Paylaş
Bu kervana katılan son şehir ise Ankara oldu. 8 Haziran tarihinde startını verdiği Ankara Shopping Fest’i kısmetse 1 Temmuz tarihinde bitirecek. Şimdilerde şehrin dört bir tarafında yer alan alışveriş merkezleri, caddeler ve yüzlerce mağaza indirimli satışlarla ve etkinlikler düzenliyor. Medyadan da takip ettiğiniz üzere festival boyunca konserler, büyük çekilişler, sokak etkinlikleri, görkemli ışık gösterileri filan gerçekleşiyor.
Gelelim kiminin yüksek sesle, kiminin de fısıltıyla seslendirdiği sorulara. Bu Shopping Fest etkinliği şehir için çok gerekli mi? İstanbul ile aynı tarihte yapılması hata değil mi? Festivalin başlamasının üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişken Ankara ekonomisine ve tanıtımına bir fayda sağlandı mı?
İsterseniz bu ve benzeri sorulara yanıt bulmaya çalışalım. Süreci başından beri takip etmiş bir kişi olarak öncelikle şunu söylemeliyim ki, bu etkinliğin Ankara’da yapılması son derece önemli. Yani bu fikrin ortaya atılıp, hayata geçmesinde büyük yarar var ki, öyle de oldu. Ancak tanıtım ve uygulamadaki bazı hatalar ise göz ardı edilmeyecek kadar önemli.
DIŞ TANITIMDA GÖKÇEK YOK
Tanıtımla başlayayım... Organizasyonun ilk yılı olmasına rağmen tanıtım faaliyetleri hiç de fena yapılmadı. Shopping Fest’i düzenleme komitesi Berlin, Moskova gibi şehirlerde yapılan dünyaca ünlü turizm fuarlarında tanıtım atağına geçti. Yerel, ulusal ve yabancı medyada sesini duyurmak için elinden geleni yaptı. Örneğin Berlin ve Moskova turizm fuarlarındaki gayretlerini bizzat gözlerimle gördüm. Başta ATO Başkanı Salih Bezci olmak üzere heyetteki herkes yoğun çaba sarf etti. Ankara ile ilgili broşürler, hediyelik eşyalar, görseller fuarlara katılan herkese ulaştırıldı. Yeterli miydi? Elbette ki “Hayır”... Zira ne heyetin tecrübesi daha iyisine imkan verdi, ne de ayrılan bütçe. Ama duyurunun hiç olmamasından iyiydi. En azından Ankara dünya turizm platformunda dile getirildi.
Bu arada dış tanıtımlarda Melih Gökçek’in hiç ortalarda görünmemesi de olumlu bir olaydı. Eminim onu gören, Ankara’ya geleceği varsa gelmezdi. Şaka bir yana, zaten siyasi getirisi olmayan hiçbir aktivite de kendisini göremezsiniz. Ruslar, ya da Almanlardan oy alacak hali yok ki!
Peki, Gökçek’i Shopping Fest etkinliğinin hangi aşamasında görmeye başladık? Sizi hiç yormayayım, Twitter’den fırsat bulduğu zamanlarda Tarkan konserinde, açılış balosunda, AVM kapılarında filan. Çünkü siyasi beklenti kısımları o anlarda başlamıştı da ondan.
BİR TEK TOP MODEL KROES’A ÜZÜLDÜM
Açılış balosu dedim de aklıma geldi. Festivalin yüzü olan dünyaca ünlü Hollandalı manken Doutzen Kroes hariç katılımcı ünlüler tam bir fiyaskoydu. İsmail Türüt, Safiye Soyman, Faik Öztürk, Alişan Ankara’nın diğer yüzleri oldular ki, yabancılar da koşa koşa onlara gelmek için can atıyorlar! Üstüne üstlük baloda alkolden uzak durup, meyve suyu da dağıttılar ki evlere şenlik bir görüntü. Ankara Alışveriş Festivali’nin tanıtım gecesinden daha çok, Melih Bey’in oy veren kitlesine mesaj gecesi gibiydi. Dolayısıyla bu arabesk balo ne ulusal medyada, ne de dünya medyasında kendine doğru dürüst yer bulabildi. Bir tanıtım fırsatını da bu şekilde kaçırmış olduk. İnanın arada kim vurduya giden Hollandalı mankene üzüldüm.
Bu arada festivalin açılışı için Ankara’ya davet edilen yerli ve yabancı basın mensuplarının kimliği ise etkinliğin medyada neden küçük kullanıldığının ipuçlarını veriyordu. Önce ulusal basınla başlayayım. İstanbul’dan uçakla getirtilip, lüks otellerde ağırlanan basın mensuplarının çoğunun işsiz ya da reklamla ayakta kalabilen küçük çaplı gazete ve dergilerde çalıştığını fark ettim.
Yurt dışından davet edilen basın mensupları ise ya stajyer muhabirlerden oluşuyordu, ya da serbest gazetecilerden. Örneğin Rusya’dan gelen basın mensubu hanımı Moskova turizm fuarında bir ülkenin stant hostesliğini yaparken tanımıştım. İşsiz olduğu için geçimini kimi dergilere dışarıdan yazısını satmaya çalışarak ve stant mankenliği yaparak sağlıyordu. Eh doğal olarak da bizim festival haberlerinin dış basında yankı bulması zordu.
BU IŞIKLANDIRMAYI ÇOK MU ARADI?
Gelelim sokak şenliklerine, konserlere, çekilişlere, kültür sanat performanslarına, gösterilere, çocuklara özel etkinliklere, partilere, yarışmalara, moda gösterileri ve defilelere... Bunların hepsi gerçekleşirse Ankara bir karnaval şehri haline gelebilir. Ancak biz halen AVM’lerdeki basit gösterilere ve her yıl ki sanatçı konserlerine tanıklık ediyoruz. Eğer dünyanın en büyük döneri şovunu ya da kimsenin ilgilenmediği medya futbol turnuvasını saymazsak.
Buna karşılık İstanbul ne yapıyor? Cadde festivalleri düzenliyor, mağazalarda büyük fiyat indirimlerine gidiyor, yeme-içme ve eğlence mekanlarının bulunduğu cadde ile sokakları karnaval yerine çeviriyor. Biz ise AVM’lerdeki süslemeler ile birkaç ana arterdeki arabesk görüntü sergileyen ışıklı neonlardan ileri gidemiyoruz. Kızılay meydanındaki o arabesk ışık düzeni ise bu dediklerimin en büyük kanıtı. Etrafı aydınlatması iyi de görüntüsü bir felaket. Dubai Shopping Fest’inki bile bundan bin kat şık ve modern görünüşlü.
YAKIT ALANLAR İÇİN FESTİVAL SÜRPRİZİ
Hadi diyelim ki öyle ya da böyle ışıklandırıldı. Peki sizce Ankara’da gece ışıklandırılması gereken arterler neresidir? Pursaklar, Dışkapı, Keçiören gibi yerler mi, yoksa Filistin Caddesi, Çukurambar, Bahçelievler 7. Cadde, Park caddesi gibi arterleri bünyesinde barındıran Çankaya ve Yenimahalle’deki yerler mi?
Yeme-içme, otel ve eğlence mekanlarının bol olduğu bu caddelere gidince göreceksiniz, festivale yönelik tek bir süsleme ya da aydınlatma yok. Halbuki Ankara sosyal hayatının aktığı bu bölgeler Shopping Fest için şehrimize gelenlere sunacağımız en önemli destinasyonlarımız... Amaç şehre gelenlerin para harcamasıysa süslemelerin en çok buralara yapılması gerekmiyor mu? Yoksa Konyayolu’nu ışıklandırmışsın, kime ne faydası var. Yol boyunca sadece benzinciler olduğu için ancak yakıt satarsın, o kadar.
Hâlbuki son yıllarda dünyanın gözde şehirlerinden biri haline gelen Başkent Ankara, ulaşım seçenekleri ve kalitesi ile hem şehirlerarası hem de ülkelerarası en rahat, en kolay ulaşılabilen kentlerden biri haline geldi. Uluslararası standartlardaki havalimanı, Yüksek Hızlı Trenleri ve karayolu ulaşımının sıklığı ve çeşitliliği ile Ankara en rahat ulaşılabilen kentler arasında. Örneğin Ankara Esenboğa Havalimanı, 24’ü yurt dışı olmak üzere 100’e yakın noktaya direkt sefer sunuyor. Hızlı Tren ise bir başka avantajımız. Şehirlerarası Karayolu ulaşımında ise toplam 64 bin kilometre karayolu ağına sahip Türkiye’de neredeyse bütün yollar başkent Ankara’ya çıkıyor. Buna karşılık festival düzenlediğimiz şehrin trafiği ne durumda?
FESTİVAL ZAMANI YOLLARI KAPAMAK
Son zamanlarda fark ettiniz mi bilmiyorum ama Ankara’nın trafiği çekilmez hal aldı. Hatta Melih Gökçek’in çok övündüğü alt üst geçitler bile soruna çare olamadı. Özellikle işe gidiş ve çıkış saatlerinde araçlar milim milim ilerliyor. Tüm bunların üzerine bir de tadilat, gösteri ya da yabancı konuk için bazı kavşak ve yollar kapanıyorsa, trafik tam anlamıyla Arap saçına dönüyor.
Örneğin Eskişehir yolu, neredeyse günün her saati yoğun bir trafik var ve yan yana dört şerit bile yetmiyor. Tüm bunlara ilaveten Shopping Fest’in düzenlendiği bu günlerde birkaç ana arter trafiğe kapatılıp, metro alt yapı çalışmaları başlayacak. Hatta Çukurambar’da bir bölüm şimdiden kapatıldı ve trafik felç oldu. Herkese onu diyorum; Öncüsü buysa, esas yol kapanması sonrası yaşanacakları düşünemiyorum.
Elbetteki toplu taşımın biran önce tamamlanması için bu çalışmalar gerekli ama, aylar öncesinde takvimi belli olan Shopping Fest esnasında yolların kapanması belediyenin acizliğini gösteriyor. İstediği kadar metroyu Ulaştırma Bakanlığı yapsın, yüklenici firma sözleşmesi gereği yolu kapatsın, pek ala belediye olarak planlamasını yapabilirdin. Sen yurt içi ve dışından şehre gelecek misafirlere alışveriş festivaline “buyrun” diyorsun ama yolları kapatarak eziyet çektiriyorsun.
HAYAL DÜNYASINDAN DOĞAN REKABET
Sonuç olarak Shopping Fest etkinliğini sonuna kadar destekliyorum ama bir dahaki sene hatalardan arındırılmış bir organizasyon bekliyorum. Evet, ilk yıl belli eksikler olabilir ama önemli olan bu eksiklerin giderilmesi. Tabii bir de Gökçek’in burnunu sokmadığı, daha amacına uygun festival olmasını temenni ediyorum.
Shopping Fest’in Ankara ekonomisine ne kazandırdığı sorusuna gelirsek; Şehirde dolaşan başka şehirlere ait araç plakalarına bakınca iç piyasada bir hareketlenme olduğunu gözleyebiliyoruz. AVM’leri gezenlerin sayısında da bir artış olduğu ise karşımıza çıkan kalabalıktan anlaşılıyor. Ancak kazanımın ne kadar olduğunu festival bitimi ATO’nun açıklayacağı rakamlardan öğreneceğiz.
Son olarak Shopping Fest’in İstanbul’la aynı zamanda yapılmasının cevabını da vereyim. Tamamen Melih Gökçek’in ısrarı. Kendisi tutturmuş, “İstanbul’u geçeceğim” diye. Hayal dünyasında yaşamaya devam etsin de bizi niye peşinden sürükler, onu bir türlü anlamam.
Paylaş