Paylaş
Yarın açıklanacak TÜİK’in enflasyon verilerine de o gözle bakılıyor; endeks artsa da azalsa da faiz inecek diye düşünülüyor.
Yeni Merkez Bankası yönetimi ile birlikte bu algının pekiştiğini söylersek yanlış olmaz. Piyasaların tahmininden bu kadar emin gözükmesinde, başta Ekonomi Bakanı olmak üzere belli bakanların, “Artık yeni Merkez Bankası yönetimi ile paralel düşünüyoruz” şeklinde demeç vermelerinin katkısı da büyük.
Bir Merkez Bankası yönetimi, gerçekten “faiz inerse enflasyon da iner” şeklinde özetlenen bu ekonomik anlayışla aynı fikre sahipse, zaten o yönetimden çıkacak kararlar için fazla bir söz de söylememiz gerekmeyecek. Bence çok geçmeden, en geç bu yılın sonuna kadar, aynı fikre sahip olup olmadıklarını da göreceğiz gibi gözüküyor.
Bilindiği gibi nisan ayı enflasyon gelişmeleri olumlu çıkmıştı. Yarın açıklanacak mayıs ayı verisi için ise Reuters anketine göre aylık enflasyon beklentisi yüzde 0.78, Bloomberg anketine göre yüzde 0.70 artış olacak. Dün açıklanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) geçinme endeksine göre İstanbul’da perakende fiyatlar yüzde 0.11 düştü. İTO endeksi ile yarın açıklanacak TÜİK endeksi arasında ciddi fark olduğunu, dolayısıyla enflasyonun artıda olma ihtimalinin yüksek olacağını söyleyebiliriz.
İTO verisinde gıda fiyatlarındaki düşüşün sürdüğü gözükürken, TÜİK endeksinde, yapısı gereği, gıda fiyatlarındaki düşüşün daha güçlü gözükebileceği belirtiliyor. Bunun yanı sıra diğer farklar nedeniyle TÜİK mayıs ayı tüketici fiyat endeksinin İTO’ya göre daha yüksek çıkacağı tahmin ediliyor.
Yarın açıklanacak mayıs ayı verisinin yüzde 0.6 oranında gerçekleşmesi halinde nisan sonundaki yüzde 6.6’ye inen yıllık enflasyon oranı korunmuş olacak. Bunun altında gerçekleşme yıllık rakamı düşürecek, üstünde ise artıracak.
Bu arada nisan sonunda yüzde 9.4 olan yıllık çekirdek enflasyon rakamının ise Mayıs ayı sonunda bir miktar aşağı gelmesi bekleniyor.
YENİ YÖNETİMLE DEĞİŞEN ALGI
Piyasalar enflasyon verilerine, makro dengeye etkisinin yanı sıra, en çok faiz kararlarını nasıl etkileyeceği açısından yaklaşırlar. Mayıs ayı sonu itibariyle yıllık enflasyon değişmese bile, haziran sonu itibariyle mutlaka yönün yukarı çevrileceğini neredeyse tüm piyasa oyuncuları söylüyor. Bununla birlikte aynı oyuncular, 2016 sonunda yıllık enflasyonun en az yüzde 8-8.5 olacağı konusunda görüş bildiriyorlar.
Buna rağmen Merkez Bankası’nın bu ay yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında en az yarım puanlık faiz indirimine devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bunun da ötesinde, yine ne olursa olsun, temmuzda da indirimin sürmesini bekleniyor.
Hem de FED faiz artışının haziranda yapılacağını ilişkin beklentiler güçlenmesine rağmen Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam etmesini öngörüyorlar. Piyasa oyuncuları gibi Merkez Bankası yönetiminin de, böylesine dönemlerde faiz indirmesi halinde TL’nin değer kaybının hızlandığını bile bile böyle güçlü bir tahminde bulunabiliyorlar.
“Ne olursa olsun faiz inecek” anlayışının egemen olacağını düşünecek noktaya gelinmesinin piyasaları rahatsız ettiği de açık. Bir yandan gelişmelerde olumlu bir yön bulup, birkaç ay daha para kazanmaya devam etmek istiyorlar ama öte yandan geleceğe ilişkin umutları giderek kayboluyor.
Bunun nedeni; Merkez Bankası yönetimin hükümetten bağımsız davranmayacağı yönünde giderek güçlenen kanı.
Paylaş