüşülecek’ dense de, belirsiz bir zamana ertelenmiş olması, riskleri büyüten unsurlar oldu.

Buna karşılık piyasalar ise riskleri görseler bile, ‘sadece iyimser’ olarak yollarına devam etmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyor. Piyasaların da bir daha düşünme zamanı geliyor. Piyasaların ‘temkinli olma gereği’ni düşünmeye başlaması gerekiyor.

Merkez Bankası, ‘görünüm’ raporunda da açıkca bu yılki enflasyon hedefinde bir tehlike görmediğini, ‘Ancak 2006 yılı için yüzde 5 olarak saptanan enflasyon hedefinin tutturulabilirliği açısından sorunlar olduğunu’ belirtti. Hizmet fiyatlarındaki artışların yüksekliğine dikkat çekilen raporda eğlence-kültür ve otel-lokanta gibi kalemlerin yüksek seyretmesinde talep koşullarının etkili olduğu, yani talep baskısının sürdüğü belirtiliyor.

Merkez Bankası’nın, son çıkan büyüme verisine ilişkin rakamları, ‘tahminin altında’ diye yorumlayan piyasa görüşlerine de katılmadığı, enflasyon raporunda ortaya çıktı. İlk çeyrekteki söz konusu yavaşlamayı baz etkisine bağlayan ve ikinci çeyrekte bunun daha da belirgin hale geleceğini belirten Merkez Bankası, buna karşılık ikinci yarıda yeniden yükselecek büyüme rakamlarıyla hedefin tutturulacağını söylüyor. Verileri mevsimsel etkilerden arındırarak inceleyen, tüketim ve yatırım harcamalarının aslında 2004 sonuna göre canlandığını belirten Merkez Bankası raporunda, reel faizlerdeki gerileme ve kredilerdeki artışla beraber bu canlanmanın devam edeceği saptamasında bulunuluyor. Yani Merkez Bankası yönetimi iç talebi enflasyon hedefi açısından önemli bir risk olarak algıladığını da belirtmiş oluyor.

MERKEZ İYİ YAPTI

Merkez Bankası raporunda petrol fiyatlarının olumsuz etkisinden, yapılan doğalgaz zamlarının etkisinin temmuzda görüleceğinden, bu zammı elektrik zamlarının izlemesi beklentisinden sözediyor ve uluslar arası likidite açısından şimdilik bir sıkıntı olmasa bile, önümüzdeki dönem için mevcut durumun bir garanti oluşturmadığını da ima ediyor.

Rapordaki önemli bir saptama da; daha önce tersini söylemesine karşılık bu raporda Merkez Bankası’nın ‘önümüzdeki aylarda kısa vadeli faizlerin eğiliminin aşağı yönlü olma olasılığı önceki döneme kıyasla azalmıştır’ saptaması...

Merkez’in aldığı bu kararın piyasalara da örnek olması ve piyasaların da artık temkinli bir havaya girmesi gerekiyor. Aksi takdirde bankalar zor durumda kalabileceklerini unutmamalı. Ekonomi yönetimi de sonuçda bütün yükün devlete bindiğini hatırlamalı..

Bu kararın en önemli özelliklerinden biri de ‘Merkez Bankası’nın piyasalara rağmen gerekeni yaptığını göstermesi’ oldu. Merkez, ‘piyasa dostu’ olmanın, ‘piyasanın her dediğini yapmak’ anlamına gelmediğini ispatladı.

Bu zaten böyleydi ama piyasalarda son dönemde, ‘Merkez Bankası nasıl olsa istediğimizi yapar’ havası oluşmuştu. İşte bu nedenle de piyasalar ‘Merkez yine indirim yapar’ diyerek, bir anlamda Merkez Bankası yönetimi üzerinde baskı oluşturmaya çalıştılar.

Merkez Bankası yönetimi dün aldığı kararla ufkunun piyasaların baktığı yerin çok ötesinde olduğunu, orta ve uzun vadeli düşünerek karar aldığını bir kez daha göstermiş oldu.

Umarız piyasalar da artık, ‘kısa vadeli kár kaygısının ötesinde işe bakmayı’ denerler.
Yazarın Tüm Yazıları