Paylaş
Geçen hafta yazdığımız ‘‘ekonominin tepesindeki kavga’’ artık iyice su yüzüne çıkmaya başladı.
Hükümet partilerine mensup bakanlar, milletvekilleri ve partililer görülmemiş biçimde ‘‘iktidarın nimetleri’’ne saldırırken, ekonomi bakanları birbirleriyle çatışmak ve ‘‘laf üretmek’’ten başka bir şey yapmıyor.
Ekonomi bürokratları çok zor durumda. Ekonomiden sorumlu bakanların partililerden, bakan arkadaşlarından gelen yüklü talepleri frenlemeleri gerekirken, özellikle Işın Çelebi, bırakın frenlemeyi, yüklü talepleri daha da artıran, herkese mavi boncuk dağıtan bir konumu seçmiş durumda.
Başbakan ise hâlâ ekonomide gereken koordinasyonu sağlamaya yanaşmıyor.
Siyasi baskılar o kadar yoğun ki; Hazine Müsteşarı izin alıp evinde ‘‘finanse edilebilir açık’’ çalışmak zorunda kalıyor.
Piyasalar ise olanları merakla izliyor. Bürokratlar, yaptıkları işler için piyasalardan destek beklerken, bu desteği de göremiyorlar.
Aksine, piyasaların bir bölümü, özellikle de piyasalarda şeffaflık öngören önlemleri kösteklemeye çalışıyor. Bunun nedeni şöyle açıklanıyor:
Piyasalar geçtiğimiz dönemde manipülasyona çok alıştırıldı. Adı belli bankalar bazı bürokratlar, hatta bakanlar kanalıyla içborçlanma ihaleleri öncesinde içerden bilgi alarak, trilyonlarca haksız kazanç sağladılar. Diğerleri de bunu gördü ve piyasaların hemen tümü manipülasyona yöneldi.
Yeni Hazine yönetimi, bu tür manipülasyonları ve haksız kazançları önlemek, bunun için de mümkün olduğunca açıklık ve şeffaflığı oluşturup, kurumsallaşmayı sağlamaya çalışıyor.
Bürokrasi, planladığı yeni önlemlerle; mümkün olduğunca adil, eşit rekabet kurallarının hakim olduğu bir piyasayı kurmaya çalışıyor ama...
Bir üst yönetici özellikle şeffaflığa karşı piyasanın bir bölümünden gelen köstekleme girişimlerini doğrulayıp, şunları söylüyor:
Piyasalar şeffaflığa alışmak zorunda, bazılarının başka çaresi yok.
İÇBORÇ DANIŞMA KURULU
Bazı bankaların, geçmiş dönemde sağladıkları haksız kazançları bırakmaya yanaşmadıkları piyasalar tarafından biliniyor. Şeffaflığa dönük önlemler uygulamaya sokulurken kafalar bulandırılmaya çalışılıyor. İşte örnekler:
Hazine, önceden bilgi almayı önlemek için aylık borçlanma programı açıklamaya başladı. İlk program Ağustos ayının son haftasında bir gün, öğlen saatlerinde açıklandı. Bunun üzerine bazıları, ‘‘sabah saatlerinde bazıları bu programı öğrenip, sabahki işlemlerde para kazandı’’ dediler.
Hazine geri alım ihalesi kararı alınca piyasalarda yine bazıları tarafından ‘‘Bazı bankaların elindeki kağıtlar alınıp, bunların eski kağıtlar nedeniyle edecekleri zararın bir bölümü karşılanacak’’ denildi.
Hazine'nin geçen hafta yaptığı ihaleye, geçmiş dönemde yüklü alımlar yapan bazı bankalar girmeyip, ‘‘almayız ha!’’ mesajı vermeye çalıştılar.
Aynı ihalede bankalara satış yapıldıktan sonra, ortalama faizden bazı kamu kuruluşlarına satış yapıldığı duyuruldu. Bu tür satışlar geçtiğimiz dönemde daha yoğun yapılıyor ama kamuoyuna açıklanmıyordu. Piyasalar, açıklanmasa bile bu satışları iyi biliyordu. Son ihalede Hazine şeffaflığı sağlamak için kamuya satış miktarını bile açıkladı. Piyasaların açıklamayı alkışlaması beklenirken, bazıları yine karşı çıktı, hatta yazanlar oldu.
Hazine'nin oluşturduğu İç Borç Danışma Kurulu, böylesine ‘‘yamyam piyasa’’ görüntüsü içerisinde, bugün ilk toplantısını yapıyor. Hazine'nin ‘‘rasyonel çalışan piyasa kurmak’’için oluşturduğu Kurulun önemi büyük.
Bankacılar bizce bu fırsatı çok iyi kullanmalı. İçlerinde piyasaları iyi tanıyan, masanın iki tarafını da bilen kişiler olduğunu biliyoruz.
Bu Kurulda günlük çıkarlar birtarafa bırakılıp, ülkenin geleceği için gereken önlemler ve piyasaların buna uyumu tartışılmak zorunda.
Paylaş