Paylaş
Oluşturulan 199 maddelik taslak, 20 Şubat’ta Gebze’de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın düzenlediği toplantıda paydaşlara anlatıldı. Yerli ve yabancı paydaşlar bazı eklemeler istedilerse de taslağı olumlu buldular
Bilgi veren yetkililer patent’le ilgili Avrupa Birliği ile uyumlu, çağdaş bir düzenleme öngörüldüğünü, TBMM de ciddi değişiklik yapılmaması gerektiğini belirttiler.
Yasa gerekçesinde de belirtildiği gibi patentle ilgili yasa maddeleri mevcut kararnamenin, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ve uygulama sorunlarını çözmek amacıyla yapılan küçük değişikliklerle yasa haline getirilmiş. Taslağın diğer ayaklarından olan coğrafi işaretleme konusunda AB’nin bazı itirazları olduğu ama bunun AB ile ABD arasındaki görüş ayrılıklarının uzantısı olduğunu öğrendik. Diğer ayak olan marka hakkı konusunda da yine uluslararası uyuma özen gösterdiği belirtiliyor.
Başka bir yenilik de üniversitelerdeki mevcut buluş potansiyelinin ortaya çıkarılması ve ekonomiye kazandırılması amacıyla üniversite mensubu buluşlarının hak sahipliğinin yüksek öğretim kurumlarına verilmesi yönünde düzenlemelere yer verilmesi olmuş.
Bu kapsamda AB ile 7. fasıl olan fikri mülkiyet hakları faslının kapatılması için patent hakkının tüketilmesi, ek koruma sertifikaları gibi düzenlemelere de ihtiyaç olacağı, yasaya bunların da eklenebileceği da kaydediliyor.
Mevcut taslak için düzeltilmesi istenen bazı hususlar da var. Bunlardan ilki uygulamada sorun olabilecek biyoteknolojik buluş kavramına ilişkin. Taslakta biyoteknoloji ifadesinin kullanılmamasının bu konuda hukuki korumanın belirsizleşmesine yol açıp, uygulamada sorun olabileceği belirtiliyor. Bu nedenle uluslararası metinlerde yeralan “Biyoteknolojik buluşlar” tanımının taslağa eklenmesinin ileride yaşanacak sorunları engelleyebileceği belirtiliyor.
DÜZELTİLMESİ İSTENEN MADDELER
Bununla birlikte taslağın 84. maddesinde yer alan “yeni olan, buluş basamağı içeren ve sanayide uygulanabilir buluşlar patent verilerek korunur” ibaresinin başına “Teknolojinin her alanında” ibaresi eklenerek tanıma açıklık kazandırılmasına ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Taslağın 85. maddesine ek yapılarak; bilinen bir maddenin daha sonra başka hastalıkların tedavisinde ikinci, üçüncü, dördüncü ve sonraki tıbbi kullanımlarda yani endikasyonlarda kullanılmasının patentlenmesinin açıkça hüküm altına alınması isteniyor. Böylece uluslararası alanda hukuki anlaşmazlık halindeki vakalarda çözüme netlik kazandırılması isteniyor.
Bununla birlikte bir mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden zorunlu lisansın son derece istisnai uygulanması gereken bir durum olduğu belirtilerek, taslağın 132. Maddesinde yeralan “veya kullanımın ulusal pazar ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmadığı” ifadesinin muğlak olduğu, uygulamada sıkıntı olmaması için, bu ibarenin metinden çıkarılması gerektiği belirtiliyor.
Özetle; düzeltilmesi gereken maddeleri olsa da, sınai mülkiyet yasa taslağı, uluslararası kurallara uygun, katma değeri yüksek üretim ve buna bağlı büyüme ihtiyacını karşılayacak bir hukuki zemini oluşturuyor.
Bu olumlu ama yeterli mi, bu da tartışılıyor. Türkiye’nin bazı alanlarda ön alması için, uluslararası koşulların ötesine geçip ek koruma ve özendirici tedbirler planlanıp yasaya koyulabilir mi, böylece bir sıçramanın yolu açılabilir mi, bu yöndeki görüşleri de yakında aktaracağım.
Paylaş