Paylaş
Kurlardaki aşırı artışın, yani yüksek oranlı devalüasyonların bu ülkeye maliyetini çok iyi hatırlamamız gerekiyor; yaşadığımız hareketin küçümsenecek hiçbir yanı bulunmuyor.
Geçen hafta bir yazımda AKP’li politikacılardan bazılarının “kurların artması o kadar önemli değil” şeklinde konuştuklarını söylemiştim. AKP kulislerindeki bu söylem, artık bizzat en üst makamlarca “önemli değil” diye dillendiriliyor.
Umarım kurlardaki artış aslında, açıklamalarda söylendiği kadar küçümsenmiyordur, yoksa hepimiz için çok zor olacak.
Her şeyden önce de politikacılar için çok zor olduğunu hatırlamak gerek.
Unutmayalım; AKP öncesindeki üçlü koalisyon hükümeti ekonomi tarihinin en radikal reform yapan hükümetlerden biriydi ve o dönemde yaşanan kriz 3 partiyi birden barajın altında bırakıp, AKP’yi tek başına iktidar yaptı.
Kurlardaki aşırı artışın aslında tüm halkın ve ülkenin fakirleşmesi anlamına geldiğini artık herkes görmek zorunda. Bunun sorumluluğunu dış güçlere filan bağlamanın da hiçbir anlamı yok, çünkü hep böyle yapıldı ama sonunda fatura halkın tümüne çıktı. Daha sonrasında da o dönem ülkeyi yönetenlere tabi ki...
Bu arada dün işsizlik oranları da açıklandı ve burada da rekora gittiğimiz ortaya çıktı. İşsizlik rakamlarında eski kur hareketinin etkisi var. Yani şimdi yaşanan küçümsenen hızlı kur artışlarının etkisini daha sonra görmeye başlayacağız.
Hızlı kur artışı, yani yüksek oranlı devalüasyonun kabaca anlamı şudur ki; elinizdeki paranın yani TL’nin değeri o oranda düşüyor demektir. Devalüasyonların enflasyon yaratır, satın alma gücünüzü doğrudan azalır.
Dolayısıyla özellikle dar ve sabit gelirli insanlar için cebindeki paranın o ölçüde azalması demektir, bunun adı da açıkça fakirleşmedir.
Yüksek oranlı devalüasyon etkisi sadece bununla sınırlı da değil. Türkiye hem kamusu hem özel sektörü ile yabancı para borçlanarak büyüyebilen bir ülke. Kur arttıkça maliyet arttığı gibi hem geri ödeme sorunu yaşar, hem eski borçlanmanızı da geri ödeyemezsiniz.
Bununla da kalmaz, zaten dolar bazında borçlu iseniz, geri ödeme geldiğinde gelirinizle bu eski borçlarınızı ödeyemez hale geldiğiniz için iflaslar başlar, işletmeler kapanır, işsizlik katlanarak büyür.
YABANCI YATIRIMCI EN UCUZU BEKLER
Türkiye böyle dönemleri, yani hızlı kur artışlarına bağlı yaşanan sıkıntıları daha önce yaşadı. Bunların nedeni de ülkeyi yönetenlerin popülizme kaymaları kişisel ve partisel hırsları için gerekeni yapmaktan geri durup, oy alabilmek için ülkenin geleceğini tehlikeye atan hareketlere girmeleriydi.
Hızlı kur artışı başladığı ve bunu küçümseyip gerekli önlemleri almadığınız zaman, bu hareketin kartopu gibi büyüme tehlikesi doğar. Bu hareket hızlandığı zaman durdurmak ise giderek daha zorlaşacak demektir.
Geçen gün bir arkadaş gösterdi; Kalkınma Ajansı Başkanı kur arttığı için yabancı sermaye girişlerinin satın almalar nedeniyle artmaya başlayacağını söyleyip neredeyse kur hareketini övmüş. İşte mevcut anlayışın ne kadar sakıncalı olduğunu gösteren bir örnek de bu. Siz yabancı olsanız Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünseniz, bu zamanda bir şey almak için harekete geçer misiniz? Kurlardaki aşırı hızlanma başlamış, yani satın almayı düşündüğünüz malın değeri düşmeye başlamış, durup en dip noktayı bulmasını beklemez misiniz?
Hep böyle oldu; bu iş başladı mı dibini bulana kadar sürer, hiç biriniz yakın döneme bakmadınız mı?
Yani varlıklarınızı kelepire satmak zorunda kalırsınız...
Paylaş