Paylaş
Aslında son Başbakanlık Müsteşarlığı atamasıyla birlikte artık sadece ekonomi yönetimi değil tümüyle yönetimde ağırlıktan söz edebiliriz.
Önümüzdeki dönem yönetimdeki DPT’cileri zor bir sınavın beklediğini düşünüyorum. DPT 1960’dan sonra ekonomiye yön veren, bu nedenle en yeterli bürokratların yer aldığı bir kuruluştu. 1980’den sonra Planlama etkisini azaltınca, yetkinlik önceliği Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı uzmanlarına geçti. Ancak DPT her zaman uzmanlığını korudu.
Yusuf Bozkurt Özal dönemi işe giren muhafazakar kökenli iyi eğitimli uzmanlar, Yavuz Ege, Zafer Yükseler, Faik Öztrak tarafından sıkı biçimde yetiştirildiler. 28 Şubat sürecinde bile, muhafazakar personel, uzmanlıkları varsa saygı gördü, basamakları çıkmaya başladı. Bu elemanların bir bölümü AKP kurulurken Abdullah Gül ve Ali Babacan ile birlikte parti programının oluşumunda görev aldı. AKP iktidar olunca da, Babacan ile birlikte ekonomi yönetimine geçip, istikrarı sağlamaya çalışan, yapısal tedbirlere ağırlık veren ekipte oldular.
Açık söylemek gerekirse; birkaçı hariç çoğu, DPT ve birlikte çalıştıkları diğer kurumlardaki ustalarına, uzman arkadaşlarına yeterince vefa göstermedi. Ne yazık ki, kendilerine uzmanlıkları için verilen öneme kıyasla, AKP’li olmayan uzmanlara yeterince destek olmayarak, partizanca davrandılar diyebiliriz.
Ancak eski DPT’cilerin ortak özelliği bilgili, çalışkan ve namuslu olmalarıydı. Bu süreçte ortaya çıkan yolsuzluklar, kayırmalar, bazı projelere aktarılan lüzumsuz kaynaklar DPT’cileri hep rahatsız etti. Hatta 2 yıl önce “bu ekonomik modelin, bizim modelle ilgisi kalmadı” dediklerini bile duydum. Şimdi yönetimdeki DPT’cileri zor bir sınav bekliyor; çünkü Başbakanlığı alan Ahmet Davutoğlu da, sesini çıkaramasa da, yaşanan yolsuzluklar ve kayırmalar nedeniyle, madenler dahil, sadece ekonomi değil sosyal olarak da sorunların çok büyüdüğünün farkında. Yani bilip tasvip etmedikleri işleri düzeltmek için son fırsatları.
HANGİ İSİMLER?
DPT’ciler, Davutoğlu ve Babacan ile birlikte, ekonomiyi yeniden rayına sokma, yolsuzlukları önleme imkanına kavuştular. 25 ana başlıkta hazırlanan yeni yapısal tedbir planın hazırladılar ve “Ekonomideki tıkanmayı aşmak için son fırsat” olarak bakıyorlar. Ancak Cumhurbaşkanı tarafından ne kadar izin verileceği konusunda tedirginler. Açıkçası; Babacan’ın son dönem motivasyonsuzluğu, Davutoğlu’nun ne kadar kararlı olacağına ilişkin belirsizlik morallerini bozuyor.
Biliyorlar ki; sadece yapısal tedbirler de yetmiyor; gördükleri ve saptadıklarını bildiğimiz son döneme ilişkin yolsuzluklar ve usulsüzlüklere de artık dur demeleri gerekiyor.
Kendilerini zor sınav bekleyen yönetimdeki DPT’ciler kimler derseniz; Babacan’la aynı anlayışı paylaşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Müsteşar Yardımcısı Cavit Dağdaş, Enerji Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, TÜİK Başkanı Birol Aydemir, Başbakanlık Müsteşarlığı’na yeni atanan Kemal Madenoğlu, Kalkınma Müsteşarı olması beklenen Cüneyt Düzyol, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Feridun Bilgin’i bu isimler arasında sayabiliriz.
Geçecekleri sınavda sadece kendilerinin değil, DPT’nin de itibarı söz konusu.
Paylaş