Paylaş
Çünkü sık sık bu yönde, yani piyasa ekonomisi uyguluyorum derken özgürlükleri kısıtlayıcı, bireyin seçme hakkını elinden alan düzenlemeler gündeme geliyor.
Biraz daha ileri gideyim; muhafazakarlık derinleşirken, piyasa ekonomisinden uzaklaşılmasının kaçınılmaz olduğu fikrindeyim. Küresel kriz nedeniyle ekonomiye müdahaleci eğilimlerin artmış olması, bu temel gerçekliği değiştirmez, aksine bu gerçekliğe daha sıkı sarılmak gerekiyor.
Bana bunları yeniden hatırlatan Torba yasa ile gündeme getirilen özellikle alkol kullanımına ilişkin yeni kısıtlamalar. Daha doğrusu yasaklar...
Gelen yasak maddelerinin “halkı zararlı maddelerden korumak” amacını çoktan aştığı, ideolojik bir kimliğe büründüğü açık. Zaten kameralar önünde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan tartışmalarda iktidar milletvekillerinin, bu maddelere karşı çıkan muhalefet milletvekillerine ”bunlar içer de o nedenle…” gibi karşı çıkışları, olaya ideolojik yaklaşımın bir ispati gibiydi.
Yasa aynen geçerse turistik tesislerde bile içki satılamayacağı açık. İçki satış ruhsatı olan turistik işletmeler, restoranlar, bakkallar, büfeler tekel bayileri ve marketlerin yaklaşık yüzde 60-70’inin içki ruhsatları otomatik olarak iptal edilmiş olacak. Yasa aynı zamanda ruhsat işini belediyelerin elinden alıp, valilerin inisiyatifine veriyor. Son dönemde valilerin ideolojik yaklaşımları, tüm şehirde içkiyi yasaklamak gibi uygulamaları hatırınızdadır, herhalde...
Aslında torba yasalar Hükümet tarafından getirilir ama bu kez iktidar partisi milletvekillerinin imzasıyla yasa teklifi olarak getirilmiş, ki bu da herhalde Hükümetin işi olmadığının sanılması için, böyle verildi.
Teklif yasalaşırsa alkollü içkilerin ve üreticilerinin her ne surette olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamayacak. Alkollü içkiler, her ne amaçla olursa olsun teşvik, hediye, eşantiyon, promosyon, bedelsiz, indirimli veya yardım olarak dağıtılamayacak. Dans kursu olsa bile 100 metre ötesinde alkollü içki satılamayacak. Yani İstanbul’da Çiçek Pasajı, Ankara’da Sakarya, Tunalı tarih olacak... Tabi gençlerin katıldığı festivaller, şenlikler de fiili olarak kalkacak...
Teklif yasalaşırsa ve eğer hala ruhsatını koruyan lokanta varsa, bahçesinde bile içki veremeyecek, hatta içki görünmesin diye camına perde çekecek...
TORBA AHLAK YASASI
Teklifte sigara yasağıyla ilgili de çok ciddi yasaklar var. Örneğin açık havada bile sigara içemeyecek, hatta özel otomobilinizde bile içemeyeceksiniz.
Akıllı sigara düşmanları “Epeyce yol aldık, artık çok üzerine gitmeyelim, ters tepebilir” derken, işi kişisel özgürlükleri kısıtlayan noktaya getiriyorlar.
Teklif bununla da yetinmiyor, Yeşilay’ı neredeyse bir “ahlak kurulu” haline getiriyor. Yeşilay bir Vakıf kuruyor, Sağlık Bakanlığı’ndan 10 milyon lira(eski parayla 10 trilyon) kaynak aktarılıyor.Vakıf içki, uyuşturucu sigara bağımlılığıyla uğraşmanın yanında fuhuş ve internet bağımlığı gibi zararlı alışkanlıklarla mücadele görevi de üstleniyor.
Bitmedi; devletin izninde olmayan kuran kurslarına bile kaynaklar yaratılıyor.
Özetle; toplumu zararlı alışkanlıklardan koruma adıyla verilen Teklif tam anlamıyla “Torba Ahlak Yasası” denebilecek ideolojik bir yaklaşıma sahip. Tek tip gençlik ve toplum yaratmak isteyen başka ülke deneyimleri aklınızda mı?
Özetle; bu yasa yaratıcı ve özgür birey istemeyen, herkesin tek tip ve kolay yönetilir olduğu bir toplum yaratmayı hedefleyen bir yasa gibi gözüküyor. Böyle bir toplumda piyasa ekonomisi mi, güdümlü ekonomi mi geçerli olur?
Paylaş