Babacan’ın istediği yapısal reformlara izin verilir mi?

Babacan bir süredir, Kalkınma Programı’nda da yazılı olan “öncelikli dönüşüm programları” adı altında bu tedbirleri dillendirmeye başladı.
Aslına bakacak olursanız; yapısal tedbir ve reform sözünün yeni Hükümetle birlikte gündeme geldiğini görüyoruz. Tahminimiz o ki; Babacan Başbakan Davutoğlu ile konuşup, ekonomide tıkanıklığın aşılması, kritik küresel süreçte yabancı sermayeye yeniden güven verilmesi için yapısal reformlara dönülmesi konusunda ikna etti. Bu kapsamda inşaat sektörüne ağırlığı azaltıp sanayi yatırımlarına öncelik verilmesi için de yine Başbakanın ikna edildiği görülüyor.
Babacan’ın son dönemde bu yönde çok açık demeçler vermesini, Davutoğlu’nun benzer sözler etmesini de, bu yeni ekonomik anlayış konusunda aralarında varılan mutabakatın bir sonucu olduğunu tahmin ediyoruz.
İstanbul’daki asansör faciasından sonra Başbakanın yaptığı açıklamaların, daha çağdaş ve kurallı bir ekonomik anlayışın izlerini taşıdığı görülüyor. Bence bu da anlayış değişikliği konusundaki mutabakatın bir sonucu olabilir.
Peki, gerçekten de ekonomide yeni çağdaş bir anlayış gelebilir mi?
Şahsen bu iktidarla çok zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü en büyük engel hala ağırlığını koruyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan diye düşünüyorum.
Kurulu sistem Erdoğan’ın seçerek, bilerek uyguladığı, inşaat sektörü kanalıyla yeni sermaye oluşumunu öngören, vahşi kapitalizm kuralsızlığıyla aşırı kar üzerine kurulmuş bir sistem. Yolsuzluk haberlerinin altında bu anlayış yatıyor.
İşte Babacan’ın düşündüğü, şimdilik Davutoğlu’nu da ikna eder gözüktüğü bu yeni ve daha çağdaş ekonomik anlayışa geçmek, Erdoğan’ın direnci nedeniyle çok zor gözüküyor. Zaten inşaat ve müteahhitlik sektörüne ilişkin yapılan son açıklamalar ve planlamaların şimdiden Erdoğan’dan tepki gördüğü, atılacak bazı adımların Köşk tarafından şimdiden engellenmeye başladığı konuşuluyor.

DAVUTOĞLU AÇMAZDA KALABİLİR

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önümüzdeki dönem işi çok zor görünüyor. Bir yandan yetki konusunda siyasi olarak Cumhurbaşkanlığı ile doğal çatışma yaşanması kaçınılmaz görülürken, öte yandan ekonomik anlayış konusunda da ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkabilir. Belki de yetki tartışması ekonomik önlemler konusunda, atama ve kararlarla ortaya çıkacaktır, kim bilir?
AKP içinde ciddi bir grup artık daha çağdaş bir ekonomik sisteme geçilmesini istiyor, AKP’nin ancak bu sayede ağırlığını devam ettirebileceğini söylüyor. Ancak buna karşılık parti içinde hala Erdoğan’ın güçlü bir etkisi var ve görüş ayrılığı çıkınca parti Grubunun ne karar vereceği bilinmiyor.
Davutoğlu’nun hem kendini ispat hem de AKP’nin geleceğini daha çağdaş bir ekonomik anlayışta görmesine rağmen, bu anlayışı hayata geçirmesi epeyce zor.
Örneğin 4 bakanın yolsuzluk soruşturmasında Davutoğlu’nun yüce divan kararı vermesinin daha doğru olacağını düşünen bir hayli AKP’li var. Ancak Erdoğan’ın buna kesin karşı çıkması, böyle bir kararı kendisine dönük bir hareket olarak algılayacağı için izin vermeyeceğini söyleyen de çok.
Özetle; AKP’nin müteahhitlik ve bunun getirdiği nema üzerine kurduğu ekonomik sistemi değiştirme zamanı geldi ama değiştirebilecek mi belli değil.
Eski anlayış değişmezse, belli ki ekonomik istikrar gibi AKP de zarar görecek.