16 Nisan sonrası piyasanın önünü görmesi zorlaşıyor

PİYASALAR 16 Nisan’da yapılacak referandum sonrası “artık önümüzü görürüz” diye umutluydu ama bu umut giderek kayboluyor. Özellikle Avrupa ile çatışma havasının büyümesi, Suriye ve Irak’taki gelişmeler umutların azalmasına yol açıyor.

Haberin Devamı

İşadamları, kendi verecekleri oydan bağımsız olarak, referandum hangi sonuç çıkarsa ekonominin nasıl seyredeceğini tartışmaya devam ediyor. Son günlerde, “Artık ne çıkarsa çıksın ekonomideki belirsizliğin devam edeceği” yönündeki karamsar tavrın hakim olmaya başladığını görüyoruz. Yani referandumdan evet de çıksa, hayır da çıksa, siyasi tansiyonun düşmeyeceği, uluslararası sorunlar başta olmak üzere, çatışmaların artacağı tahminleri yapılmaya başladı.

Son dönemde işadamlarının sık sık belirttiği,“Artık ekonomide reform ve yapısal tedbir sürecine geri dönülmesi lazım, referandum sonrası bu süreç başlasın, önümüzü görelim” taleplerinin hayata geçeceği konusunda da umutların azaldığı görülüyor.

Kamuoyuna açıkça söylemeseler de, işadamlarının çoğu gidişatı iyi görmediklerini, referandum sonrası bir şeyin değişmeyeceği hatta daha da ağırlaşmasını beklediklerini özel sohbetlerde dile getiriyorlar.

Haberin Devamı

Küresel finans ikliminin düzelmesiyle, son dönemde kurlardaki aşırı artış trendinin durmuş olması, elbette moralleri biraz düzeltmişti. Bunun üzerine Hükümetin ekonomiyi canlandırmak adına aldığı kararlar, özellikle Hazine’nin desteğiyle zor durumda kalan şirketlere kredi verilmesini kolaylaştırılması piyasadaki sıkıntıyı bir ölçüde rahatlattı. Yine konut sektöründe başlayan sıkıntı, 20 yıla uzayan krediler, KDV indirimleri ile hafifletildi. Nisan sonuna kadar beyaz eşya ve mobilyada yapılan büyük KDV indirimleri de piyasada biraz rahatlık sağladı.

Ancak bunun kısmi bir rahatlık olduğu, referandum amaçlı olduğunu, referandum sonrası ekonominin toparlanması, yeniden disipline edilmesi gerektiğini herkes görüyor. İşte referandumdan çıkacak sonuçtan bağımsız olarak, iş aleminde ciddi bir umut vardı. Başka bir deyişle şu anda piyasada yaşanan kısmi rahatlığın, daha kalıcı tedbirlerle referandum sonrası devam edeceği beklentisi oluşmuştu, son günlerde bu kaybolmaya başladı.

AB KAYNAKLI KARAMSARLIK

Oluşan karamsarlığın en büyük nedenlerinden biri AB ile yaşanan çatışmanın giderek artması. İşadamları, AB’nin Türkiye ekonomi için vazgeçilmez olduğunu, her açıdan bu hedefin sürmesinin önemine dikkat çekerek, “Referandum sonrası ilişkide hava yumuşar diye bekliyorduk ama gelinen nokta işin daha da sertleşeceğini gösteriyor” demeye başladılar.

Haberin Devamı

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB sürecinin devamı için referanduma gideceğiz” sözleri karamsarlığı artıran önemli bir unsur oldu.

Halkın kararını hamasetle etkilemenin kolay olabildiğini ancak AB hedefinin öyle bir hamasete kurban edilemeyeceğini kaydeden bir işadamı, aynı şekilde idam konusunu da referandum malzemesi yapmamak gerektiğini söyledi.

Uluslararası arenada Türkiye’deki yönetime karşı tavrın sertleştiği gözlenirken bunun daha öncekilerden farklı olmasından korkuluyor. Bir başka deyişle; “Bu sefer de yeniden hava yumuşayabilir” beklentisi, hâlâ var olmakla birlikte, giderek azalıyor. Sadece AB ile değil, ABD ve Rusya ilişkilerinin yumuşayacağı beklentisi de zayıflıyor.

Haberin Devamı

Eğer yumuşamazsa ne olur derseniz; ülkede siyasi kargaşanın artma tehlikesinin yanında, ekonomik olarak bence çok ciddi sonuç doğurur. Hep söylüyorum; böyle bir dünyada, böylesine bir küresel iklimde Türkiye’nin yalnız kalması halkı çok fakirleştirecek sonuçlar doğurur. “Hamasetin karın doyurmadığı” gerçeğini  acı biçimde yaşarız.

Yazarın Tüm Yazıları