Paylaş
Merkez Bankası’nın likiditeyi önemli ölçüde kısmasına rağmen, kurlardaki artış durdurulamıyor.
Bu satırlar yazılırken ABD doları 2.3350 TL’ya kadar çıkmıştı. Buna bağlı olarak da hem faizde yukarı seyir, hem de hisse senedi piyasalarında gerileme devam ediyordu.
Piyasa uzmanları yaşanan bu harekette ağırlığın Fed kararlarına ilişkin beklenti olduğunu söylediler. Dünya piyasalarının son dönemde epeyce iyileşen ABD ekonomisine ilişkin veriler karşısında, hep birlikte “Fed faiz artırım kararını öne çekebilir” havasına girdiğini kaydeden bankacılar, sadece TL değil tüm ulusal para birimlerinin ABD doları karşısında değer kaybettiğinin altını çizdiler. Piyasa uzmanları TL’deki dolar karşısındaki gerilemenin diğer ülke para birimleriyle paralel gittiğini, bazı para birimlerine göre daha iyi bile olduğunu söylediler.
Küresel piyasalara ilişkin olarak yapılan yorumlarda benzerlik olduğunu kaydeden bir bankacı, “Önemli banka iktisatçıları, ABD ekonomisine ilişkin tüm verilerin canlanmayı ispat ettiğini belirtiyorlar. Daha önce faiz artış kararı için ayrıca enflasyonun kıpırdanmasına bakmak gerektiği belirtenler bile, son yorumlarında bu kadar iyileşmeden sonra artık enflasyona bakılmaz, enflasyon zaten yükselmeye başlar yorumları yapmaya başladılar” dedi. Yani Fed’in enflasyon daha önce açıklandığı gibi, yukarı çıkmasa bile, artık faiz kararını netleştireceği havası piyasalara hakim olmaya başladı.
Peki, iç piyasadaki son hareketlerin tümü Fed kararına ilişkin beklentiden mi kaynaklanıyor? İşsizlik verisi çok kötü geldi, bütçe rakamları genelde sapma olmadığı biçiminde algılansa bile, harcama artışı gelir artışının üzerine çıktı, bunlar piyasayı etkilemiyor mu? Ya da siyasi atmosferin son operasyon nedeniyle iyice karıştığı görülüyor, basına dönük operasyonlara karşı AB ve ABD’den kuvvetli tepkiler geliyor, bunların da piyasa hareketlerinde etkisi var mı?
ÇIPASIZ BİR EKONOMİ
Bankacılar bu sorulara yanıt olarak, dünkü hareketin geçen hafta sonlarındaki hareketin bir devamı olduğunu hatırlatıyorlar. Bankacıların hemen hepsi, diğer faktörlerin de küçük etkiler yapmış olabileceğini ancak piyasadaki bozulmada ağırlıklı etkinin Fed faiz kararına ilişkin oluşan beklenti olduğunu söylüyor.
Bir bankacı bu soruya yanıt olarak “Şöyle diyeyim; içeriye ilişkin diğer kötü haberler gelmeseydi de, dolar kuru 2.3350 yerine örneğin 2.3250 olurdu, yani bu kadar küçük bir etki” dedi. Diğer etkilerin başında da çok yüksek çıkan işsizlik oranı ve dolayısıyla büyüme oranlarındaki gerilemenin geldiğini söyledi.
Siyasi gelişmelere ve operasyonlara ilişkin olarak ise, “Piyasaların bunlardan etkilendiğini söylemenin zor olduğunu” yanıtını verdi.
Bununla birlikte, “Merkez Bankası’nın bu ayki Para Politikası Kurulu toplantısında, bu seyir devam ettiği sürece, bir faiz indirim kararı alamayacağı” noktasında da hemen herkes hemfikir olmaya başladığı gözleniyor.
Özetle; siyasette ya da dış politikada önemli olumsuzluklar yaşanmasa bile, Türkiye ekonomisi “dalgalanmaya açık çıpasız bir görüntü” veriyor. Ancak hemen benimsenecek yapısallar devreye girerse biraz çıpa görevi görebilir.
Bu kırılgan ortamda iç ve dış siyaset karışırsa, işte o zaman istikrar zora girer.
Paylaş