2006 yılı verilerine göre, seyahat ve turizm sektörü, dünyanın toplam gelirinin yüzde 10,3’ünü sağlarken; 234 milyon çalışanla dünyadaki toplam istihdamın yüzde 8,2’sini karşılıyor.
40’ın üzerinde sektörü doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen turizm, ekonomiler için lokomotif sektörlerin başında geliyor. Ekonomik büyüme ve kalkınmanın anahtarlarından biri olan turizmde Türkiye, dünyada en çok turizm geliri elde eden sekizinci ülke konumunda. Yılda ortalama 20 milyon kişinin ziyaret ettiği Türkiye’nin turizm geliri 18 milyar doları geçmiş durumda.
1980 yılında dünya genelinde turist sayısı 260 milyon iken, bugün rakam 800 milyonun üzerinde seyrediyor. Dünya Turizm Örgütü’nün tahminlerine göre 2020 yılında dünya genelinde 1 milyar 600 milyon kişi seyahat edecek ve harcama miktarı 2 trilyon dolara çıkacak.
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda yıllık ortalama yüzde 10,2’lik artış oranıyla en hızlı büyüyecek ülke olacağını tahmin ediyor. 2005 yılında yüzde 21 büyüyen turizm sektöründen Türkiye, 2010 yılında 35 milyar dolar gelir ve 40 milyon turist ağırlamayı hedefliyor. Yaratacağı istihdamın ise 3 milyona kişiyi bulacağı hesaplanıyor.
Bu artıştan en büyük nasibi alacak yatırımcılar ise Ankaralı. Devletin teşviğiyle 1980’lerin ikinci yarısından itibaren yatırıma başlayan Ankaralı müteahhitler, turizm sektöründe büyümeye devam ediyorlar. Deniz, kum, güneş konseptindeki değişimi gören Başkentli yatırımcılar, sahil yörelerinden kış, kültür ve yayla turizmine doğru kayıyorlar.
TURİZMDE BAŞKENT DAMGASI
Başkentli müteahhitler, turizme de damgalarını vuruyor. Gerek Ege ve Akdeniz sahilinde gerekse KKTC’de yer alan birinci sınıf turizm tesislerinin hem inşasını, hem de işletmesini yapan devler arasında Ankara’nın müteahhitlikle başlayıp turizmle büyüyen şirketleri başı çekiyor. Bu gelişime en güzel örnek ise Türkiye’nin Riviera’sı ya da Costa Del Sol’u olarak adlandırılan Belek Turizm Merkezi. Yan yana sıralanmış beş yıldızlı otel ve tatil köyleriyle insanı büyüleyen bir görünüme sahip. 50 bine yakın nitelikli yatak kapasitesiyle hizmet veren 47 otel ve tatil köyünün yanı sıra, 10 adet golf kulübü bu özel bölgenin ev sahipleri. Ve gelelim Türk turizminin lokomotifi Belek’in Ankara’yla bağlantısına.
Değişik tip ve büyüklükte yan yana yer alan bu tesislerin yüzde 80’ninin sahibi Ankaralı yatırımcılar. Denizden yoksun Ankaralıların sahillerdeki hegemonyası 1980’li yıllara, bir diğer değişle Turgut Özal dönemine uzanıyor. Turizmin kalkınması için yeni düzenlemelere giden, arsa tahsisi ve düşük faizli kredilerle yatırımları cazip hale getiren Başbakan Turgut Özal, beş yıldızlı tesislerin kurulması için büyük imkanlar sağlıyor. Üstelik geri ödemede de büyük kolaylıklar getiriyor. 49 yıllığına kiralanan arsaların ve üzerine kurulacak tesislerin açıldıktan sonra ödenmeye başlanacak kira bedelleri, yatırımcıları cezbediyor.
BOL KESEDEN TEŞVİKLERE KAYITSIZ KALMADILAR
O yıllarda, daha çok devletle iş yapan büyük müteahhitler, turizm sektörüne sağlanan "bol keseden teşviklere" kayıtsız kalmayarak, kamudan sağladıkları sermaye birikimini turizm yatırımına dönüştürüyorlar. İstanbul ve diğer illerdeki yatırımcılar ise gerek devletle olan "ilişki" eksikliğinden, gerekse turizmin önemini kavrayamamaktan olacak, Ankaralılar kadar atılımcı olamıyor. Ancak, tesisler birbiri ardına tamamlanıp, bacasız fabrika da denilen turizm gelirinden pay almaya başlayınca, kayıtsız kalanların istekleri kabarıyor, ama iş işten geçiyor.
Turizmin cazip yatırım sektörleri arasına girmesiyle 5 yıldızlı otel ve tatil köyü sahibi Ankaralıların sayısı her geçen gün artıyor. Akdeniz’in diğer turizm bölgeleri ile Ege kıyıları da, bozkırdan gelen yatırımcıların istilasına uğruyor. Rakamlarla örnek vermek gerekirse, Ege ve Akdeniz kıyılarında yer alan 5 yıldızlı tesislerin yüzde 40’ı Başkentli yatırımcıların eline geçiyor. İsterseniz, 5 yıldızlı tesislerin sahibi Başkentli iş adamlarına ve Türk turizmini uçuran yatırımlarına bir göz atalım.
ANKARALILAR’IN BELEK’TE SAHİP OLDUĞU OTELLER
Dörtel Tekstil ile ülkemizin ilk 500 firması arasına giren Tontu ailesine ait Adora Golf Resort Otel.
Uzun yıllardır Ankara’da vergi rekortmeni olan Talip Kahraman’a ait Altis Golf Otel.
çtaş İnşaat’ın sahibi İbrahim Çeçen’e ait IC Hotel Santai
Aydıner İnşaat’ın sahibi Mehmet Aydıner’e ait Xanadu High Class
Kebele Yatırım’ın sahibi müteahhit Tarık Pekkan’a ait Club Asteria.
ETA Turizm’in sahipleri Kemal Görgülü, Metin Acet ve Semih Durmuş’a ait Robinson Club Nobilis.
Özaltın İnşaat’ın sahibi Özaltın ailesine ait Gloria Golf Resort, Gloria Serenity ve Gloria Verde Resort.
Metiş Holding’eait Grida Golf Resort.( Kısa bir süre önce Diana Turizme satıldı)
Mesa Şirketi’nin ortaklarından Özhan Akçalı’ya ait Mia Belpark Palace
Limak İnşaat’ın sahibi Nihat Özdemir ile Sezai Bacaksız’a ait Arcadia Golf Resort Otel ve Atlantis Resort.
Muna İnşaat’ın sahibi Mustafa Nazik’e ait Papillon Belvil Hotel ve Papillion Zeugma Hotel
Yenigün İnşaat’ın sahibi Mithat Yenigün’e ait Hotel Sun Zeynep.
Çalışkan Kardeşler Turizm’in sahibi Cemil Uğurlu’ya ait Club Marmara Bellıs.
UTE Holding’in sahibi Özcan Toplar’a ait Belconti Resort Otel.
Varuna Turizm’in sahibi Süreyya Pekuysal’a ait Club Hotel Varuna.
Kaya Şirketler Topluluğu’nun sahibi Burhanettin Kaya’ya ait Hotel Kaya Belek ve Kaya Select Resort and SPA
Aksa İnşaat’ın sahibi Metin Kaya’ya ait Pine Beach Resort ve Club Pine Beach.
UDE Turizm ve Yatırım’ın sahibi Talha Görgülü’ye ait Club Forest And Sea Otel.
İçkale Holding’in sahibi Nadire İçkale’ye ait Spıce Otel,
Özkar İnşaat’ın sahibi Özdoğan ailesine ait Calista Luxury,
LARA’DAKİ ANKARALILAR VE TESİSLERİ
MÖN İnşaat’ın sahibi ve Fenerbahçe yöneticisi Nihat Özbağı’ya ait Miracle Otel.
GTI Turizm’in sahibi Talha Görgülü’ye ait Riva Diva Otel.
Zafer İnşaat ve Lara Turizm’in sahibi Necati Yağcı’ya ait Concorde Otel.
Limak İnşaat’ın sahipleri Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız’a ait Limak Lara Otel.
MNG Holding’in sahibi Mehmet Nazif Günal’a ait Kremlin ve Topkapı otelleri.
Ünal Group’un sahibi Necati Ünal’a ait Venezia Palace Otel.
Cömertoğlu Otelcilik’in sahibi ve Damla Sakızları’nın üreticisi UfukCömertoğlu’a ait Delphin Palace Otel.
Çeçen Holding’in sahibi İbrahim Çeçen’e ait IC Green Palace Otel.
EGE VE AKDENİZ’E EL ATANLAR
MNG Holding- Bodrum’da World Of Wonders Bodrum Resort Otel.
Nurol Holding’in sahibi Nurettin, Erol ve Oğuz Çarmıklı’ya ait Kemer’de ki Salima Tatil Köyü ve Kuşadası’ndaki Asena Otel.
Kiska şirketinin sahibi Oğuz Gürsel’e ait Bodrum’daki The Marmara Otel.
Dedeman ailesine ait oteller zinciri içinde Antalya, Park Antalya, Kapadokya, Bodrum, Club Bodrum, Olive Tree (KKTC), Erciyes, Club Belköy, olmak üzere sahil zincir otelleri.
Güriş Holding’in sahibi İdris Yamantürk’e ait Göynük’teki Mirage Park Otel.
Aydoğan şirketinin sahibi Derviş Aydoğan’a ait Kemer’deki Kiriş World Otel.
Akfen Holding’in sahibi Hamdi Akın’a ait Mercure Hotel (KKTC), Akfen Kuşadası Otel, Afken Uludağ otelleri.
Prestij Mensucat’ın sahibi Ahmet Yaşar’a ait Side ve Kumluköy’deki Belinda Oteller.
Yahya Kurt’a ait Side’de Sol Kamelya Otel.
Ufuk Cömertoğlu’na ait Side’de Botanik Otel.
Büyükhanlı şirketlerinin sahibi Büyükhanlı ailesine ait İncekum’daki Club Justınyano ve Kemer’deki Club Vista Oteller.
Gençler Şirketler Grubu’nun sahibi Mehmet Gençler’e ait Taşucu’ndaki Best Resort Otel.
Ersan Şirtekler Grubu’na ait Recai Ersan’a ait Bodrum’daki Club Hotel Ersan Holıday Vıllage.
Aykut Kazanları A.Ş’nin sahibi Sedat Yıldız’ın ortak olduğu Marmaris’teki Aqua Otel.
Akman Şirketler Grubu’na ait Kemer’deki Club Akman Park And Beach.
Tepe Grubu’nun bünyesinde yer alan Bilintur’a bağlı Bilkent Kemer Otel
Cengiz Gruba’a ait Kiriş’te Le Jardin Resort Hotel.
Eko İnşaat’a ait Manavgat’ta Pemar Beach, Bodrum’da Hotel Ambarosia.
Göçay İnşaat’a ait Kuşadası’nda Pine Bay Holiday Resort, Pine Bay Beach Club, Pine Bay Marina Hotel, KKTC’de tatil köyü,
Şefik Gül’e ait Gülsan İnşaat’ın ise Kemer’de Eliza Beach Resort, Kilikya Palace otelleri.
Koçoğlu İnşaat’a ait Uludağ’da Karinna Hotel, Manavgat’ta Hotel Arinna. Kıbrıs’ta otel inşaatı ise devam ediyor. Kolin İnşaat’a ait Çanakkale’de Kolin Otel ve Kongre Merkezi.
Şarkının nostaljisi iyi de fıkranınki insanı boğuyor
Lüks denince, akla ilk gelen otomotiv markalarından biri olan dünya devi BMW’nin, daha doğrusu Türkiye distribütörü Borusan Oto’un özel gecesindeyim. Ankara merkezinin kuruluşunun 10. yıl dönümü nedeniyle Esenboğa havalimanın hemen bitişiğindeki plazasında görkemli bir balo ve Erol Evgin konseri gerçekleşiyor. Kalabalık ve seçkin davetli topluluğu, ilk etapta, BorusanHoldingOnursal Başkanı Asım Kocabıyık ile Borusan Oto Ankara Genel Müdürü Azmi Kalemcisoy’un açılış konuşmalarını dinliyor.
Bana göre, işinde olduğu kadar, katıldığı sosyal projelerde de çok başarılı çalışmalara imza atan Genel Müdür Kalemcisoy, 10 yılda satışlarını 20 misline çıkardıklarını belirtip, lüks sınıfındaki araçlarının büyük talep gördüğünü söylüyor. Ardından konuşan Asım Kocabıyık ise geçmişten günümüze hatıralarını aktarıp, bir Volkwagen sahibi olabilmek için kurduğu hayalleri ve Amerikan aracına binmek için kaç yıl beklediğini anlatıyor. Ve sözlerini Türkiye’nin ihracat-ithalat dengesine getirip. "Bakın, ülke olarak 102 milyar dolar ihracat yaptık. Keşke ithalatımız 160 değil de 30-40, hadi bilemediniz 50 milyar dolarda kalsaydı; inanın Türkiye ihya olurdu" diyerek konuşmasını bitiriyor.
BMW, Land Rover gibi araçları ithal edip Türkiye’de satan bir şirketin sahibi olarak icraatıyla, fikirleri tam ters düşerken, öz eleştiri yapması ilgimi çekiyor. Tabii, Azmi Kalemcisoy’un 10 yılda elde ettikleri başarıları anlatırkenki konuşmasına tezat düşmesi de.
Gecenin ikinci dikkat çeken unsuru ise Erol Evgin’in sahne performansı oluyor. Kişiliği ve sanata katkısı tartışılmaz, ama repertuarı takılmış plaktan farksız olunca sıkıntılı anlar başlıyor. Şarkılarda nostalji yaşanabilir, ama her şarkının arasında anlattığı anekdotlar ve fıkralar tam bir felaket. Zira, yıllardır noktası virgülüne dokunmadan aynı anlatım şekli ve içerik insanı biraz sıkıyor. Konuşmalarda nostaljinin nostaljisi yaşanmaz ki! Allahtan Azmi Bey ve ekibinin sıcak misafirperverliği devreye giriyor da, gecemize renk geliyor.