2006 borç yönetimi

DEVLET Bakanı Ali Babacan, geçtiğimiz hafta, 2005 yılı gerçekleşmeleri ile 2006 yılına ilişkin finansman programı ve borçlanma stratejisi hakkında detaylı bilgi verdi. 2005 yılının genel olarak başarılı geçtiği, yapılan programa göre sapmaların, daha çok lehte geliştiği görüldü.

Buna bağlı olarak Ali Babacan’ın övünmesini doğal karşılıyoruz ancak eleştirilere karşı, özellikle de cari açık gibi muhtemel tehlikelere dikkat çekenleri, "ülkeyi sevmemek" ile suçlaması bizi yadırgattı. Ülkeyi sevmek ile ilgili sözleri bize aynı sözcüğü kullanan başkalarını hatırlattı...

Bu ruh halini başka bir yazıya bırakıp, 2006 yılına ilişkin programa bir göz atalım.

Özellikle banka iktisatçıları, Babacan’ın sunumundan yola çıkarak, 2006’ya ilişkin borçlanma özetleri yapıyor ve doğal olarak buna göre tavır belirlemeye çalışıyorlar.

Buna göre Babacan’ın sözlerinden yola çıkılarak, 2006 yılında borç yönetiminin temel amaçları; makul risk seviyesinde ve piyasa koşullarının el verdiği ölçüde borçlanma maliyetinin azaltılması, borçlanma vadesinin uzatılması, devlet iç borçlanma senetlerinin likiditesinin artırılması, verim eğrisinin geliştirilmesi ile Hazine rezervlerinin güçlendirilmesi olarak özetleniyor. 2006 yılında piyasada daha az sayıda, ancak likiditesi yüksek ve derinliği olan senetlerin yer almasına yönelik bir borç yönetimi politikası uygulanacağı ve bu uygulamayla "borçlanma politikalarının öngörülebilirliğinin artırılmasının hedeflendiği" belirtiliyor.

Bunun için her ay düzenli olarak, değişken ve sabit faizli olmak üzere, 6 ayda bir kupon ödemeli YTL cinsi uzun vadeli tahvil ihracı gerçekleştirilirken, ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarının her birinde uzun vadeli YTL cinsi iskontolu senet ihracı yapılacak ve bu senetler ilk ihraç tarihini izleyen üç ay boyunca yeniden ihraç edilebilecek.

Piyasa koşulları çerçevesinde YTL cinsinden kısa vadeli iskontolu senet ve referans bono ihraçlarına devam edileceği belirtilen programda, 2006 yılında döviz cinsinden iç borçlara ilişkin borç çevirme oranının yüzde 80’i aşmayacağı belirtiliyor. Yine bu çerçevede dövize endeksli senet ihracı gerçekleştirilmeyeceği belirtilirken, buna karşılık yeni iç borçlanma enstrümanları oluşturulabileceği ifade ediliyor.

BORÇ SERVİSİ AZALACAK

2005 gerçekleşmeleri ile 2006 yılı öngörüleri karşılaştırıldığında, bazı saptamalar ise şöyle:

2005 yılında toplam borç servisi 2005 yılına göre yüzde 15 azalacak. Buna göre; toplam borç servisi, 188.6 milyar YTL’den 168.4 milyar YTL’ye düşecek.

İç borç servisi yüzde 17 azalırken, dış borç servisi yüzde 7 artacak. (İç borç servisi: 144.5 milyar YTL, dış borç servisi: 23.8 milyar YTL)

Toplam borçlanma, özelleştirme ve faiz dışı fazladan elde edilen kazanımlarla yüzde 25 reel düşüş göstererek, 128.1 milyar YTL olacak.

İç borçlanma yüzde 29 reel azalırken, dış borçlanma yüzde 29 artacak. (İç borçlanma: 11.4 milyar YTL, dış borçlanma: 16.7 milyar dolar)

Borçlanma dışı kaynaklardan elde edilen finansman 2005 yılına göre yüzde 6 artacak. Faiz dışı fazla 2005 yılındaki 32.2 milyar YTL’nin altında, 30.2 milyar YTL seviyesinde gerçekleşecek.

2006 yılında 5.5 milyar doları tahvil ihracı, 3.6 milyar doları IMF, 1.4 milyar doları Dünya Bankası’ndan olmak üzere uluslararası kuruluşlardan 5 milyar dolarlık kredi elde edilmesi öngörülürken; proje kredileri 1.8 milyar dolar olacak.

2005 yılında hem iç hem de dış borçlanmanın öngörülenin altında kaldığı, geçen yıl uluslararası piyasalarda ihraç edilen tahviller yoluyla elde edilen borç miktarının öngörülenin 1 milyar dolar üzerine çıktığı ancak uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredilerin, öngörülenin altında kaldığı belirtildi. Buna karşılık, hangi eksik tedbirler nedeniyle bu kredilerin alınamadığı söylenmedi.

Daha sonra, borç programının barındırdığı zayıflıklar ve risklere değineceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları