Paylaş
Beğenirsin ya da beğenmezsin...
Kızarsın ya da kızmazsın...
Ya da benim gibi seversin ama sert bir şekilde de eleştirirsin...
Ama...
Şu anki durum ne şike, ne de başka bir meseledir;
Tam anlamıyla bir vicdan meselesidir. Bu nedenle vicdan sahibi olmayanların, bu yazıyı beğenmeyeceklerine adım kadar eminim.
Futbol yüzünden aylarca hapis yatmış torun sahibi bir insanı, azılı suçlularla bir tutup, tekrar aylarca hapse gönderme kararını, hiçbir vicdana ve hukuka sığdıramıyorum...
Üstelik bu sportif suç (!) Cumhuriyet tarihinde ilk kez ve bir tek Fenerbahçe üzerinden uygulanınca... Bütün yöneticiler, bütün kulüpler tarihleri boyunca en ufak bir futbol suçuna karışmamış gibi, bir tek Aziz Yıldırım’a, dolayısıyla Fenerbahçe’ye ders verircesine kesilen bu ceza, Allah korkusu olan vicdanlı hiç kimsenin kabullenemeyeceği bir cezadır.
Hukuka güven sarsılmışken...
Aziz Yıldırım’ın şike ya da şikeye teşebbüsü tartışılabilir, son maçlarda kaçan şampiyonluklar yüzünden telaşa kapılmış olma ihtimali düşünülebilir. Ancak böyle bir konjöktürde, yani her şeyin birbirine girdiği dönemde bunları düşünmek çok saflık olur...
Milletin hukuka olan güveni bu denli sarsılmışken...
Katiller, hırsızlar, teröristler, bin türlü suça karışmış insanlar, ellerini kollarını sallayarak dolaşırken...
Futbolda şike ile suçlanan bir insanın tekrar cezaevine gönderilmesine seyirci kalmayı, bu suça iştirak etmek olarak görüyorum.
Bu yüzden ne kadar eleştirsem de, bunları yazmayı bir borç biliyorum...
Paylaş