Paylaş
Dünyanın her kurumunda elbette kurallar esastır ve bu esas doğrultusunda işletilirler... Fenerbahçe, hangi kuralı kime ve neye göre bozdu ki, geçen yıl cezalandırıldı da bu yıl affedildi (!) UEFA’ya kim ne anlattı da, UEFA havalara girip işaret parmağını sallamak suretiyle, “Bak gelirim oraya haaaa” edasıyla tepeden bakma bir üslupla havalara girdi, oraya bakmak lazım! Geçen yıl o ‘kozmik oda bekçileri’ neden savunmaları almadan sadece iddia makamının ve Fenerbahçe’ye kasteden yazarların dökümanlarını gönderdi, bunu irdelemek lazım... Attıkları çamurla tarihe geçenler, o çamurdan neden kurtulamıyorlar düşünmek lazım...
F.Bahçe karşıtları hala umutlu
EVET... Fenerbahçe için ‘Şampiyonlar Ligi’ne katılabilir’ yazısı geldi. Bu ceza gelmeyeceği anlamını da taşımıyor üstelik... Yani en azından Fenerbahçe karşıtları hala umutlu diyebiliriz! Fenerbahçe’nin ceza alması için gece gündüz kendilerini yırtanlar... O çamuru Türk futbolunun tamamına bulaştırdılar bir kere... Bugüne dek aynı anda bu kadar Türk takımına ceza geldiğini hatırlayan varsa söylesin! Bursaspor, Beşiktaş, Gaziantepspor, Fenerbahçe... Daha Bank Asya 1. Lig tarafı da belli değil üstelik...
Yani bütün bu kulüplerimiz birleşmişler, ‘Gelin bu sene hep birlikte kuralları çiğneyip, UEFA’lık olalım’ demişler öyle mi düşünelim... Fenerbahçe ve diğer kulüpler ceza almamış olsalar bile başta Fenerbahçe’nin olmak üzere Türk futbolunun şirazesi kaymıştır bir kere... Bu psikolojinin düzelmesi de yıllar alacaktır. UEFA’da kuşları olanlar, kendi hınçları için hem savcılık, hem yargıçlık, hem polislik yapanlar ne diyecekler şimdi merak ediyorum. Utanacaklar mı? Hiç sanmıyorum... Çünkü onlar Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi ‘İnsanlığın en aşağılık yerinde’ duruyorlar!
Kazananlar ve kaybedenler
SPOR servisimiz dün UEFA haberinde harika bir analiz yapmış... Bu hasretle beklenen (!) cezanın çıkmayacağını da daha önce vurgulamıştı. ‘Kazananlar: Fenerbahçe, Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören, Şenez Erzik’. ‘Kaybedenler: Pierre Cornu, Aydınlar Federasyonu, Sadri Şener, yorumcular ve medya’ şeklinde açıklamalı bir kutucuğa da yer verilmişti. Fakat ben bu kutucuğu biraz ‘açmak’ gerek diye düşünüyorum. Ve eklemek istediklerim var; Örneğin kazananlar hanesinin başına Fenerbahçe taraftarını koyuyorum... Çünkü onlar dimdik duran, birlik beraberliği bu denli güçlü bir şekilde pekiştiren bir ‘sivil toplum örgütü’ ve dünyada eşi benzerinin bulunamayacağını düşünüyorum. Kaybedenler hanesindeki medya ve yorumcuların kimler olduğunun asla unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü onlar sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun altına dinamit koyanlardır.
M. Ali Aydınlar ödeyecek mi?
MEHMET Ali Aydınlar, Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün’üne konuk olduğunda, “Uygulamalarımla şayet Fenerbahçe’ye bir zarar verdiysem, bu zararı şahsen tazmin etmeye hazırım. Bedeli ne olursa olsun.
Ama Fenerbahçe bu işlere bulaştıysa, yöneticiler de bu zararı karşılamaya hazır olsun” ifadesini kullanmıştı. Peki şimdi ne olacak merak ediyorum.
Örneğin Aydınlar yönetimindeki federasyon zamanı Emenike, Niang, Lugano, Dos Santos gibi oyuncular gönderilmek zorunda kalınmıştı. Şampiyonlar Ligi’ne gönderilmeyen Fenerbahçe’nin maddi zararını sanırım Japonlar bile biliyordur. Manevi hasara hiç girmiyorum, kaldı ki o zararı ödeyebilecek bir para daha icat olmamıştır her halde... Hatırlatmak istedim...
YENİ FENERBAHÇE
Hasan Ali Kaldırım: Sol tarafın Gökhan Gönül’ü olur.
Dirk Kuyt: Zor maçların kurtarıcısı, taraftarın heyecanı olur.
Salih Uçan: Bir zamanların F.Bahçe’li Abdülkerim’i gibi taraftarın sevgilisi olur.
Devam edecek...
(*) Şirazesi kaymak: Bozulmak, çığrından çıkmak, düzenini yitirmek.
Paylaş