Hükümet yine gevşemeye başladı

BU kez Ankara'daki IMF görüşmelerinin rahat geçtiğini söyleyebiliriz. IMF uzmanları, dinledikleri mali kesim ve reel sektör temsilcilerinin ‘‘büyümeye geçelim’’ şikáyetlerinden etkilenmişe benziyorlar.

İlk kez toplantılarda ‘‘büyüme hedefinin tutturulması gerektiğini’’ söylüyorlar. Öte yandan da şubat ayı enflasyon rakamlarını ‘‘sonuç alınmaya başladı’’ biçiminde, yani olumlu değerlendiriyorlar.

Ekonomi bürokrasisi temkinli tavrını koruyor ama büyüme rakamı konusunda da hassas. Yani en az yüzde 2 büyümenin gerçekleşmesi gerektiği görüşündeler. Aksi takdirde hem vergi gelirleri açısından hem de borçlanmanın döndürülmesi açısından sıkıntı çıkacağını bildiklerinden, büyümenin tutturulması için çalışıyorlar.

* * *

Hükümete gelince... Bizce hükümet yeniden gevşeme havasına girmeye başladı. Alınması gereken, söz verdikleri kararlar konusunda biraz savsaklamaya başladılar.

Hükümetin bu eğilimi şimdilik tehlikeli görünmüyor ama bu hava sürerse, kimsenin şüphesi olmasın ki, yeniden kriz öncesindeki gibi tehlikeli bir hal alabilir.

Hükümet istihdam konusunda alınması gereken kararları savsaklamaya başladı. Aralık ayında bir genelge çıkmış ve bu genelge uyarınca kamu yönetiminin daha etkin çalışması için hem bölge müdürlüğü hem de il müdürlüğü olan yerlerde il müdürlüklerinin kapatılması öngörüldü. Geçen gün bu konuda bir toplantı yapıldı ve Maliye Bakanı Sümer Oral'ın verdiği bilgiye göre ‘‘bölge müdürlüklerinin kapatılmasının yasa ile yapılması’’ kararına varıldı. Halbuki böyle bir yasaya gerek olmadığı daha önce söylenmişti, hálá da söyleniyor. 3046 sayılı yasa uyarınca Emniyet ve Jandarma dışındaki kamu kuruluşları için bu kararı almaya Bakanlar Kurulu yetkili. Şimdi sanki Emniyet ve Jandarma'da böyle bir şeye ihtiyaç varmış gibi, tüm kamu kuruluşlarında bölge müdürlüklerinin kapatılması için yasa gerektiği söyleniyor. Bürokrasi bu eğilimden tedirgin. ‘‘Yasayı Meclis'e getirdik Meclis kabul etmedi’’ gibi bir bahanenin arkasına sığınmak niyeti seziliyor. Halbuki Bakanlar Kurulu, DSİ, Karayolları'nda bölge müdürlüklerini kapatsaydı ve buradan amaçlanan 300 trilyonluk tasarruf sağlansaydı, bu iş hallolmuş bitmişti.

Mart sonuna kadar bu işin halledilmesi gerekecek, bakalım ne yapacaklar?

Koalisyonun MHP kanadının bir süredir devam ettiği, ‘‘Sanki iktidarda değilmiş gibi muhalefet yapma modası’’ diğer partileri de sarmaya başladı. Yani neredeyse herkes, ‘‘IMF'ye direndik’’ havasına girip, bu yolla ucuz popülizme soyunuyor.

Maliye Bakanlığı yetkilileri, IMF'yle görüştükten sonra basın mensuplarına, ‘‘IMF'yi fazla memur olmadığı konusunda ikna ettik. Boş kadroların iptalini de artık istemiyorlar’’ diye demeçler vermişler.

Bir kere bunu IMF istemedi, Devlet Personel'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler istedi ve o nedenle programa girdi. İkincisi de şu ki; zaten memurlar için değil, özellikle KİT'lerdeki personel için kadro iptali söz konusu idi. Bu konuda da zaten çalışma yapılıyor. Yani olmayan bir şey için IMF'yi ikna etmişler...

Son günlerde SSK prim affı açıklamasını hep birlikte izledik. Bu karar da kimseye söylenmeden, bakanın tek başına açıkladığı bir karardı.

* * *

Gördüğünüz gibi ‘‘krizden çıktık’’ deyince, politikacılar gevşemeye başlıyor. Herhalde sürekli olarak, ‘‘krizdeyiz’’ diye korkutmak gerekiyor. Kriz var deyince talepte bulunmaya utanıyorlar herhalde ki, ‘‘düzelmeye başlıyoruz’’ sözünü duyar duymaz, hemen talepleri ardı ardına sıralamaya başlıyorlar. Son günlerde bürokrasiye gelen harcama taleplerinde büyük artış var ve bu durumdan tedirginler.

Herhalde, 2000'deki savsaklamaların yarattığı krizleri, ‘‘Bakın söz verdiklerinizi yapmadığınızda nasıl kriz gelmişti’’ diye sürekli olarak hatırlatmak gerekiyor.

Yapılanların IMF için değil Türkiye için yapıldığını bir anlasalar...
Yazarın Tüm Yazıları