Afişlere yansıyan organizasyonun şifrelerini sizler çözebildiniz mi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Ankara Büyükşehir Belediyesi kentin ana caddelerini, bulvarlarını ve önemli köşe başlarını bez afişlerle donatmış durumda. Başınızı nereye çevirirseniz çevirin o dev afişlerle, flamalarla ve kedi heykelleriyle burun buruna geliyorsunuz.
Üzerinde ise 24 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan “Dünya Çocuk Oyunları”nın duyurusu var. Dünyanın 90 ülkesinden gelecek 13-14 yaş grubundaki çocuklar 13 ayrı branşta yarışacaklarmış. Çocuk Oyunları’nın maskotu Seymen kıyafeti giymiş kedi ise baş köşede... Peki, bu afişlerin üzerinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ait bir ibareye rastladınız mı? Sizi fazla zorlamayayım, maalesef göremediniz. Zira afişler üzerinde bayrama ait tek bir satır yok. Sanki Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmıyor. Eğer bu Çocuk Oyunları organizasyonu ulusal bayramımızın bir uzantısı olarak yapılıyorsa afişlerin üzerinde belirtilmesi gerekli değil mi? Yok, bayramdan ayrı bir etkinlik olarak düşünülüyorsa da 24 Nisan’dan başka bir gün mü bulunamadı? Pek ala Mayıs ayında olurdu, Haziran’da olurdu ama 24 Nisan’da olmazdı. Oluyorsa da bu organizasyonu bizim 23 Nisan Çocuk Bayramı kapsamında düşünmemiz ve sorgulamamız çok doğal. ATA’NIN YADİGARI GÖLGEDE Mİ KALIYOR? Olaya neresinden bakarsanız bakın bu uygulama sizlere de yanlış gelmiyor mu? Acaba bazıları Ulu önder Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan’ı gölgede bırakma çabası içinde mi? Bu arada dünyada çocuk bayramı olan tek ülkenin Türkiye olduğu vurgusunu 23 Nisan’ı gözardı ederek, yabancı konuklara nasıl anlatacağız? 23 Nisan 1920 günü açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimizin sadece Kurtuluş Mücadelesi’nde değil, o mücadelenin hemen ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ve çağdaş uygarlık yolculuğunun da en önemli kilometre taşlarından birisidir. Sonuçta yabancı konuklar bu gerçekleri öğrenemeyip, sadece olimpiyat yarışları için geldiğini zannetmezler mi? Birileri bunu anlatma ihtiyacı duymuyorsa, onu bilmem. Benim yazımı okuduğunuz bu gün, yani 24 Nisan günü Ankara Arena Spor Salonu’nda olimpiyatın açılış töreni var. Belediyenin duyurusuna göre birbirinden güzel ve özel şovlar olacakmış. Organizasyonda, ekibiyle beraber vurmalı çalgılar ustası Burhan Öcal ve Alman Uçan Davulcuları gösteri yapacakmış. Ayrıca Hacettepe Akademik Senfoni Orkestrası, Ankara Devlet Balesi, Kültür Bakanlığı Çocuk Korosu ile Hakan Aysev sahne alacakmış. Cadde, bulvar ve meydanlardaki afişlerde göremedik ama inşallah organizasyon esnasında birileri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hatırlar da, hakkında bir iki kelam eder. Ufak bir bilgi notum daha olacak. Ankara kedisini amblem olarak kullanan ilk kişi Melih Gökçek değil. 2003 yılında İzmir ve Ankara’da gerçekleşen Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası’nın maskotu Ankara kedisiydi. Üstelik Gökçek’in tüm Başkente donattığı kediden daha sevimli ve sıcak. Sekiz yıl arayla yaratılan iki amblemi de inceleyin, kararı siz verin. BU İDDİA DOĞRUYSA VAH KIZILAY’IN HALİNE Kulağıma, Kızılay’daki meşhur gökdelen ile ilgili ilginç fısıltılar geliyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye’nin ismini, “Ankara’nın vergi rekortmeni” olarak duyduğu, başkentin gizemli zengin işadamı Talip Kahraman, Gökdelen’i 55 milyon 500 bin dolara devletten satın almıştı. Emek İşhanı olarak da bilinen gökdelendeki bütün kiracıları çıkaran Kahraman, binayı otele dönüştürmek için de inşaata başlamıştı. Vergi rekortmeni Talip Bey binanın tefrişini tamamlarken de önce Çankaya Belediyesi, daha sonra da Büyükşehir Belediyesi sık sık devreye girip, tadilatı durdurmuştu. Geçen yılın sonlarına doğru ise ünlü iş adamı kaza geçirip ve yatağa düşünce tüm çalışmalar durmuştu. Herkes inşaatın durmasını bu kazaya bağlarken çok önemli bir bürokrat kulağıma bambaşka bir gerekçeyi uçurdu: “Özelleştirme İdaresi bu satış işlemini iptal edecek ve Talip Kahraman’a yatırdığı parayı faiziyle beraber iade edip, gökdeleni geri alacak. Bu şekilde de Emek İşhanı’nın otel yapılması projesi ortadan kalkacak” OTELE NİYET KIZ YURDUNA KISMET(Mİ)? Doğal olarak, yerine ne yapılacağını sorduğum da ise şaşırtıcı bir yanıt verdi. Sıkı durun, söylüyorum, “Gökdelen kız öğrenci yurdu yapılacak”... Zira Başbakan buranın kız öğrenci yurdu yapılmasını çok istiyormuş. Hazır Talip Kahraman içerisindeki tadilatın büyük kısmını tamamlayıp, odaları tefriş etmişken de kısa sürede faaliyete geçebilecek bir yurt oluşabilecekmiş. Sağa sola sordum, soruşturdum ama bu gelişmeyle ilgili resmi açıklamaya veya belgeye ulaşamadım. Ancak konuyu bana aktaran bürokrata ilaveten ünlü bir sanayici de aynı şeyleri söyleyince, yazmaya karar verdim. Üstelik bu sanayici de hükümete yakın isimlerden biri ve önemli odalardan birinin başkanı. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyerek de Talip Kahraman ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı cephesinden bir açıklama bekliyorum. İnşallah da bu yurt işi söylentiden öteye gitmez. Zira gökdelen yurt binasına dönüşürse Ankara’nın en önemli simgelerinden biri olan Kızılay ve meşhur meydanı iyice yok olup gidecek. Şimdi Kızılay Meydanı’nı gözünüzün önüne getirin ve yıllar içinde nasıl parça parça yok edildiğini hatırlayın. Bir köşesinde meşhur Kızılay binası vardı, yıkıldı yerine iş merkezi yapıldı. Diğer bir köşesinde Soysal Han vardı, gözden düştü can çekişiyor. Bir köşesinde Güvenpark var ki, Melih Gökçek onun altını oyup otopark yapacağım diye tutturuyor. Geriye bir tek gökdelenin bulunduğu köşe kalmıştı ki o da kız yurdu yapılacak deniyor. Anlaşılan o ki Kızılay Meydanı anılarda ve fotoğraflarda yaşayacak. ÜCRETSİZ VE FORMALİTESİZ TAHLİL SORGULAMA Son olarak hepinizin bilmesinde yarar gördüğüm bir internet sitesinden bahsetmek istiyorum. Bu sitenin sahibini iyi tanırım ve alanındaki uzmanlığına çok güvenirim. Bizim kurum bünyesinde çalıştığı için de sık sık görüşürüm. Bahsettiğim kişinin adı Cem Argun. Başarılı bir doktor... “www.tahlil.com” isimli bir sağlık sitesi kurdu. Site ziyaretçilerine ücretsiz olarak ve üyelik gibi formalitelere gerek kalmadan tahlil yorumlama hizmeti veriyor. Hastalar ve hasta yakınları çoğu zaman doktora sormaya çekindikleri ve merak ettikleri tahlil sonuçlarını online olarak bu siteye yazıyorlar. Yazdıkları sorunun altına da doktorlar tarafından tahlillerinin yorumu yapılıyor. Ayrıca A dan Z ye tüm tahlillerin normal değerleri, kullanım alanları ve hangi durumlarda yüksek veya düşük çıktığına dair bilgiler veriliyor. Ayrıca çeşitli sağlık konuları, tahlil ve cinsel sağlık bilgileri aktarılıyor. Duyduğuma göre sitenin aylık 120 ile 150 bin arasında ziyaretçisi varmış. Bu arada sitede uzman doktorlar, diyetisyenler ve spor hocaları da sağlıkla ilgili köşe yazıları yazıyor. Bu portala girmenizde fayda var diyorum. Zira beş kuruş para harcamadan sağlıkla ilgili soru ve sorunlarınıza yanıt bulabilirsiniz. SPOR ARABA SÜRÜCÜSÜNÜN GİZEMİ ÇÖZÜLEMEDİ Neredeyse tüm tıp camiasının Tam Gün Yasası’na tepki koyduğu bu günlerde hoş bir hikayeyle yazımı tamamlayalım. Göz doktoru gece yarısı işinden evine dönüyor. Hava soğuk, yerler buz tutmuş bir haldeyken, kendisini delice sollayan bir spor araba kayıyor ve bir ağaca çarpıp, parçalanıyor. Sürücü olay yerinde ölüyor. Hekimin görevi insanlara hizmet ya! Hemen ölünün gözlerini alıp, yerine protez göz koyuyor. Ardından da hastaneye giderek, aldığı gözü bir hastasına takıyor. Bir hafta sonra hastanın gözlerindeki bantlar açılıyor. Mutlu sonuca ulaşılmış ve hasta kendisine verilen günlük gazeteyi okuyor. Manşette ise şunlar yazıyor: “Polis çaresiz kaldı. İki gözü de protez olan bir spor araba sürücüsünün gizemi halen çözülemedi…” Ben bu fıkrayı Başkente uyarlıyorum ve medyanın önümüzdeki günlerde şöyle bir başlık atacağını düşünüyorum. “Ankaralı çaresiz kaldı. 24 Nisan organizasyonunun gizemi halen çözülemedi...”