Paylaş
Davutoğlu Hükümetinde Hazine, kamu bankaları ve bağımsız kurumlar bağlı olduğu için ekonomiden sorumlu olan Mehmet Şimşek’in yetkileri, yeni Hükümetle birlikte tırpanlandı.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’ye, Lütfü Elvan’ın sorumluluğundaki reformlara ek olarak BDDK, SPK, TMSF gibi doğrudan banka ve sermaye piyasası ile ilgili bağımsız kurumlar da verildi.
ÇİFT BAŞLILIK RİSKİ
Bu görev paylaşımı, ekonominin sorumluluğu yeniden Mehmet Şimşek’e verildiği için sevinen piyasalarda şok etkisi yaptı.
İyimserliklerini korumaya çalışsalar da, piyasa oyuncularının bankalarla ilgili sürprizlerle, çelişkili kararlarla karşı karşıya kalma tedirginliği yaşamaya başladıklarına şahit olduk.
Görev paylaşımında “ekonominin koordinasyonu” bölümünün çıkarıldığı, yani tek bakanın bundan sorumlu olmayacağının anlaşıldığı gözlenirken, ekonomide etkinlik neredeyse yarı yarıya Şimşek ile Canikli arasında paylaşılmış oldu. Bu da ekonomi yönetiminde çift başlılık korkusunu artırıyor.
İkisinin de Başbakan Yardımcısı olması, hiyerarşi açısından eşitler arasında bir mücadele olacağını da ortaya koyuyor. Yapı olarak, doğal olarak çatışmanın yaşanacağı bir yapı tasarlanmış görünüyor.
Aynı ekonomik görüşlere sahip olsalar bile, en azından kişisel olarak, bir çatışma olması kaçınılmaz.
Üstüne üstlük eşit yetkiye sahip olacak bu iki ismin neredeyse tümüyle ekonomik görüşlerinin birbirinden farklı olduğu da biliniyor. Yani kişisel çekişme ötesinde, anlayış çatışması da yaşanacak.
Şimşek’in AKP’de Ali Babacan ekolü olarak bilinen kadronun bir parçası olduğu, uluslararası ve yerli piyasa ile iyi ilişki içinde olan bir iktisatçı olduğu biliniyor.
Nurettin Canikli ise eski Maliye geleneğinden gelen, mali sektöre ilişkin sekter tavırlarıyla bilinen bir kişi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile biliniyor ve başta faiz olmak üzere ekonomik görüşleri de Erdoğan’a paralel gözüküyor.
Bu nedenle çatışmaların nihai aşamada Canikli lehine sonuçlanması bekleniyor, bu da piyasaları daha da tedirgin ediyor.
Bu çatışma kaçınılmaz ama kamuoyuna yansımasında ne kadar sıkı davranılacağı şimdilik belirsiz.
Kamuoyuna yansısa da yansımasa da, deneyimler gösteriyor ki; bu çatışma ekonomi yönetiminde sıkıntılar yaratacak.
Böylesine kritik bir küresel süreçte, yönetimde çatışmanın ekonomik istikrara katkı sağlamayacağı da ortada.
Paylaş