İspiyon doğruymuş

Son yazımda da açık net ifade ettim, "Acaba ülkesini şikayet mi etti milliyetçi başkan(!)" diye. Diğer yazılarıma olduğu gibi bu yazıma da herhangi bir yalanlama ya da açıklama gelmedi.

Ama doğrulama geldi. Gerçektende koltuk uğruna ülkesini şikayet etmiş yöneticilerimiz. Tabii ki tüm yönetim kurulunu kastetmiyorum. Çünkü anlaşılan bu şikayetten Kemal Kapulluoğlu dışında hiç kimsenin bilgisi yok. Olsaydı, buna tepki gösterecek üyeler tanıyorum.

Örneğin Tahir Kıran.. Kıran bu duruma itiraz ederdi. Duyduğum kadarıyla zaten bazı uygulamalara, özellikle Kapulluoğlu’nun tüm yönetimi dışlayarak aldığı kararlara ve uygulamalara tepkiliymiş. Neyse şikayet için diyecek tek şey kalıyor. Daha önce de söylediğim gibi, "YAZIK..."

Siyaset yokmuş...

SİYASİ baskı olduğuna inanmıyorum. Olsaydı bana da yapılırdı, yönetimimde 2 AKP li milletvekili var. Hatta son yönetimime de girdiler. Bir kere dahi bu konuyu açmadılar. Hatta ima dahi etmediler. Hal böyleyken nasıl siyasi baskıdan sözedilir."

Bunları söyleyen 5 delegeli Süper Lig başkanlarından biri. Hem de Haluk Ulusoy’u seçimde destekleyen ve hala ısrarla seçime karşı çıkan bir başkan. Telegol Programı’nda konuşan bu başkan Sayın Cemal AYDIN. Peki gazeteleri tercüme ettirerek, "Uygun haberleri" UEFA ve FİFA’ya yollayan Ulusoy, Sayın Cemal Aydın’ın bu sözlerini de tercüme ettirip fakslayacak mı? Ya da Türkiye’yi yakından takip ettiğini açıklayan FİFA bu açıklamayı da dosyaya koyacak mı? Kısaca bu başvurunun koltukta biraz daha kalmak için bir numara olduğunu anlayacak mı FİFA? Yoksa oyun içinde oyun mu var?

Galiba siyaset var...

HER ne kadar aksini iddia etsem de, fikrim değişmeye başladı. Sanırım futbol siyasallaşıyor. Baksanıza Danıştay, İddaa’nın devamı ile ilgili karar açıklıyor. 2 ve 3. ligler en büyük gelirinden mahrum olacak. Belki de bazı takımlar nisan ayından itibaren deplasmana dahi gidemeyecek. Bu konuda insiyatif alıp çözüm üretmesi gereken federasyon sus-pus. Onun bu boşluğunu Sayın Bakan M.Ali Şahin dolduruyor. Toplantılar yapıyor, fikir alıyor. Yeni yasa için büyük çaba sarfediyor. İddiaa kesintiye uğramasın diye diğer sorumluluklarını ihmal edecek şekilde çalışıyor.

İtalya’da ölümle sonuçlanan bir olay patlıyor, İtalyan Federasyonu hemen ligleri tatil ediyor. Çok büyük yaptırımlar getiriliyor. Sanki bu olaylar bize çok uzakmış gibi, bizim federasyon duvar. Yani, testi kırılmadan önlem alması gerekenler, çifte standart peşinde.

Peki birşey yapan yok mu? Var tabii ki, yine sayın bakan valileri uyarıyor. Üç büyük kulubün başkanını bu konuyla alakalı toplantıya çağırıyor. Yani anlaşılan zorunlu sebeble futbol siyasallaşıyor(!) Öyle olmasa ortada futbol kalmayacak.

Sayın Şahin’e bir önerim olacak; Süper Lig’de takımı olan illerin Vali ve Emniyet Müdürlerini, İçişleri Bakanı ile birlikte en kısa sürede toplarsa çok yararlı olur diye düşünüyorum. Hatta bu toplantıya Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da katılır ve şiddet konusunda kararlılığını yetkililere tekrar iletirse daha da etkili olur kanısındayım.

Gökçek sahada

PAZAR gecesi spor programlarının sonucu ve özeti buydu; Ankaraspor Onursal Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek tribünden sahaya inmiş. "Ben ancak senin için giderim" diyen Ulusoy, bakalım şimdi ne yapacak. Çünkü 2006’ta Ulusoy’a tam destek veren Başkan şimdi diğer safta. Ve çok kararlı duruyor. Vurduğu topun sesi yakında Ankara’dan, İstanbu’a gelir diye düşünüyorum.

Hatır şikesi konusu!..

TANIYANLAR bilir, Sayın Haluk Ulusoy’un 40 yıllık arkadaşı ve son yönetiminin etkili ismidir Hüsnü Hayali. Hüsnü bey, Santra programında inanılmaz açıklamalar yaptı. Ama bana göre en önemlisi ve dehşet vereni, "Haluk hatır şikesi yaptı" iddiasıdır. Bu iddia karşısında ortalığın birbirine girmesi, büyük tartışmalar yaşanması gerekirken bu iddiayı görmeyenler çoğunlukta. Hem de bu iddia karşısında federasyondan bir yalanlama ve açıklama gelmemesine rağmen. Bu şok iddiayı görmeyenlerin ve yazmayanların bundan böyle temiz futbol konusundaki tüm girişimleri samimiyetsiz olacaktır.