Asıl sorun Zarrab’a izin veren fırsatçı anlayışta

Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) ABD’de tutuklanması tabi ki çok önemli ama Türkiye için önemini dava ilerledikçe göreceğiz.

Haberin Devamı

Bu olay her şeyden önce bir şey gösterdi ki; Türkiye’de hukuka inanç o kadar kaybolmuş ki, ABD’deki bir davadan içerideki bir olayın aydınlatılması adına medet umar hale gelmişiz. Bence herkesten önce Türkiye’deki hukuk camiası geldiğimiz bu noktayı çok iyi düşünmek zorunda.

Olaya ekonomik olarak baktığımızda işin bir yolsuzluk boyutu var bir de uluslararası kurallara uyum problemi. Kamuoyunun daha çok ilgilendiği konunun yolsuzluk ve rüşvet olayı olduğunu biliyoruz. Tabi ki bu işlemlerden ötürü devleti zarara uğratan, haksız kazanç elde eden, makamın verdiği yetkiyi kötüye kullanarak kişisel menfaat elde eden birileri varsa bunların ortaya çıkması gerekir. Bu bakan olabilir, bürokrat olabilir ya da işadamı olabilir, kim böyle bir suç işlediyse ortaya çıkmalı ve gerekli cezaları almalı.

 

Haberin Devamı

Bu olay nedeniyle yolsuzluk ve rüşvetin toplumsal olarak ne kadar zehirleyici bir unsur olduğunu bir kez daha tartışmak gerekecek ve bence bu olumlu olacak. Çünkü son yıllarda “yolsuzluk ve rüşvet suç değil de bu iddiaları gündeme getirmek suç” gibi bir algı var. Halbuki yolsuzluk ve rüşvet ucuz politik malzeme değil, devletlerin sağlıklı yönetimi için mücadele edilmesi gereken bir hastalık.
Hukukçular da adalet duygusunun bu kadar yitirilmesinde, bizde suç işleyene başka ülke mahkemeleri tarafından ceza verilmesinden tatmin olacak noktaya getirilmesinin, toplumsal etkilerini düşünmek zorunda. Toplumsal etkilerini ve çürümeyi düşünmüyorlarsa, en azından mesleklerinin gereği yerine getirmenin sorumluluğunun ne kadar önemli olduğunu görmeliler.

 


DEVLET KASABA TÜCCARI GİBİ YÖNETİLEMEZ

 

 

Diyelim ki; Sarraf da bakanlar da, kişisel menfaat elde etmediler ve davaya konu olan işlemleri iyi niyetle yaptılar. Yani İran’a ambargo uygulanırken, bunu kullanıp ticaret hacmini artırmak istediler ve amaçları sadece buydu. Farzedelim yani...

Haberin Devamı


Bırakın yolsuzluğu ve rüşveti, bu mantıkla hareket etseler bile suçlu konumuna düşecekler. Çünkü söz konusu olan uluslararası kurallara uymamak.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz; küresel bir dünya var ve küreselleşmeyi daha da derinleştirip yaymak için kurallar konuyor ve sistem içinde kalmak isteyenlerin buna uyması gerekiyor. Tabi ki kuralları koyanlar güçlü ülkeler ve onlara göre kurallar var ve buna kızabiliriz. Ancak doğanın kuralı geçerli; güçlü olan kuralı belirliyor. Eğer sistem içinde kalmak istemiyorsanız bu sizin tercihiniz; çıkarsınız ve tek başınıza kalırsınız.

Ancak küreselleşme içinde yer alacağım, bunun nemasını yiyeceğim diyorsanız külfetine de katlanacaksınız. İşin kuralı bu; başka çaresi yok.

Haberin Devamı

Demem o ki; hadi rüşvet almadınız diyelim, buna rağmen uluslararası kuralı bozuyor, arkadan dolanayım diyorsanız bile suçlu olabilirsiniz. Bu çok büyük bir oyun ve akıllı, rasyonel ülke yöneticileri gerek. Sistemi bilip kendi halkları menfaatine kullanacak, kurallara uyarak hata yapmadan ülkesini güçlendirecek yöneticiler lazım. Bunu yapmalı ki; ileride kural koyan ülkeler arasına girme imkanı olsun.

Bunu yapmayıp bilerek uluslararası kuralları çiğnerseniz halkınıza kötülük yapmış olursunuz. Halk hamasetle, “bizim oğlanın dayak attığı vurdulu kırdılı oyun” seyredip sizi alkışlayabilir. Ama bu sistemde hem de böylesine kritik dönemde bu ülkeyi, kasaba tüccarı mantığı ile yani “günlük ne aldım ne verdim ona bakarım” diyerek yönetirseniz, bu işin sonu kaçınılmaz olarak zora girer. Alkışlayan halk hamasetin karnını doyurmadığını gördüğü an sırtını döner.

Haberin Devamı

Çok önemli günlere tanık oluyoruz, sonunda ne çıkacak yakında görmeye başlarız.

Yazarın Tüm Yazıları