HER şeyden önce şunu söyleyeyim ki; Merkez Bankası’nın açıkladığı 5 ayaklı eylem planı’nın nasıl bir eylem, hatta plan adını alacak eylemler bütünü içerdiğini ben anlamadım.
Daha önce de zaten görevi olan bu konjonktürel önlemlerin, eylem planı gibi açıklanmasının yanlışlığına değinmiş, sadece beklenti yönetimi amaçlı bir açıklama olduğu tahminimi belirtmiştim. Bence, dün kesinlikle adına eylem planı denilemeyecek bir açıklama yapıldı. Merkez Bankası eylem planı diye, “orta vadeli enflasyon beklentilerini korumak için her türlü tedbiri alırım” şeklinde özetlenebilecek, somut tedbirleri sıralamayan, belirli bir takvim öngörmeyen bir açıklama yaptı. Bence Merkez Bankası açıklamasında yer alan tek soyut eylem, Merkez’in enflasyon korkusuyla sigara zamlarına müdahale edip, dün sigaradaki ÖTV’nin indirilmesini sağlamak idi. Bence, “eylem planı” yerine “Sigara ÖTV’siyle mücadele planı” açıklayacağını söylese, çok daha yerinde olurdu. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın toplantıda özellikle sorular karşısında bir hayli heyecanlı ve sinirli olduğunu gözledik. O makama gelen bir kişi, örneğin hoşuna gitmeyen soru karşısında tepeden bakan kısa bir yanıt verip, sonunda da “nokta...” diye kestirip atmamalı. Politikacılar, özellikle mevcut geçerli politik figürler böyle yapıyor olabilir ama Merkez Bankası Başkanı eleştirel piyasa yorumları konusunda, neredeyse isim vererek, “O kişi Türkiye’den çıkın, desin bizim için daha olumlu” gibi, hedef gösteren yanıtlar vermemeli. Piyasalar Başçı’nın bu tavırlarından gergin olduğunu, kendine olan güvenini giderek kaybettiğini rahatça anlıyorlar. Yine piyasalar kurlarla mücadelede rezervlerin yeterliliği konusunda “24 milyar dolar almışız, 8.5 milyar dolar satmışız gerekirse aldığımızın hepsini satarız” gibi bir açıklamayı da gerçekci bulmaz. Bu kadar kolay olmadığını bilir. Başçı’nın simge olmuş dünya Merkez Bankası başkanlarından örnek olaylar aktarması, sürekli olarak kendilerinin çok başarılı olduğunu anlatmaya çalışması, “IMF’in bizim deneyimlerimizi başka ülkelere örnek verdiğini” söylemesi kendisine karşı güvenin yeniden oluşmasını sağlamadı. Aksine bu tür vurgular, hatalar nedeniyle yapılan eleştirilerin haklılığını gösterir gibiydi. GÜVEN SAĞLAMAK İÇİN Bence Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, böyle argümanlar ve kestirip atarak haklılığını gösterip, yeniden güven sağlayamaz. Bence yapılan hatalar, bazı dolduruşa getirenleri dinlemeden, açıkca itiraf edilip, samimi davranılırsa, hatadan dönülmüş olur. Piyasaları, mevcut politik iklimden de yararlanıp, korkutarak belki kısa dönemli istediğiniz hareketleri sağlayabilirsiniz ama kalıcı bir istikrar sağlayamadığınız gibi güveni de kazanamazsınız. Örneğin sözle kurları artırma çabasına girip, sonradan kurlar fazla yükseldiğinde yine “TL şu kadar değersiz” diyerek bu işi yapmaya çalıştığınızı, bununla hata yaptığınızı söyleyebilmelisiniz. G-20 toplantısından gelip “Avrupa düzeldi” diyerek buna göre önlem aldığınızı, ama yanıldığınızı söyleyebilmelisiniz. Daha iki hafta öncesine kadar “enflasyon diye bir kaygımız yok” derken, şimdi enflasyonla mücadeleyi öne aldığınızı, piyasayı daraltacağınızı, sigaradaki vergi artışını enflasyon kaygısı nedeniyle geri aldırdığınızı söylerseniz, doğal olarak samimi olanlar “Merkez Bankası’nın ne yaptığını anlamadık” diye eleştirirler, yapacaklarınıza da güven duyulamaz. Siz hükümet nedeniyle faiz artırmaktan kaçınıp, şimdi de “gösterge faiz değil faiz koridoru geçerli“ derseniz, doğal olarak “ne oluyor?” diye sorulur. “Normal enflasyon raporu” açıklaması varken “5 ayaklı eylem planı açıklayacağım” diyerek piyasalarda beklenti yaratıp, sonunda da böyle soyut bir açıklama yaparsanız, hayal kırıklığı yaratmanız normaldir. Merkez Bankası sonunda asli görevini hatırladı ama çok geç kalmış olabilir. Kurları bu açıklamalarla geçici olarak düşürebilirsiniz. Ancak önümüzdeki dönem Avrupa’nın kriz kararlarına da bağlı olarak, hem faizler hem kurlar yukarı doğru gitmeye başlarsa, Merkez Bankası yönetimi de dahil, kimse şaşırmasın.