Paylaş
Sadece piyasa beklentilerinin üzerinde çıkmadı; aynı zamanda Haziran’dan itibaren yıllık enflasyon oranlarında düşüş bekleyen Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine gerekçe gösterdiği “yüksek enflasyon kalıcı olmaz, geriye dönecek” beklentisinin gerçekleşemeyeceği de ortaya çıktı.
Dünkü enflasyon rakamları, Merkez Bankası’nın bunu tahmin ederek, geçen ay faiz indirimlerine son verdiğini de göstermiş oldu. Böylece aynı zamanda bundan sonra bu enflasyon oranlarıyla artık faiz indirimlerinin kolay kolay zorlanamayacağı da anlaşıldı. Zaten Merkez Bankası dün açıkladığı 27 Ağustos’taki Para Politikası Kurulu özetinde, Temmuz ayı enflasyonundan yola çıkarak, üstü kapalı olsa da önümüzdeki dönem faiz indirimlerinin olamayacağının sinyallerini verdi.
Ağustos ayında beklentilerin üzerinde çıkan enflasyon rakamlarında sadece gıda fiyatlarındaki yüksekliğin belirleyici olmadığı, fiyatlama davranışlarında genelde bir bozulma olduğu ve bunun sürdüğü anlaşılıyor.
Piyasa yüzde 0.1’lik düşüş beklerken, Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0.1 oranında arttı. Yıllık enflasyon Temmuz’da yüzde 9.3 iken Ağustos sonunda yüzde 9.5’e çıktı. Bu artışta geçen yılın Ağustos ayındaki baz etkisinin eksi 0.1 olması etkiliydi. Geçen yıl TÜFE oranları Eylül’de 0.77 oranında yükselirken, Ekim’de yüzde 1.80, Kasım’da yüzde 0.01, Aralık ayında yüzde 0.76 oranında artmıştı. Dolayısıyla, belki Eylül ve Ekim aylarında yıllık oranlar bir miktar gerileyebilir ama Merkez’in yüzde 5’lik hedefe karşılık revize ettiği yüzde 7.6’lık yıl sonu enflasyon oranlarına ulaşmak artık imkansız hale geldi.
Enflasyon tablosu ortada iken, zaten şu anda negatif olan Merkez Bankası faizlerinin daha da düşürülmesi neredeyse imkansız. Piyasa oyuncuları bundan sonra faiz indirimlerinin devam edemeyeceğini artık kesin olarak söylemeye başladılar. Buna rağmen, özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın zorlamasıyla, bu enflasyon oranlarına rağmen yeni faiz indirimlerinin gündeme gelmesi halinde ise istikrarın tehlikeye gireceği artık açık.
HÂLÂ ÇİFT HANE RİSKİ VAR
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu hafta bir açıklamasında enflasyonun yeniden çift haneye çıkmasına yüzde 1 ihtimal bile vermediğini söylemiş ama özellikle küresel süreçte yaşanacaklar, çift haneyi gündeme getirebilir. Merkez Bankası kurlardaki artışın enflasyona etkisinin düştüğünü söylüyor. Son dönemde kurların yeniden artışa geçtiği, bunun devam edebileceği, dolayısıyla enflasyona geçişkenlik etkisini yeniden artırabileceği unutulmamalı. FED’in faiz artırımlarına erken başlama ihtimali, yılsonuna varmadan yabancı sermaye girişinde etkisini gösterirse, kurlarda ciddi artış görülebilir. Ayrıca Euro karşısında doların artma beklentisi de giderek yükseliyor ve bu da psikolojik kur cinsi olan doların yukarı çıkmasını beraberinde getirebilir.
Dünkü enflasyon oranlarından sonra özellikle Erdoğan’a yakın gazeteler ve kalemlerin, bugünden itibaren “enflasyon faizi değil, faiz enflasyonu belirler” tezini tekrarlayarak Merkez Bankası’nı başarısız ilan etme ihtimali yüksek. Bu yolla enflasyon artsa da faizlerin indirilmesi talebi yenilenecektir.
Bu teze karşı olaya bilimsel yaklaşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın baskılara boyun eğmeyip, Merkez Bankası’nın arkasında durması, piyasaların beklentisi. Zaten Babacan da buna uyarsa ekonomik istikrar tehlikede demektir.
Paylaş