FED sonrası istikrarı adımlar belirleyecek

AMERİKAN Merkez Bankası’nın (FED) aldığı karar, önümüzdeki kısa dönemli piyasa hareketleri ve tartışmaların ötesinde, önümüzdeki 10 yılları etkileyecek kadar büyük bir öneme sahip.

Haberin Devamı

ABD’de 10 yıldan sonra yeniden faiz artırımına gidilmesi kriz sonrası normalleşme anlamına geliyor ve dünyadaki bütün ülkelerin buna göre politika değişikliklerine gitmesine neden olacak. 

Bu yeni süreci iyi okuyan ve buna göre gerekli karar alan ülkeler için yeni dönem bir fırsat haline gelebilir. Buna karşılık yeni süreci iyi okuyamayan ve başta popülizm olmak üzere, çeşitli nedenlerle gerekli kararları alamayan ülke yöneticileri ise halkının refah ve özgürlüklerinin gerilemesine neden olacak.

Aslında bu yeni süreç için yapılan hazırlıklar bir süre öncesinden başladı. En çok Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek bu karara hazırlık için Hindistan gibi ülkeler önceden tavır aldıkları için, son dönemki yıpranmadan nispeten daha az etkilendiler. Türkiye’nin ise önceden karar alma yoluna gitmedi, özellikle parasal politikalar açısından FED kararını bekleyeceğini açıkladı.

Şimdi yeni döneme resmen girmiş olduk ve bundan sonra yapılacaklar, her ülke için olduğu gibi, Türkiye için de hayati öneme sahip. Bu önemin sadece ekonomiyle sınırlı kalmayacağını, jeostratejik riskler nedeniyle ekonomide yapılacak hataların ciddi siyasi faturalar çıkaracağını da söylemek gerekir.

Peki, bundan sonra ne olacak, hükümet ve Merkez Bankası ne yapacak?
Ekonomi yönetimi ilk sınavını önümüzdeki hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısıyla verecek. PPK’da faiz artırım kararı çıkması bekleniyor ama bunun faiz koridorunun alt sınırı ve politika faizinde yarım ile 1 puan arasında artışla olması bekleniyor. Böylece Merkez Bankası daha önceden söylediği, faiz koridorunun aşamalı daraltılması ile tek faiz oranına geçişi başlatmış olacak. Bunun TL’de istikrarı sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı. Güçlü bir adım atmak yerine aşamalı adım atma yolu seçilecek ama bunun yeterli olup olamayacağı henüz belli değil. Küresel gelişmeler, piyasaların vereceği tepkiler bence Merkez’in tek faize geçiş hızını da belirleyecek, faiz oranlarında yapılacak artışların büyüklüğünü de.

 

Haberin Devamı

BÜTÇE VE REFORMLAR

 

Haberin Devamı

Orta vade için ise belki de en önemli adım ay sonunda açıklanacak 2016 yılı bütçe yasa tasarısı olacak. Bütçede vaatlerin yerine getirilmesi nedeniyle, çok büyük kaynak açığı oluştu ve bunun nasıl karşılanacağı çok önemli. Yüksek bir zam ve vergi artışı furyası yaşanırsa, ciddi biçimde artacak enflasyon nedeniyle, faizlerin zamanlaması ve artış oranı üzerinde ciddi etki yaratabilir.

Önümüzdeki dönem belirleyici unsurlardan biri de reform paketi olacak. Hükümetin açıkladığı reform paketi piyasalarda kabul görmeyince, orta vadeli program revizyonu kapsamında piyasalara güven verecek yeni tedbirler hazırlandığını görüyoruz. Bütçe ile birlikte açıklanacak yeni orta vadeli program hedefleri ve bu kapsamda yapılacaklar, piyasalar açısından önemli. Bunun ardından reform paketi ve şüpheyle yaklaşılan “AB ile yeniden yakınlaşma”nın nasıl yürüyeceği de FED sonrası ekonomik gidişat açısından önemli olacak. Tabi ki jeostratejik sorunların ne olacağı, Rusya krizinin alacağı şekil, Irak ile yaşanacakların da ekonominin gidişatında önemli payı olacak.

Özetle; FED sonrası dengeler çok hassaslaştı ve çok daha yetkin ve hassas bir ekonomi yönetimi gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları