DÜN Reuters’dan geçen bir haber ile Irak merkezi yönetiminin, Kuveyt Enerji’den, petrol sahasında ortağı olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)nun hisselerini almasını istediği duyuruldu. Kısacası Irak merkezi yönetimi, kendi ülkesinde Türk şirketine iş vermeme kararını duyurdu.
Bu kararı yorumlayan analistler adı geçen 9 blokta yüzde 30 hisse sahibi olan TPAO’nun yerine Kuveyt Enerji’nin projedeki payının yüzde 70, kalan 30 hissenin de Dragon Oil’de olacağının anlaşıldığını kaydettiler.
Irak Petrol Bakanlığı Sözleşmeler Dairesi Başkanı Abdül Mehdi Al-Amedi de gazetecilere verdiği beyanatta, “Hükümetin Türkiye’den TPAO’nun projeye ortak olmasını onaylamayı reddettiğini” bildirdi. Al-Amedi kararın gerekçesini açıklamayı reddetti ama herkes biliyor ki; Türkiye’nin Başbakan Maliki’yi sünni müslümanları karşısına almakla suçlaması sonrasında başlayan Bağdat-Ankara gerginliğinin bir sonucu bu karar alındı. Yani tam bir siyasi karar...
Türkiye açısından bakıldığında bu sert ve kritik bir karar. Irak merkezi yönetiminin ipleri koparmaya niyetli olduğunun bir göstergesi.
Sonuçlara baktığımızda ise bu karar aynı zamanda Türkiye’nin enerji güvenliği açısından kritik kararlar alması gereken bir döneme girdiğini ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Erdoğan Hükümeti, Kuzey Irak yönetimi ile, çoğu maddesi gizli olan, kapsamlı bir enerji anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu hampetrol ve doğalgazın bir bölümünün K. Irak’tan karşılanması, bu çerçevede üretimden, boru hatlarına, satıştan ortak elektrik santrallerine kadar birçok alanda işbirliği yapılmasını içeriyordu. Yani Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından, bağımlılıklarını azaltıp, çeşitlendirme ve fiyat avantajı kazanacağı çok önemli bir anlaşmaydı.
Ancak Mayıs ayından bu yana Hükümet tarafından somut hiçbir adım atılmadı. Bunun nedeni olarak da Irak merkezi yönetiminin bu karara karşı çıkması ve K. Irak’la işbirliği nedeniyle merkezi yönetimle iplerin kopma riski gösterildi.
İşte Hükümet bu gerekçeleri ileri sürüp K. Irak’la hiç yol almazken, Irak merkezi yönetiminin TPAO’yu çıkarma kararı vermesi, bence çok ilginç bir yanıt oldu. YİNE OYUNDAN ATILABİLİRİZ
Bu kararın yanı sıra Exxon şirketi, Güney Irak’taki yatırımlardan tümüyle çekildiğini resmi olarak duyurdu. Belli ki Exxon Güney’de işlerin ağır yürümesi, belirsizlik gibi nedenlerle toplam 145 milyar varil rezerv olduğu söylenen sahasından vazgeçiyor. Vazgeçtiği rezerv o kadar büyük ki; K. Irak’taki toplam rezerv 45 milyar varil deniyor. Bu kararla belli oldu ki; Chevron gibi Exxon da önceliği K. Irak’taki sahalara verecek..
Peki bizimkiler ne yapacak? Yine ağırdan alıp K. Irak’ın tümüyle Exxon-Chevron hakimiyetine geçmesine seyirci mi kalacak? Böyle olduğu takdirde gelip bize, yine, “boru hattı yapalım, size komisyon verelim” diyecekler gibi gözüküyor. Ne üretimde, ne dağıtımda Türkiye yine hiç pay alamayıp, bu petrol devlerinin kendisine verdiği harçlık gibi geçiş komisyonu ile yetinmek zorunda mı kalacak?
ABD’nin de, Türkiye’nin K. Irak’la yaptığı anlaşmaya karşı çıktığını biliyoruz. Belki de bu plan bilerek uygulamaya sokuldu ve özel şirketleriyle bölgeye giren, kapsamlı anlaşma ile payını artıracak olan Türkiye yine oyundan dışlanıyor, kim bilir..
Yapılması gereken çok açık; Hükümet, biran önce K. Irak’ta ne yapacağına karar verip, gerekli adımları atmazsa yine elimiz boş kalacak. Belki ABD’de seçim öncesi harekete geçilse daha iyi olurdu ama şimdi Obama seçildi, yine adım atma zamanı...
Türkiye’nin, enerjide yakaladığı bu son şansı da kaybetme lüksü olmamalı.