Paylaş
POLİTİKACILARIN 'ucuz popülizm' eğilimi hiç değişmiyor.
Tam üç partili koalisyonu bile yürütmeyi başardık, nihayet yüksek enflasyonu yenmek için kararlı davranıyoruz diyoruz. Yani, politikacıların artık ülke gerçeklerine göre davranmaya başladığı konusunda umutlanmaya çalışıyoruz.
Tam bu sırada, ülkeyi yöneten politikacılar öyle şeyler söylüyorlar ki; insana ister istemez 'bunlar değişmeyecek herhalde' dedirtiyor.
Bunun son örneğini Sanayi ve Ticaret Bakanı Kenan Tanrıkulu verdi. Tanrıkulu, ATO ile birlikte gittiği Yunanistan'da IMF'e vermiş, veriştirmiş. Birliklerle ilgili kanunun geciktiği hatırlatılınca, 'IMF'le evlenecek değilim. Uygulamadan memnun olup olmamayı onlar düşünsün' demiş.
Ne kadar düzeyli, ne kadar kamuoyunu aydınlatıcı bir yanıt, değil mi?
Halbuki, DPT'nin iyi yetişmiş kuşağından, genç bir politikacı olması, üstüne üstlük sağduyulu devlet adamı imajı veren Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, liderler zirvesine beraber girecek kadar, yakınında gözükmesi nedeniyle, çoğu kimse Tanrıkulu'dan umutluydu.
TABANA MESAJ
Kendi partilerindeki eski, popülist eğilimleri bilinen bakanlar bile böylesine yanıtlar vermezken, Tanrıkulu'nun 'tabanıma mesaj yolluyorum' türünden, bu tür demeçler vermesi, çoğu kimseyi şaşırttı.
Halbuki Tanrıkulu da çok iyi biliyor ki; öyle ödemeler dengesi sorunumuz filan yoktu. Yani IMF'e kendimiz gittik, yani IMF'e kendisinin de içinde bulunduğu bu Hükümet gitti ve 'Enflasyonu düşürmeye karar verdik, bunun için bu programı yaptık, gelin destek verin' dedi.
Bu programın yeterli olup olmayacağı tartışıldı, enflasyonu indirebilmek için gereken ek önlemler birlikte saptandı ve böylece IMF destek verdi.
Unutmayalım ki; IMF destek verdiği için bunca dışborç alındı, destek verdiği için faizler bu kadar düştü, enflasyon düşme eğilimine girdi...
Yine aynı kapsamda yapısal tedbirler şarttı, bunun için detaylı programlar yapılıp Dünya Bankası'nın bu programlar için finansman desteği öngörüldü.
TARIMSAL BİRLİKLER
İşte IMF ve Dünya Bankası ile üzerinde mutabakata varılan konulardan biri de, tarımsal birliklerin özerkleştirilmesi için kanun çıkarılması idi.
Bu kanunun hemen çıkarılması gerekiyor ve Tanrıkulu bunu biliyor.
Dünya Bankası 750 milyon dolarlık ekonomik reform kredisini vermek için bu kanunun çıkmasını bekliyor ve Tanrıkulu bunu da çok iyi biliyor.
Bunların hepsini biliyor da, niye böyle konuşuyor?
Çünkü genç de olsalar,' IMF'i kullanarak popülizm yapmak'tan, bu yolla tabanlarına mesaj yollayacaklarını sanmaktan vazgeçmiyorlar. Halbuki partilerin tabanları bile 'IMF kompleksi' ni artık yenmeye başlamışken...
Bu arada bir bilgi: Eğer tarımsal birliklere ilişkin kanun tasarısı, TBMM'de bir-kaç komisyondan geçerse, kanunlaşmasa bile,'Hükümet kararlılığını gösterdi' denip, ekonomik reform kredisinin çıkarılması sözkonusu olabilecek.
Yani,' Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle TBMM gündemi dolu, o nedenle bu kanun çıkarılamıyor' bahanesine, kimse sarılmasın...
Paylaş