Paylaş
Şimdi de İngiltere başta, bazı gelişmiş ülkelerin Brexit’in etkisini azaltmak için ek parasal genişleme yapacağı beklentisiyle piyasalar coşmuş durumda.
İngiltere’deki piyasalar bile, sanki bu kararın hiç etkisi olmayacakmış gibi, Brexit öncesi seviyelerine geldi. Bugün İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı verme beklentisi etkili oldu. Özellikle hisse senedi fiyatları coştu ve Brexit’le oluşan 4 trilyon dolarlık zararı dün itibariyle geri almış durumda.
Bu hafta neredeyse tüm piyasalarda yaşanan yükselişte, FED’in faiz artışının tekrar öteleneceği beklentisi önemli rol oynuyor. Geçen hafta beklentilerin üzerinde gelen istihdam verisine rağmen, piyasaların büyük çoğunluğu FED faiz artışının öteleneceği görüşünde. Eylüldeki toplantıda faiz artışı bekleyen çok az piyasa oyuncusu var ama aralıkta artış beklentisi istihdam verisinden sonra daha arttı. Buna rağmen hala piyasanın çoğunluğu bu yıl faiz artışı beklemiyor ve parasal genişleme beklentisi ile piyasalar bu haftayı büyük coşkuyla yaşıyor.
Ajanslarda dün yer alan Brown Brothers Harriman (BBH) analistlerinin yaptıkları değerlendirmedeki, “FED’in bu yıl içerisinde sıkılaştırma kapasitesini küçümsediğini düşünüyoruz” yorumu dikkat çekiciydi. BBH, FED’in eylül toplantısında artış olmasa da, sonuç olarak gelişmekte olan piyasalarda negatif ortamın belireceği, çünkü düşük küresel büyüme, düşük emtia fiyatları, ABD faizlerinde artış ve güçlü dolar riskleri bulunduğunu, böyle bir durumda carry trade’in bu ülkelerin para birimlerini kurtarmaya yetmeyeceğini belirtiyor.
Özetle; bazı banka analistlerin de dediği gibi “piyasalardaki parti devam ediyor” ama endişeler de yok değil. Sonuç olarak parti devam etse de ileriye dönük temkinli olmaya davet ediliyor ama hiçbir piyasa oyuncusu da bu iyimserlik dalgasından kendini alamıyor, dalgaya uyup işlemlerini yapıyor.
İÇERİDE ARTI RİSKLER DE VAR
Yabancı banka analistlerinin yanında yerli piyasa uzmanlarına sorduğumuzda da, partinin devam ettiğini, bir-iki ay daha bu havanın süreceği beklentisinin bulunduğunu söylediler. Kimsenin bu havadan kendi alamadığını kaydeden analistler, özellikle bu yıl sürekli değişen bir hava olduğunu, piyasaların sürekli iyimser haberleri alma eğiliminin her zaman galip geldiğini hatırlattılar.
Mevcut havanın değişmesi için en önemli nedenin, FED faiz artışı beklentisinin yeniden oluşması olacağını kaydeden bankacılar, bunun yanında İtalya’daki bankaların durumu, Brexit sonrası kararın uygulanması konusunda yaşanacak çalkantı, Çin’in büyüme sorunu gibi risklerin piyasalar tarafından görmezden gelindiğini kabul ediyorlar. Bize özgü ek riskler de bulunmasına rağmen, iç piyasalar da aynen küresel piyasalar gibi yükselişe devam ediyor.
Daha dün Fransa’nın 14 Temmuz kutlama resepsiyonlarını iptal etmesi, terör tehlikesinin hala devam ettiğinin kanıtı oldu. Bunun yanında, Merkez Bankası Başkanı her ne kadar iyimser açıklamalar yapsa da, enflasyonun yükselişe geçmesi, kredi faizlerinin inmesi için atılması planlanan adımların Merkez Bankası’nın faiz indirimini sınırlayacağı, banka kârlılıklarındaki düşüş ve sorunlu kredilerdeki büyüme gibi ciddi ekonomik ve siyasi riskler bulunuyor.
Piyasalar günü kurtarmak ve kâr realizasyonu için bu önemli riskleri yine görmezden geliyor, ama bir gün realize olacağını biliyorlar. İşte bu nedenle ekonomi yönetimlerinin piyasa dostu olması ama orta-uzun vadeyi düşünerek piyasanın önünde gidecek adımları atması gerekiyor.
Paylaş