Piyasalara enflasyon ve 301’inci madde dopingi

BAŞBAKAN Tayip Erdoğan dün İstanbul’da sivil toplum kuruluşlarını kabul ederek, onların AB siyasi kriterlerinin yerine getirilmesi için gereken uyum yasalarının çıkarılması, bu kapsamda 301. maddenin değiştirilmesi yönündeki taleplerini dinledi.

Hükümet bu tür uyanıklıkları çok yapıyor. AB uyumu için gereken yasaları zorunlu olarak değiştireceği zaman ilgili sivil toplum kuruluşlarından talep geliveriyor. "Toplumsal talep geldi, değiştirdik" kılıfı hazırlıyor. İşte 8 Kasım’daki ilerleme raporu için şu anda en büyük sıkıntı gibi görünen 301. madde konusunda da aynı şeyi yaptı ve sivil toplum kuruluşlarına "gelin o zaman talep edin" dedi. Elbette bunun bir danışıklı döğüş olduğunu, sivil toplum kuruluşları çıkıp açıkca söylemeyecekler ama oynanan oyun açık.

Yani; AKP Hükümeti demokratlığından değil, zorunlu olduğu için bu değişikliği yapacak.

Peki, böyle bir oyuna neden gerek duyuluyor?

Bunun yanıtı çok açık; AKP Hükümeti bu oyuna başvurarak, hem bir seçim öncesi yükselen milliyetçi akımın elindeki argümanları "ne yapalım toplum istedi" diye elinden alıp, oy kaybını önlemeye çalışacak, hem de "AB Çapası"nı kaybetmemiş olacak.

Öyle ya;AKP Hükümeti AB ile canlanan ilişkiler nedeniyle toplumun geniş kesimlerinden destek görmeye, legalleşmeye başladı. İstediği için değil ama AB yolu işlerine geliyor.

Kısacası; 301. madde değişecek ve ilerleme raporundaki sıkıntılar önemli ölçüde giderilecek.

Bu değişiklik, zaten bahane arayan piyasalar için de bizce çok büyük bir doping olacak.

Piyasalarda, AB ve IMF çapalarının devam edip etmeyeceği, seçim yılı olan 2007 yılında başımıza bir bela gelip gelmeyeceği tartışılmaya başlamıştı. AB’den gelen kötü haberler, belki tam olarak yansımadı ama piyasaların moralini bozmaya başlamıştı.

İşte bu nedenle 301. madeninin değiştirilmesi için, sivil toplum destekli, değişim inisiyatifinin ortaya çıkması ve Hükümetin bu maddeyi değiştireceğini açıklaması, piyasalarda önemli bir coşkuya neden olacaktır.

ENFLASYON RAKAMI DA COŞTURACAK

Piyasaları coşturacak bir başka unsur da Cuma günü açıklanan Ekim ayı enflasyon rakamları oldu. Piyasalar İstanbul’daki rakamların yüksek çıkmasının de etkisiyle, daha yüksek bir enflasyon rakamı bekliyorlardı ve bu tedirginlik son günlerde piyasalara da yansımıştı.

Ancak Ekim ayında Türkiye genelinde tüketici fiyatlarının yüzde 1.27 arttığı ortaya çıktı. TÜFE de olduğu gibi üretici fiyatları yani ÜFE de beklentilerin altında gerçekleşti ve yüzde 0.45 olarak açıklandı.

Piyasalar daha önceki yılların Ekim aylarında yüksek artış gösteren gıda fiyatlarındaki artışın bu yıl yüzde 0.76’da kalmasını memnuniyetle karşılarken, mevsimsel etkilerin yoğun görüldüğü ayakkabı ve giyimde yüzde 1.82 ile görülen yüksek artışın önümüzdeki aylarda devreden çıkacağı yorumu yapıp, açıkcası sevindiler.

Bu sevincin nedeni, yüksek bir artış tehlikesiyle, temkinli tavrını ispat eden Merkez Bankası’nın yeni bir faiz artırıma gitme ihtimalinin de ortada kalkmış olması. Zaten 2007 ilk çeyreğinden önce faiz indirimi beklemeyen piyasalar, böylece kötü bir sürprizden kurtulmuş olduklarını düşünüyorlar.

Kısacası; piyasalar yol kazası, tren kazası gibi tanımlamalarla anılmaya başlayan AB ile ilişkiler konusunda, biraz rahatlamış olarak yeni bir haftaya başlayacaklar. Cuma günü beklenenin altında gelen enflasyon rakamlarıyla, 301. madde değişikliği bir araya gelince, bu haftanın piyasalarda bir hayli keyifli geçeceğini söylemek mümkün.

Tabi AB’den yeni olumsuz haberler, IMF’in beklediği tedbirlerin yerine getirilmeyeceği gibi kötü haberler gelmemesi koşuluyla.

Zaten yabancı fonlar, bu fiyatlarla Türkiye’ye daha fazla gelmenin hazırlıklarını yaparken, bu tür iyi haberlerin gelmesi, yabancı girişini de hızlandıracaktır.

Siyasi çekişmeler erken başlayıp sertleşmezse, bu yıl bu havayla bitebilir.
Yazarın Tüm Yazıları