Bu hafta yazacak o kadar çok konu var ki, hangisine öncelik tanıyayım diye..." /> Bu hafta yazacak o kadar çok konu var ki, hangisine öncelik tanıyayım diye..." />
Paylaş
Bu hafta yazacak o kadar çok konu var ki, hangisine öncelik tanıyayım diye uzun uzun düşündüm. Mesela her önünden geçişimde kızgınlığımı satırlara dökmek istediğim Gökçek icraatlarını yazabilir, ya da tarihlerini kronolojik sıraya dizdiğim Ankara’nın ilklerini köşeme taşıyabilirdim. Hatta 8 Haziran’da başlayacak Ankara Sopping Feest’in başınızı döndürecek iki bine yakın etkinliğinden öne çıkanları da sıralayabilirdim. Ayrıca kent dışına seyahatlerim esnasında gördüklerimi ve duyduklarımı not ettiğim kağıtlar da kitap kalınlığına gelmişti. En iyisi Antalya, Belek’deki gözlemlerimi satırlara dökeyim ki, tatil sezonunun geldiği bu günlerde hafif esen Akdeniz rüzgarını sizlerde teninizde hissedin.
Uçsuz bucaksız kumsalların yanı başında, çamların arasındaki Belek, Akdeniz’in en gözde tatil beldelerinin başında geliyor. 18 yıl öncesine kadar bataklık olan belde, bugün uluslararası standartlardaki otelleri, golf tesisleri, mavi bayraklı plajları ve SPA merkezleriyle tatilciler için vazgeçilmez bir tatil cenneti. Türkiye’nin uluslararası turizm pazarında pay almasını sağlayan Belek, son yıllarda gerçekleştirilen en büyük entegre turizm projesi.
1984’DE KEŞFEDİLEN CENNET
Belek’in doğal güzelliği 1984’te keşfedildi ve bölge ‘Belek Turizm Merkezi’ ilan edildi. Ardından da hummalı bir çalışma başladı. Bölge, aynı zamanda Akdeniz’in doğal yaşam karakteristiğini barındıran önemli bir köşe. Beldede 574 çeşit bitki bulunuyor. Bunlardan 29’u sadece Türkiye’de yetişiyor. Örneğin, Serik armudu dünyada sadece bu bölgede meyve veriyor. Kuş türleri için de güvenli olan Belek’te belirlenmiş 109 kuş türü var. Bu sayı, Türkiye’nin kuş türlerinin yüzde 25’i kadar... Deniz kaplumbağalarının üreme alanı olması, beldeyi doğal karakter açısından daha da önemli kılıyor. Kumsalları ise nesli tükenme tehlikesi yaşayan deniz kaplumbağaları caretta carettalar için Türkiye’nin en önemli, Akdeniz’in ise ikinci büyük yuvalama alanı.
GOLFÜN KRALİÇELERİ YENİ YAŞAM TARZININ HABERCİSİ
Geçenlerde National Golf Kulübü’nün ev sahipliğini yaptığı Turkish Airlines Ladies Open 2012 Turnuvası için Belek’e gittim. Hemen belirteyim, bu dev organizasyonda medyada görmeye alıştığınız sosyetik golfçular değil, dünyanın dört bir yanından gelen başarılı oyuncular mücadele etti. Avrupa’nın en prestijli turnuvalarından biri olarak kabul edilen Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası (Ladies European Tour, LET) 13 Mayıs’ta Türkiye’deki ayağı son buldu ama,Portekiz, Almanya, Slovakya, Hollanda, İspanya ve Çin’de süreç devam edecek.
Şimdi size uzun uzadıya geçen senenin şampiyonu Hollandalı Christel Boeljon’un bu yılki şampiyonluğu da kimseye kaptırmadığını, final karşılaşmalarından sonra dereceye giren sporculara ödüllerini, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı’nin, Ak Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun ve National Golf Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Bülent Göktuna’nın verdiğini anlatacak değilim. Yerine şimdilerde 11 adet uluslararası standarda sahip golf kulübünün bulunduğu Antalya’da yeni bir yaşam tarzının yaygınlaştığını ve ülkemiz için ne kadar önem kazandığını anlatacağım.
ATATÜRK’ÜN AT SIRTINDA GİTTİĞİ KULÜP
Belek sahillerinde doğal güzelliklerin içerisinde bulunan yüksek kapasiteli konaklama tesislerinde, bir yandan bu sporu yaparken bir yandan da deniz ve doğayla iç içe bir tatil imkânından yararlanabiliyorsunuz. Golf ise çok seviliyor, çünkü sağlıklı ve çevre dostu bir spor. Aynı zamanda yaş sınırı yok ve herkes tarafından oynanabiliyor.
Son yıllarda popüler bir hale gelen golf sporunun ülkemizdeki tarihi 115 yıl öncesine dayanıyor. 1895 yılında Okmeydanı’nda kurulan İstanbul Golf Kulübü, Mustafa Kemal’in de İstanbul’da bulunduğu zamanlarda kimi zaman at üzerinde gidip, soluklandığı bir mekân. İngiliz Konsolosu ve dostu P. Loren’ı ziyaret amacıyla her fırsatta bu kulübe gelip, kulüp binası önünde çok sevdiği şekerli kahvesini içermiş. Hatta bazı ziyaretlerinde, kulübe ait golf sahasında vuruş denemeleri de yaparmış.
İstanbul Golf Kulübü, Avrupa’nın en eski dördüncü golf kulübü. Bugün Maslak’ta dokuz çukurlu bir sahaya ve görkemli kulüp binasına sahip olan tesis, Türkiye’de golf sporunun yaygınlaşmasında önemli bir yer tutuyor. Ancak sporun gitgide daha yaygın hale gelmesi turizmcilerin, özellikle de Belek Turizm Merkezi’ndeki yatırımcıların sayesinde oldu.
YAŞAMINIZI KEYİF ŞÖLENİNE DÖNÜŞTÜRÜN
Şimdilerde 11 adet uluslararası standarda sahip golf kulübünün bulunduğu Antalya bölgesinde bu sayı iki yıl sonra 70’i bulacak. Dolayısıyla da golfle beraber turizmde yeni bir yaşam tarzı yaygınlaşacak. Daha çok para harcayan, çevreci, sporcu ve birazda yaşamdan haz duyan konuklar gelmeye başlayacak. İşte o zamanda her şey dahil sistemi içinde çok ucuza hizmet veren tatil cennetimiz gerçek anlamdaki döviz girdisini sağlamış olacak.
Yılın 300 günü güneşin sıcaklığının hissedildiği bölgede, kış ayları da dâhil 12 ay golf oynamak mümkün. Hepsi beş yıldızlı olmak üzere 49 adet otelin bulunduğu Belek’te ister kulüplerin kendi otellerinde, isterseniz diğerlerinde kalın, her türlü hizmetten faydalanabiliyorsunuz. Saha dışındaki zamanınızı keyif şölenine dönüştürmek ise tamamen sizin elinizde. Klasik turizm destinasyonu deniz, kum ve güneş bir kenara SPA&wellness gibi ünitelerde enerjinize enerji katabiliyorsunuz. Bagi denen golf arabalarıyla doğa içinde gezinti, butler’ı olan VIP oda ve villalarda özel hizmet. Helikopter, uçak gibi araçlarla transfer ve gezinti ise saha dışı imkânlarınızın bir kısmı.
MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATMAK
İyi bir golf seyahati için gözetmeniz gereken etkenlerse şunlar: Oynayacağınız sahanın zorluk derecesi, çimin kalitesi, alanı tasarımlayan ekibin dünya çapındaki saygınlığı, o kulüpte yapılan turnuvaların sayısı ve kulüp yönetiminin size göstereceği ilgi. Eğer golf tutkunuzu konaklamalı bir paketle gerçekleştirecekseniz , kulübün kendi otelinin ya da anlaşmalı otellerin sunacağı hizmetlerin miktarını ve kalitesini göz önüne alın. Unutmadan, ‘elitist’ yaklaşımı benimsemiş ciddi görünümlü otelleri tercih etmenizde fayda var, çünkü her şey dâhil sisteminde faaliyet gösteren tesislerde üzerinizde golf kıyafetleri varken deniz terliği ve mayosuyla yüzünüze anlamsız bakan turistlerle tezat bir görünüm çizebilir, Müslüman mahallesinde salyangoz satma misali terse düşebilirsiniz.
BU KRALİÇELER BİRAZ KASLI
Gelelim National Golf Kulübü’nde gerçekleşen turnuvaya. Magazin basınında görmeye alıştığımız sosyetik ve güzel hanımların aksine dünyanın dört bir tarafından gelen kadın golfçüler beni sükûtu hayale uğrattı. Birçoğu o kadar kaslı ve iriydi ki, uzaktan bakınca kimini erkek zannettim. Hele şampiyon olan Hollandalı Christel Boeljon ile dünyaca tanınmış eski şampiyon Laura Davies’in kadın olduğuna inanmam için burnunun dibine kadar sokulmam gerekti. Böylesine sert ve erkeksi görünüşün nedenini ise şampiyona esnasında yaptıkları vuruşlardan sonra anladım. Benim misin diyen sosyetik erkek golfçulara iki tur bindirerek topu
“Ne kocası. Senenin en az 200 günü ülke ülke dolaşıp, turnuvalara katılıyorlar, üstüne de her gün antrenman yapıyorlar. Yüzde 90’ı erkek arkadaşa fırsat bulamıyor ki, kaldı ki evlensinler.”
YETİŞTİRME YURDUNDAN ÇIKAR ŞAMPİYONLAR
Bu arada Ladies Open 2012 Turnuvası’nı ülkemize getirmeyi sağlayan işadamı Bülent Göktuna ile tesisi National Golf Kulübü’ne ayrı bir parantez açmak istiyorum. Ülkemizde turizmin gelişmesini ve çeşitlenmesini sağlayan en önemli 10 kişiyi say deseler, bu isimlerden biri hiç kuşkusuz Bülent Bey olurdu. 1994 yılında 1065 dönümlük arazi üzerine National Golf Kulübü’nü kurduğunda ve uluslararası golf turnuvalarının oynanmasını sağladığında herkes ona hayalperest olarak bakıyordu. Sonra bir gördüler ki bu kulüp, Akdeniz ülkelerindeki 1500 golf kulübü arasında 9. ve tüm Avrupa kulüpleri arasında en iyi 42. golf sahası seçildi. Üstelik golfçuların normal tatil turistine oranla 10 misli daha para bıraktığı anlaşılınca Gürtuna’nın açtığı yoldan birçok yatırımcı geçmeye başladı. Ve bu günlere gelince de Türk turizminin ana dinamiklerinden biri oldu.
İlginçtir Bülent Bey’in hayalden gerçeğe dönüşen projeleri bu kadarla da sınırlı kalmadı. Yaşları 7-17 arasında değişen, aralarında Antalya Yetiştirme Yurdu’ndan 13 çocuğun da bulunduğu 80 öğrenciyi sosyal sorumluluk kapsamında geleceğin golfçuları olarak yetiştirmeyi başardı. Şimdilerde bazıları 16 yaş altı milli takım kadrolarında yer alıyor. Üstelik aralarından biri kız, 4 öğrenci ise şimdiden uluslararası turnuvalarda ülkemizi temsil ediyor. Eminim ki, Bülent Bey, içlerinden birini dünya şampiyonu yapana kadar sosyal sorumluluk projesine devam edecek.
Paylaş