Paylaş
2017 yılı ekonomisi planlanırken, bence bu hususun üzerinde mutlaka durulması gerekiyor. Her şeyden önce de hükümetin, söylentilerin ekonomiyi bozmasını engellemesi gerekiyor. En iyi çözümün şeffaflık ve söylentilere karşı doğrunun kamuoyuna açıklanması olduğunu biliyoruz. Ancak bu açıklamanın mutlaka piyasada, kamuoyunda kredibilitesi olan yetkililer ya da söylentinin öznesi olan kişiler tarafından yerine getirilmesi de ayrı önem taşıyor.
Bu konuda uyarı yapmaya ihtiyaç duymamızın nedeni; son günlerde özellikle İstanbul’da, hükümetin piyasaya aykırı kararlar almayı tartıştığı yönünde çıkan söylentiler. Son Ekonomik Kurul Toplantısında ekonomiyle ilgili bakanların tartıştığı ve bu tartışmada sermaye hareketleriyle ilgili tehlikeli sözlerin sarf edildiği yönündeki söylentiler son günlerde iyice yayıldı.
Bu söylenti doğru mudur bilmiyoruz ama özellikle bankacılık kesiminden çok sayıda yetkilinin bunu konuştuğunu, doğruluğunu anlamaya çalıştığını biliyoruz. Piyasaya aykırı tavırları bilinen Bakanın gücünü iyice artırdığı, ekonomideki durumun kötüleşmesi halinde bu tür tehlikeli önlemleri gündeme getirme ihtimalinin piyasaları tedirgin ettiği açık.
Aslında bu tür söylentiler bir süredir ortalıkta dolaşıyor. Başbakan Binali Yıldırım geçen ayki bir konuşmasında, belki ki bu söylentiler kendisine iletildiği için, “Sermaye hareketlerine kısıt koyulmayacağını” özel olarak belirtmişti. Ancak bu açıklama bir süre söylentileri durdursa da, son günlerde söylentilerin yeniden artmasını engelleyemedi.
Bu söylentilerin ekonomide, piyasada beklentileri bozduğunu, “Bu tedbir bile düşünülüyorsa, demek ki..” diye başlayan yorumlardan da açıkça anlıyoruz.
2017 yılının ekonomide zor bir yıl olacağı beklentisi zaten var. Bu tablonun üzerine söylentiler binince, beklentilerin iyice bozulması kaçınılmaz oluyor.
O nedenle tekrar etmek gerekir ki; 2017 yılına girerken Hükümet mutlaka bu söylentileri yalanlayarak, piyasa ekonomisi kuralları içinde kalınacağına ilişkin güven vermek üzerinde düşünmeli ve buna göre önlem almalı.
2017 ZATEN ZOR
Türkiye’nin olumsuz ayrışmasını körükleyen iç ve dış siyasi nedenleri bir kenara bıraksak bile, 2017 yılı ekonomisi adına telaşlanacak zaten çok fazla risk unsuru bulunuyor. Bunun üzerine bir de söylentilerin riski binmemeli.
2017 yılı zor geçeceğini tüm piyasa biliyor. Uluslararası piyasalarda Türkiye en riskli ülkeler arasında sayılmaya devam ediyor. Son olarak Dün Merril Lynch 2017 yılında en riskli üç ülke arasında, G. Afra ve Brezilya ile birlikte Türkiye’yi de saydı.
Riskin en büyüğü FED faiz artışlarının devam etmesi nedeniyle bizim gibi ülkelerde beklenen sermaye çıkışı. Özel sektörün borçluluğu, yüksek cari açık, riski büyüten önemli unsurlar. Bunun yanında enflasyonun da 2017 yılı için çift haneye çıkma riskinden söz edilir oldu. Türkiye ekonomisinin en kuvvetli yönleri ise kamu borçlarının durumu ve mali disiplin olarak sayılıyor.
Bir adım ileri gidip; düşük büyüme ile birlikte mali disiplinin bozulması tehlikesinin de yıl içinde konuşulmaya başlaması muhtemel.
Unutmayalım makro dengeleri sağlıklı ve istikrarlı olan ülkenin ekonomisi üzerinde, dış veya iç, siyasi oyunlar oynanamaz.
Ama ekonominiz zayıfsa, hele ki küresel oyunun dışında kalacak ihtimalleri tartışmaya başladıysanız; zaten başkasının oyununa gerek kalmaz ki...
Paylaş