ALIŞTIĞIMIZ devlet bütçesi bakanlık bütçeleri ile Meclis ve Cumhurbaşkanlığı gibi kurumların bütçelerini kapsardı. Katma bütçeli dairelerin gelir ve giderleri arasındaki fark da eklendiğinde konsolide devlet bütçesi ortaya çıkardı.
2006 yılı başında durum değişiyor. 1990’lı yılların ortasından bu yana yapılan çalışmalar sonucunda devlet bütçesinin sınıflandırılmasında IMF’nin Devlet Mali İstatistikleri (Government Finance Statistics) ilkeleri kullanılmaya başlıyor. Artık, devlet bütçesinin tanıtımı uluslararası standartlarda ve Avrupa Birliği’nde kullanılan ESA’95 (European System of Integrated Economic Accounts) standardına uygun hale gelecek.
Yeni bütçe sınıflandırılmasında daha önce olmayan mahalli idareler, sosyal güvenlik kuruluşları, özel bütçeli kurum ve kuruluşlar ile denetleyici ve düzenleyici kurumların bütçeleri de dahil edilmektedir. Kısacası, yeni bütçe tanımı kamu sektörünün tümünü içermektedir.
SINIFLANDIRMA
Kamu hesaplarının düzenlenmesi (data compilation) ile bütçe uygulaması birbirine karıştırılmamalıdır. 2005 yılı bütçesi büyük bir olasılıkla 145 milyar YTL harcama ile bitecektir. Halbuki, yeni bütçede tanıtımında merkezi yönetim bütçesinde harcamaların 174 milyar YTL olacağı teklif edilmektedir. Sanki, bütçe harcamalarının gelecek yıl yüzde 20 artması planlanıyormuş gibi bir izlenim doğmaktadır. Halbuki, 174 milyar YTL tutarındaki harcamalar içinde 2005 yılı bütçesine dahil edilmemiş kuruluşlar vardır.
Maliye Bakanlığı 2006 yılı bütçesinin 2005 yılı bütçe uygulamasıyla doğru karşılaştırılmasına yönelik olarak yeni bütçenin eski bütçelerle karşılaştırılmasına olanak verecek sınıflandırmayı da en azından birkaç yıl yayınlamalıdır. Uygulama eski sınıflandırma bazında bir süre takip edilecektir. Yeni sınıflandırma uygulamaya yönelik olmaktan çok devletin mali istatistiklerinin konsolide edilme biçimiyle ilgili olacaktır.
Yeni sınıflandırma ile uygulamaya yönelik ciddi riskler de oluşabilecektir. Örneğin, denetleyici ve düzenleyici kurumlar merkezi yönetim bütçesi içinde yer almaktadırlar. Bu kuruluşlar kendi bütçelerini kendileri yapmakta ve uygulamaktadırlar.
UYGULAMA RİSKLERİ
Bankacılık Üst Kurulu (BDDK) bankaların bilançoları büyüklüğü üzerinden belli bir oranda harç almaktadır. Bu kurumun gelirlerinin çok büyük bir bölümü bu kalemden oluşmaktadır. Bütçe açığının kapatılmasına ya da azaltılmasına yönelik olarak BDDK bankalardan aldığı harçları artıracak mıdır? Böyle bir uygulama düzenleyici ve denetleyici kurumların kuruluş felsefesine idari ve mali bağımsızlık ilkesine tamamen aykırıdır.
Düzenleyici ve denetleyici kurumlar bazı yıllarda bütçelerinde fazla verebilirler. İşin ruhu icabı geçmişteki finansman fazlaları gelecek yıllardaki harcamaları karşılamalı ve cari yılda daha az harç almalıdırlar. Şimdi yürürlüğe konan uygulamaya göre, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yıl sonunda gerçekleşebilecek finansman fazlalarına Hazine el koyacaktır (önceleri üç ayda bir el koymayı planlıyorlardı). Bu kurumlar bir yıl sonra sıfırdan başlayacaklardır. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da aynı kefeye konmuştur. Bu da yanlıştır.
Bu uygulama işin felsefesine de, devletin gelir elde etme hukukuna da aykırıdır. Denetlenen ve düzenlenen sektörlerdeki kuruluşların ne felsefi ne de şekil olarak vergi hukukunda yeri olmayan vergilendirilmeleri söz konusu olmaktadır.
Devletin mali durumunun kağıt üzerinde gösterilmesine, şeffaflığa ve hesap verilebilirliğe yönelik sınıflandırma ile devletin harcama ve gelir elde etme uygulamalarını birbirine karıştırırsak çok daha büyük karışıklıklara yol açmış oluruz.