Bu hafta yabancıların tavrı belirleyici

Bankacılar geçen hafta tatilleri nedeniyle yabancıların çok fazla iç piyasada olmadıklarını, özellikle bugün ve yarınki yabancı hareketlerinin piyasalarda belirleyici olacağını söylüyor.

Bankacılar için, Merkez Bankası kararı sonrası kurlardaki hareket sürpriz oldu. Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkileri dondurma kararının geleceğinin zaten bilindiği, buna rağmen piyasaların bu karara sert tepki verdiği belirtiliyor. Düşük hacimli piyasada, faiz kararı sonrası kurların hızla yukarı gitmesinin anlamı da bu nedenle tam olarak çözülebilmiş değil. Yani piyasalar için olumlu bir faiz kararı sonrası bile kurların bu kadar yükselmesinin sadece AB kararı ile açıklanamayacağı konuşuluyor.

Büyük yabancı fonlara aracılık eden bir yatırım bankacısı, bir hareket görüldüğünü ama özellikle hisse senedi piyasalarında yabancıların önemli satışlar yapmadıklarını söyledi. Dolar bazında hisse senedi fiyatlarının çok düşük kalmasının bunda etkili olduğunu, uygun bir çıkış zamanı kolladıklarını da söyledi.

Tahvil piyasasında da yabancıların çok fazla hareket edemediğini, hatta TL borçlanıp yeni ihraç edilen tahvillere giren yabancılar olduğunu kaydeden aynı bankacı, kurların geçen haftaki seyrinden sonra yabancıların tahvil ve hisse senedinde bu hafta gösterecekleri tavrı merak ettiklerini kaydetti. Faiz kararından sonraki özellikle kur hareketini, yabancıların piyasada fazla bulunmamalarına rağmen yaşanan bu gelişmeyi, tam olarak anlayamadıklarını kaydeden bankacı, o nedenle bu hafta ilk 2 günde ne olacağını tahmine çalıştıklarını söyledi.

Yabancıların geçen hafta sonundaki hareketlerden ürküp satışa geçmelerinin mümkün olduğunu kaydeden bankacı, bu takdirde kurların yeniden yukarı gitmesinin kaçınılmaz olacağını söyledi.

Özetle; Merkez Bankası sürpriz faiz artırımına rağmen kurlar bu hafta da yukarı gitmeye devam edebilir. Piyasada şimdiden, “Merkez Bankası faiz artıracağını gösterdi ama hareketin sert olması halinde yeniden olağanüstü toplantı yapıp yeni faiz artırımları yapar mı?” sorusuna yanıt arandığını söyleyebiliriz.

TL’DEKİ OLUMSUZ AYRIŞMA

Bu arada hükümetin sürekli olarak kurlardaki artışın FED faiz artırımından kaynaklandığını, tüm bizim gibi ülkelerde aynı hareketin olduğunu söyleyip, ekonomide gelinen noktada kendi sorumluluğu olmadığını söylemeye çalıştığını görüyoruz. Daha da ileri giderek yaşananları “Batı’nın güçlenen Türkiye üzerine oynadığı oyun” olarak göstermeye çalışanlar olduğu da ortada.

Peki, gerçekten ekonomide gelinen nokta, bu yaşananlar bir kader mi, ya da ne yaparsak yapalım başımıza gelmesi kaçınılmaz bir durum mu?

Elbette böyle bir şey yok. Zaten piyasalar da, iş alemi de gelinen noktanın yönetimden kaynaklandığını, kamuoyuna açıkça söylemeseler de, biliyorlar.

Bunun için karışık bir hesaba da gerek yok. Son iki aylık dönemde, kabaca TL yüzde 15 değer kaybederken, diğer para birimlerindeki kaybın yüzde 7-8’de kaldığı ortada. Yani TL’deki değer kaybının en az yarısı bize özgü, yarısı küresel gelişmelere bağlı. Bu fark da yönetimden kaynaklanıyor. Gerek ekonomik kararların zamanında alınamaması, gerek iç ve dış siyasetteki kararlar bizi ve TL’yi bu noktaya getirdi. Sürekli gerginlik, olağanüstü hal uygulamaları, demokrasi ve basın özgürlüğünde geriye gidiş, bölgede yaşananlar, Batı ile kavga, sıcak çatışmanın ortasında bulunmamız, tüm bunların nedeni.