FENERBAHÇE, CSKA Moskova ile grubun final maçına çıkıyor..
Sağ yanımda bir misafirim var Rusya’dan.. Moskovalı..
Fenerbahçe diğer yandan da Hollanda ekibi PSV Eindhoven ile çekişiyor..
Sol yanımdaki misafirim ise Eindhoven doğumlu.. İsmi Philip..
Bendeki şansa bakar mısınız?
Ama iki misafirim arasında da gururla oturuyorum. Bu gurur sadece dün geceki galibiyetle ilgili değil.
İkinci tura yükselmekle de..
Temelleri sağlam atılmış, kurumsallaşmış, bütünleşmiş ve örnek alınmaya başlanmış bir kulübe sahip olmanın gururuydu bu.
Şampiyonlar Ligi’ne yakışır bir statta misafir ağırlayabilmenin gururu yani..
Sadece sahanın içine değil, misafirlerinizin gözlerine bakınca anlıyordunuz aldığınız mesafeyi.
Ne mutlu.. Avrupalı bir kulübümüz var artık.
Tebrikler Fenerbahçe..
4 gol gerekse
F.BAHÇE iyi mi oynadı. Hayır. Kötü müydü? Yine hayır. 90 dakika süresince tüm pozisyonlar F.Bahçe’den geldi. CSKA’nın attığı golde dahil bunlara. Niye? Çünkü kendine güvenle, rahatlığı karıştırdı sarı lacivertli oyuncular. Oyuna biraz daha asılsalar, -haydi açık açık yazayım, dün gece 4 gol gerekseydi 4 atarlardı- skor daha farklı olurdu.
Alkışlar size
90+1’de Roberto Carlos oyundan çıkarken, ellerim kızarıncaya kadar alkışladım. Hem Roberto Carlos’u.. Hem de Zico’yu. Düşünsenize Uğur Boral, Gökhan Gönül gibi gencecik yıldızlarla, Roberto Carlos gibi oyuncuları müthiş bir ahenkle oynatıyor F.Bahçe ve Zico.. Onlar alkışı hakediyor. Hem de sonuna kadar.
Frikikler sorun oldu
BU takım frikiklerde sorun yaşıyor. F.Bahçe ne zaman frikik kazansa taraftar Carlos diye ayağa kalkıyor. Ama topun başına Alex geliyor. İnsan ister istemez düşünüyor; Frikiklerde Alex ile Roberto Carlos arasında bir sorun mu yaşanıyor?