Piyasada bahar havası kalıcı mı

PİYASADA, daha çok Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımını öteleme beklentisine dayalı, bir iyimserlik havasının estiği açık.

Haberin Devamı

Dışarıda perşembe günü yapılacak Avrupa Merkez Bankası toplantısından mevduatta faiz indirimi kararı çıkma beklentisi, petrol fiyatlarında görülen kısmi artış ve bunun tahvillere yansıması, içeride son enflasyon rakamlarında görülen düşüş, bu iyimserlik havasının bu haftaya da yansımasını sağladı diyebiliriz.

 

Çin Ulusal Kongresi’nin önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini belirleyip açıklaması da dünkü küresel piyasalarda etkili oldu.


Tüm bunlar piyasaların özlediği, satın almaya can attığı gelişmeler olarak gözüktü.

 

Halbuki örneğin ABD’de geçen hafta sonu açıklanan veriler aslında her tarafa çekilebilecek kararlar olarak gözüktü.

 

Haberin Devamı

Şubat ayında tarım dışı istihdam verisi beklentilerden iyi, ücret artışı ise zayıf çıktı yani karmaşık bir tablo vardı.

 

Ancak piyasalar bunu yine olumlu algılama yolunu seçip, buradan yola çıkarak mart ayındaki FED toplantısından da faiz artırımı çıkmayacağı kararını verdi.

 

Tarım dışı istihdam verilerine eskiden daha güçlü tepki verirken, bu kez ücret artışındaki düşüklüğü fiyatlama yolunu seçti.

 

Yani piyasalar olumlu bir yön arıyordu, zayıf olsa da böyle bir yön gördüğü için iyimserliği fiyatladı.


Küresel piyasalar böyle gelişirken içerideki hava nasıl?


Bankacılarla konuştuğumuz zaman, diğer her şeyin gözardı edilip, iç piyasalardaki seyrin çok güçlü biçimde küresel gelişmelerden etkilenip yön kazandığını söylüyorlar.

 

Yani dışarıdaki piyasaların iyimserliği satın alma eğilimi, olduğu gibi içeriye de yansıyor.


Bankacılar içerideki siyasi çatışmaların artmasını, dışarıda Türkiye’nin yalnızlığa girmesini, Batı ittifakı ile girilen derin görüş ayrılığını, özetle iç ve dış siyasi gelişmeleri yakından izliyor ama bu gelişmelerin dozunun iç piyasalarda satın alacak düzeyde olmadığını söylüyorlar.

 

Haberin Devamı

Yani içeriye bağlı gelişmelerin piyasalara yansıması için belli ki olumsuzlukların had safhaya çıkması gerekecek ki yakın vade için böyle bir beklenti yok.


Buradan yola çıkarak önümüzdeki dönem piyasa gelişmelerinin tümüyle küresel piyasalara bağlı seyredeceğinin altını çiziyorlar.

 


BANKACILAR ASIL YÖNÜ GÖRÜYOR

 


Piyasa oyuncuları iyimserliği satın alarak doğal olarak kârlarını maksimize etmeye çalışıyorlar.

 

Buna karşılık hem küresel hem iç riskleri görmüyorlar mı, gözlerine bant mı çektiler derseniz, aslında böyle bir aymazlık içinde olmadıklarını, bu bahar havasının kalıcı olmadığını gördüklerini söyleyebilirim.


Bankacılar, bu yılın tümünün iyi geçmeyeceğini görüyor ve şu anda varolan iyimserlik havasını mümkün olduğunca kâr için kullanmak istiyorlar.

Haberin Devamı


Peki, ilerisi için beklentileri ne derseniz; çok açık biçimde “küresel piyasalardaki yönün açıkça belli olduğu” görüşündeler.


Bu yön neresi derseniz, orası da açık; Mart’ta olmasa da birkaç ay içinde FED mutlaka faiz artırmak zorunda kalacak.

 

Çin’in durumu ne olursa olsun, Avrupa Merkez Bankası ne karar verirse versin, bankacılar biliyor ki FED bu yıl içinde belki 4 değil ama en azından 2-3 faiz artırımı yapmak zorunda.

 

Herkes FED’in bunu yapmadığı takdirde ABD ve küresel piyasaları yönlendiremeyeceğini görüyor.

 

Dolayısıyla içeriye bunun yansımasının kaçınılmaz olduğunu da, en geç yılın ikinci yarısında ciddi sıkışıklık yaşanacağını da, dış kaynak azalacağı için kredi artış hızının ve büyüme oranlarının düşeceğini de, sektördeki sıkıntılı kredilerin artacağını da, kurların ve faizlerin yukarı çıkacağını çok açık biçimde görüyorlar.

 

Haberin Devamı

Şimdi başka, ileride başka şeyleri satın alacaklar, onların işi de bu.

Yazarın Tüm Yazıları