CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül bugün Emir Hamad Bin Khalifa Al Thani’nin davetlisi olarak Katar’a gidiyor. Bizim de katılacağımız gezide ağırlıklı gündemin enerji olmasını bekliyoruz. Özellikle Türkiye’nin artan doğalgaz ihtiyacının bir bölümünü Katar’dan temin etmek için görüşmeler yapılmasını bekliyoruz.
Gül’e eşlik edenler arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da bulunuyor. Enerji ile ilgili kapsamlı görüşmeler yapılırken, sanıyoruz ki Maliye Bakanı Unakıtan da, özellikle Katar sermayesinin Türkiye’ye çekilmesi konusunda görüşmeler yapacak. Tam olarak hangi konuların ele alınacağını bilmiyoruz ama otoyolların belirlenecek yöntem uyarınca finansmanı konusunda görüşmeler yapılacağını tahmin ediyoruz. Bununla birlikte özellikle küresel krizin etkilerinin dengelenmesi açısından, yani finansman temini için ileriye dönük görüşmeler yapılabilir. Bu arada Halk Bankası’nın satışında Katar sermayesinin katılımının sağlanmasının istendiğini de biliyoruz.
Özetle; iyi ilişkiler kullanılarak Katar sermayesi ve enerji kaynakları için görüşmeler yapılacak. AKP Hükümetinin bu konuda, yani petrol zengini ülkelere ait sermayenin çekilmesi konusunda umutlu olduğunu biliyoruz. Ancak petrol sermayesinin bir sıkışıklık halinde çok daha cazip gelişmiş ülke şirketlerine ortak olmayı mı tercih eder, yoksa Türkiye’ ye mi gelir, o konuda şüpheliyiz. Bunun da ötesinde rahmetli Turgut Özal döneminde de Arap ülkelerinin Türkiye’ye çok vaadlerde bulunduklarını ama daha sonradan bu vaadlerin çoğunun yerine getirilmediğini de biliyoruz. Yani bu konuda da temkinli olmak gerekiyor.
Kaldı ki; Katar hem enerji kaynaklarının kullanımında, hem enerji yatırımları için uygun kredi bulmakta, hem de finans yatırımlarında çok uygun koşulları bulmasıyla tanınıyor. Benzer ülkelerdeki gibi Prenslerin yanında İngiliz, Amerikalı çok iyi yetişmiş finansçılar bulunuyor.
Onun da ötesinde paranın ne milliyeti ne de ırkı var. Yani kimse kimseye dostsunuz diye para da vermez, kar cazipse parasını da geri çekmez...
LNG GÖRÜŞMELERİ
Katar, 26 milyar metreküplük rezerviyle dünyanın en büyük 3’üncü doğalgaz kaynak ülkesi. Katar bir süredir LNG yani sıvılaştırılmış doğalgaz üzerinde yoğunlaştı ve dünyanın en büyük LNG tedarik ülkesi olmak amacında. Japonya ile 25 yıllık anlaşma yaptığını, Çin ve İtalya ile uzun dönemli tedarik görüşmeleri yaptığını biliyoruz. Katar, zor kararlar verip, ince eleyip sık dokuyup ama anlaşma yaptığında da en hızlı harekete geçen ülke olarak biliniyor. Yani kısa dönemli LNG kontratları yerine, yatırım planlaması için uzun dönemli kontratlar yapmayı tercih ediyor. En büyük yatırımı ise ABD ile ortak LNG yatırımları. Katar bu haliyle sahip olduğu doğalgaz havzasının öteki tarafındaki İran’a karşı büyük avantajı yakalamış durumda.
Katar ABD ile yakın ilişkileriyle tanınıyor hatta ABD’nin büyük askeri gücü de bulunuyor ama özellikle LNG politikasında bağımsız bir politika izlemeye çalıştığı da biliniyor.
Türkiye İran’dan alacağı doğalgaza ek boru hattıyla Katar gazını eklemek veya Arap gaz hattına dahil etmek, buradan da Avrupa’ya gidecek doğalgaz hattı Nabucco’ya Katar’ı da eklemek istiyordu. Ancak Katar’ın LNG politikası nedeniyle bu proje hayata geçmeyecek gibi gözüküyor. Bununu yerine Türkiye LNG temini için uzun vadeli, yani 10-15 yıllık kontrat yapmak için görüşmelere başlayacak. Bizce bu kez yapılacak görüşmeler ancak öngörüşmeler olabilir çünkü bu tür görüşmeler çok uzun süre alıyor. Bu arada Katar’dan uygun fiyatla LNG temininin mümkün olabileceği, bu konuda bir anlayış olduğundan da söz ediliyor.
Masada Türkiye’nin, her kaynak ülkede olduğu gibi, Katar’da da doğalgaz kaynaklarını ortak işletme niyeti olduğunu biliyoruz ama bunun gerçekleşmesi de bizce bir hayli zor görünüyor.
Bugün Nabucco’ya Almanya katılıyor yani Türkiye’nin Avrupa’nın enerji arz güvenliğinde oynayacağı kritik rol somutlaşıyor.
Türkiye’nin "enerji koridoru" sıfatıyla dünya enerji oyununda etkili rol oynaması için Katar’a da ihtiyaç duyuyor ve bizce bu ziyaretin en önemli yanı da bu...