Paylaş
Geçen hafta gazetemizin düzenlediği Ekonomi Zirvesi kapsamında Bandırma’daydık. Bandırmalı Ekonomi Müdürümüz Sefer Levent mihmandar olunca, her açıdan çok verimli bir ziyaret olduğunu söyleyebiliriz. Yıllardır geçip gittiğimiz, belki birkaç saat uğradığımız bir yer olan Bandırma’nın sadece fiziki olarak değil, her açıdan başka illerden bile “daha büyük” olduğunu görme fırsatımız oldu.
Hiç tahmin etmediğimiz lezzetleri tatma imkanı bulurken, zengin ve canlı bir iş ortamı bulunduğunu da birebir gözlemledik. Her şeyden önce söylemek gerekir ki; belediye başkanından kaymakamına, esnafından büyük işadamına, üniversitesine kadar, farklı açılardan baksalar da her kesim Bandırma’ya aidiyet hissediyor. Birlikte hareket edecek kültürü oluşturmuşlar. İdari olarak kısıtlandıklarının bilincindeler ama bunun yılgınlığı içinde değiller. Bir yandan ekonomilerini büyütmenin çabasındayken öte yandan dengeli büyüme, çevresel faktörleri unutmadan gelişme kaygısını birlikte taşımaları, bence en güzel yanlarından biri haline gelmiş.
Özel bir ek ile Bandırma ekonomisini daha detaylı işleyeceğimiz için, burada birkaç küçük saptamayla geçmek istiyorum. Bandırma’ya özgü sorunların temelinde büyükşehir olan Balıkesir’e her açıdan bağlanmış olmaları yatıyor. Anacaddelerde park ücreti tahsilatını bile büyükşehir yapıyor, gelirlerinin çok büyük kısmı büyükşehire gidiyor ama aldıkları hizmetin aynı oranda olmadığı açık. Bandırma, gelişmiş uzlaşı zeminine karşılık, kendi kararlarını almak konusunda, yeni düzenleme ile iyice kısıtlanmış durumda. Örneğin yeni bir sanayi bölgesine başlanmak üzere ama bunda yerel şirketlerin yer alıp almayacağı, bu bölgenin getireceği altyapı sorunlarının ne olacağı, hava ve su kirlenmesi için, artacak nüfus için neler yapılacağı henüz belli değil ve bu durum tüm Bandırmalıları huzursuz ediyor.
Mevcut idare yapı, planlama sorununu iyice büyütmüş, zamanı çok geçmesine rağmen büyükşehir gerekli planı hazırlayamadığı için, tüm yerleşim bu arada sanayi ve ticaret alanları, eskiden gelen sorunların hepsi sürüncemede kalmış.
Özetle; il olması ya da idari yapının değişip, Sefer Levent’in deyimiyle “bağımsız ilçe” olması gerektiği çok açık. Bu idari sorunun çözümü hem Bandırma hem ülke ekonomisine katkı anlamı taşıyacak.
DOLAR NE OLACAK?
Bandırmalı işadamlarının genel sorunlarına bakacak olursak, aslında ülke genelinden farklı olmadığı açık. Herkesin birbirine sorduğu, bu arada bize de en çok sorulan soru “Dolar ne olacak?” sorusu. Herkes birbirine soruyor ama büyük bir ağırlıkla kurlardaki artışın devam edeceği beklentisi hâkim. Tek fark, dolar kurunun hangi seviyeden geri geleceği yönündeki tahmin farklılıkları.
Tabii ki bununla birlikte Türkiye’nin dış ilişkilerinin durumu, özellikle ABD ile ilişkilerde neler olacağı merak ediliyor. Bankalara ceza gelip gelmeyeceği, Zarrab dosyasından neler çıkacağı, bunun içerideki iklimi nasıl etkileyeceği yanıtı en çok merak edilen sorular. Çünkü kimi az kimi çok daha fazla, hemen her işadamının dolar veya Euro ile sıkı ilişkisi var. Kur artışları herkesin işini olumsuz etkileyeceği gibi, birer vatandaş olarak da herkesin merak konusu.
Özetle; ülkenin her kesiminde olduğu gibi Bandırma’da da “önünü görememe” sorunu büyük. Belirsizliğin hâkim olduğu, önümüzdeki döneme ilişkin karamsarlığın arttığı bir dönemdeyiz desek yanlış olmaz.
Paylaş