BİR Fenerbahçe- Beşiktaş maçı düşünün... Ve bu maçta Fenerbahçe'nin ‘‘rakip takım’’ olmaktan öteye gidemediğini düşünün...
Koskoca Fenerbahçe fikstür gereği İnönü'ye gidiyor... Hiç bir iddiası yok, üstelik ligde ve tüm kupalardaki başarısızlığı sanki normalmiş gibi algılanıyor.
İşte bu psikoloji ile sahaya çıkan çaylaklar da, ancak bu kadar mücadele edebiliyor. Bir de bu gençlerin sırtlarına yüklenen, ‘‘Gençleştirilmiş Fenerbahçe önümüzdeki yıllarda çok başarılı olacaktır’’ sorumluluğunu da düşünürseniz, sonuç tabii ki normaldir.
Ancak unutulmamalıdır ki, Fenerbahçe'nin tarihi, Beşiktaş, G.Saray ve Trabzonspor kulüplerine üstünlük sağladığı için başarılarla doludur. Fakat bugünkü mantalite değişmezse, Fenerbahçe tarihi ile başbaşa kalmaktan öteye geçemeyecektir.
Yenmek için
Ne olursa olsun, hangi pozisyonda olursa olsun, Fenerbahçe rakiplerini yenmek için sahaya çıkmalıdır. Üstelik bu rakip Beşiktaş yada G.Saray olursa bu maçın tansiyonu da bir o kadar değişir.
‘‘Fenerbahçe'yi karıştırıyor, huzursuzluk yaratıyor’’ diye onca suçsuz futbolcu bu kulüpten, F.Bahce etiğine yakışmayacak şekilde kovulurken, Tamer Güney 3. haftasında Ceyhun'u kadro dışı bırakarak doğru bir iş yapmıştır. Bir çok teknik direktör ve antrenörün 2 yıldır göremediğini, gelir gelmez teşhis etmiştir.
Gol sevinci (!)
Bu arada Nouma'nın, attığı ilk golün ardından uzun bir süre cinsel organıyla tokalaşması (!) çok enteresandı ve Beşiktaş camiasına, Beşiktaşlı'ya yakışmayan bir hareketti... Ve kesinlikle cezalandırılması gereken bir hareketti. Hem Beşiktaşlı yönetici dostlarımız, hem de sevgili Sinan Engin bu futbolcu ile ilgili daha ciddi bir önlem almalıdır.
Fenerbahçe ligin son sırasındaki takımları bile yenemediğinden, ‘‘Beşiktaş'a niye kaybetti*’’ diye sorgulamak yanlış olur. Ama ligdeki durumu ne olursa olsun Fenerbahçe, her derbiyi kazanmak için sahaya çıkmalıdır. Geleceği hala meçhul gibi gözüken Fenerbahçe, bu cumhuriyete yakışır kararları bir an önce almalı ve bu büyük taraftara daha fazla eziyet çektirmemelidir.